|
Paris saldırılarının her yönü [2]
Paris neden terör saldırılarının hedefi oldu?

Paris'teki sosyal ve siyasi durumu, uzun yıllar boyunca Paris'te yaşayan, benim de Yeni Şafak'tan önce yazdığım mecra
sitesinin editörü olan aynı zamanda benim de beş yıl boyunca editörlüğümü yapan Mehmet Yılmaz ile görüştüm. Aktarayım…

Fransa saldırısı olur olmaz, çok doğal bir şekilde Fransa halkı panikler. İlk saatler şok şeklinde geçer. Ama en azından hemen olay akabinde kimse Fransa devletini katil ilan etmez. Bu saldırıları oy amaçlı kullanmaz. Katliamın üzerinden 24 saat geçmesinden sonra Fransa'daki Ulusalcı Cephe/
Front National
lideri Jean-Marie Le Pen ve birkaç faşist isim dışında toplumun ve kurumların tümü birlik mesajı verir. Hatta olay yaşandığı sırada Fransa'da doktorlar grevdedir ancak katliam olunca hemen grevi bitirir ve hastanelere koşarlar. Bizdeki bazı hekimler gibi “Hayatı Durdur!” gibi saçma sapan bir eyleme gitmezler.

Bir diğer şaşırtıcı husus, otorite sahibi ağızların -Le Pen ve türevleri hariç- İslam karşıtı bir söylem seçmek yerine tam aksi bir dil seçmeleri ve Fransa'nın dış politikasına (Suriye politikasına) karşı bu saldırıların gerçekleştirildiği mesajını vermesi... Hatta İslam ve Müslümanların kullanıldığı amacın başka olduğu mesajı verildi.

Suriye'den Fransa'ya gelen mültecilerin durumu da mühim…

Fransa'da çok az sayıda Suriyeli mülteci olmasına rağmen, maalesef Fransa bu konuda oldukça rahatsız. Mültecileri nereye koyacağını düşünüyor ve Fransa'da kalmalarını istemiyor. Hatırlarsanız eylül ayının ortalarında göçmenlik dramı yaşanıp, göçmen çocukların cesetleri Akdeniz'in kıyısına vurmaya başlayınca Fransa'nın "Sosyalist" Partili Cumhurbaşkanı Hollande: "Mülteciler Türkiye'de kalsın, bakım paralarını biz verelim." demişti.

Fransa'nın İngiltere'ye en kestirme denizyolunun karşı noktasını oluşturan Calais'te sadece 1500 mülteci/göçmen (zira henüz resmi statüleri net değil) yaşıyor. Bu mülteciler bu hat üzerinden İngiltere'ye geçmek istiyorlar. Paris saldırılarından birkaç gün önce Calais'te gerginlik oldu ve birçok çatışma yaşandı. Sebebi henüz belli olmayan bir yangın çıktı.

Savaştan kaçan insanların Fransa'daki durumu maalesef bu.

Fransa'nın güvenlik politikaları…

Hiç şüphesiz Fransa'nın güvenlik stratejileri de mühim bir konu. Fransa'nın güvenlik zaafı olduğu biliniyor. Hatta bir askeri yetkili Fransa'ya silahların girmesinin çok kolay olduğunu, Almanya yahut Belçika sınırından bu silahların kolaylıkla girebileceğini itiraf etti. Ancak teröristlerin kullandıkları silahlar savaş meydanında kullanılacak ağır silahlar… Bunca ağır silah nasıl buraya geldi?

Paris'te katliamı yapanlar arasından bir şahıs polis tarafından takip edilen, Fransız emniyetinde dosyası olan bir şahıs, bu kişi bilindiği halde neden engellenmedi?

Elbette şunu da vurgulamak gerekiyor: Fransa silah satışı konusunda dünyada ikinci ülke, en çok silah satan ikinci ülke. Satılan silahlar, o silahları ele geçirenlerce bazen kendilerine silah satanlara da doğrultulabiliyor.

Fransa'nın Türkiye ile birlikte Esed gitsin için ortak hareket ettiği biliniyor. Saldırı olduğu gün Viyana'da Esed mevzusu konuşuluyor eş zamanlı olarak Türkiye'de G20 zirvesi yapılıyor. Dolayısı ile bu saldırılar spontane gelişmeler değilmiş gibi duruyor. Dolayısı ile bu saldırıların Fransa'nın dış politikasına baskı yapma amaçlı düzenlendiği ihtimali kuvvetleniyor.

Charlie Hebdo saldırısına da göz atmakta yarar var. Yemen'deki gelişmeleri hatırlayalım, Yemen'de mezhepsel temelli gerilim Suudi Arabistan/ABD ve İran'ı karşı karşıya getirmişti. Hebdo saldırısı olmadan kısa bir süre önce Fransa, Yemen konusundaki çekingen tavrını ortaya koydu. Charlie Hebdo saldırısından hemen hemen bir hafta sonra ise Fransa uçaklarını Yemen'e gönderdi. Bu saldırının da bir nev'i şantaj gibi olması, Fransa'ya mesaj vermiş olması muhtemel.

Sonuç olarak; Hebdo saldırısının Amerika ve İngiltere lehine; Paris saldırısının ise Rusya, İran lehine sonuçlandığını söyleyebiliriz. Gazze açıklarındaki Akdeniz enerjisi konusunda Hollande yönetimiyle birlikte Fransa'nın artık “Anglosaksoncu” siyasetten uzaklaştığını, bu uzaklaşmanın İsrail'i rahatsız ettiğini, bu uzaklaşma başlar başlamaz ise saldırıların hedefinin Fransa olduğunu unutmamak gerekiyor.

Anglosakson siyaseti, pazara ve enerji kaynaklarına sahip olma isteği, dünyaya yön verme merakı, terörden beslenme, silah satışı, İslam karşıtı politikalar… üst akıl, yan akıl… adına ne derseniz deyin ancak sonuçta olanın Paris'teki hafta sonu müzik dinlemeye giden masum sivillere, Akdeniz'de kıyıya vuran çocuğa, Suriye'de tecavüze uğrayan kadına, geride kalan acılı babaya, Ankara'da bedeni parçalanan öğrenciye, onun yüreği yanmış annesine oluyor. Bu kadar cinayet artık üst akıl denilen o şeytan için bile çok fazla kaçıyor.
#paris
#terör
#avrupa
8 yıl önce
Paris saldırılarının her yönü [2]
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı