|
FETÖ davaları tahliyelerle, siyaset boş söylemlerle sulandırılıyor mu?
Geçtiğimiz hafta gündeme bomba gibi düşen FETÖ davası tahliyeleri sonrası
halkın en çok aklına düşen soru şu: “FETÖ davaları, tahliyelerle sulandırılıyor mu?”


İBB Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı

Ömer Faruk Kavurmacı'nın FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanıp, sağlık raporu ile tahliye edilmesi

; basın ve sosyal medyada en çok konuşulan,

ağır eleştirilerle birlikte tepki verilen tahliyelerin arasında yer aldı.


Tahliye HSK'ya Sevk Edildi


Kavurmacı FETÖ üyeliği ve örgüte finans sağlama iddiaları ile ilgili 2016 yılının Eylül ayında tutuklanmıştı. 1 Mart 2014'teki TUSKON Genel Kurulu toplantısında

TUSKON Başkanı Rızanur Meral'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı: “Kimin inine girildiğini göreceksin" diye tehdit ettiği konuşmasını ayakta alkışlayan Kavurmacı'nın görüntüleri ve FETÖ'ye finans sağlayan işadamları arasında yer aldığı iddiası, tahliyesine verilen tepkilerin ana omurgasını oluşturuyor.


Tartışılan tahliye kararı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan bir başvuru ile yeniden gözden geçirilecek.

Hakimler Savcılar Kurulu tahliye kararındaki etkin isimleri ayrıntılı inceleyerek, kararını verecek.


Millet Erdoğan'ın Konuşmasını Bekliyor


Geçtiğimiz hafta yaşanılan tahliyeler dışında, Anadolu'nun birçok yerinden benzer tahliye haberleri geliyor. Bu

tahliyelerin isimleri ya da bağlantıları ünlü bir isme dayanıyorsa sosyal medya ve basına yansıyor, değil ise tahliye edilenler sessiz sedasız halkın arasında dolaşıyor.


15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısı ile FETÖ'nün hain darbe girişimine karşı vatana sahip çıkmak için darbecilere bedenlerini siper edenler; 249 şehit ve 2 binden fazla gazi ile isimlerini tarih sayfamıza altın harflerle kazıdılar.



O gecenin sonrasında

15 Temmuz kahramanları ve aileleri ile birlikte FETÖ ile ilgili davaların takibi sadece basın ve medya kurumlarının değil, tüm halkın da yakından takip ettiği ve seyirlerinin incelendiği millet davası haline geldi. Gündem ile ilgili olaylara net yanıt ve değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan halk, FETÖ tahliyeleri ile ilgili kısa da olsa bir konuşma bekliyor…


Cumhuriyet Yürüyüşlerini Unuttun mu Baykal?


Son günlerde FETÖ tahliyeleri ile birlikte konuşulan diğer konular arasında ise CHP milletvekillerinden Deniz Baykal ve Fikri Sağlar'ın söylemleri yer aldı. Deniz Baykal, TV konuğu olduğu kanalda "Abdullah Gül yüzde 49'un adayı olabilir. Gül aday olursa değerlendirilmesi lazım" açıklamasını yaparak, 2007 yılında gerçekleştirilen Cumhuriyet Mitinglerini rafa kaldırdığını teyit etti.



Dönemin Başbakanı Abdullah Gül'ün eşinin türbanının laikliğe dolanmasına binaen yapılan

Cumhuriyet Mitinglerinin başını, dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal çekiyordu. Baykal o günlerde Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığına karşıydı. Ona göre Gül, bir siyasi projenin uzantısıydı.

Bugün ise Baykal'a göre Abdullah Gül, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olması için değerlendirilmesi gereken bir isim.



Baykal'ın 10 yıl içindeki 180 derecelik çarkını düşündükçe, siyaset kurumunda da yaş haddinden emekliye ayrılma konusunun gündeme getirilmesini düşünüyorum…


Kılıçdaroğlu Kapının Önüne Koymaya Başladı


Baykal'ın ardından

Fikri Sağlar

'ın Akşam gazetesine verdiği ağır Anti-Kılıçdaroğlu röportajı ise Sağlar'ın

CHP'den ihracı talebiyle yüksek disiplin kuruluna sevk edilmesi

yle bitti. Zaten geçtiğimiz hafta

Kılıçdaroğlu,

'Parti içi kavgaya asla izin vermeyeceğiz.

Kavga edenleri gerekirse kapının önüne koyacağız' diyerek muhalefet edenlere gözdağı vermişti…


Şimdilerde ise

CHP milletvekili Muharrem İnce

önderliğinde

“Olağanüstü Kurultay” çağrıları

yapılıyor.

Boşa kürek çekmekt

en öteye geçmeyen bu

çağrı CHP parti tüzüğünün 49. Maddesi'ne fena halde takılıyor.

Kongre üyelerinin beşte biri Muharrem İnce'ye destek verse de sadece Olağanüstü Kongre'nin gündemi belirlenebiliyor. Seçim yapılamıyor. Seçim için salt çoğunluk şart. O da İnce'nin boyunu aşıyor…



Seçimlerin Mağlubu, Kurultayların Galibi: Kılıçdaroğlu


Kılıçdaroğlu; 2010 yılından bugüne 8 seçim kaybettiği halde, her parti kurultayında rakiplerini parti tüzüğü ile yenmeyi bildi.

CHP'de boş söylemlerle kürek çeken muhalifler kabul etsin: Seçimlerin mağlubu, kurultayların galibi Kılıçdaroğlu, uzun yıllar CHP Genel Başkan koltuğunda oturmaya kararlı.


Bakalım Kılıçdaroğlu İsmet İnönü'nün 35 yıllık Genel Başkanlık rekorunu kırabilecek mi? İnönü 88 yaşına kadar bu görevi yürütmüştü. Muhalefette durum böyle devam ederse, neden Kılıçdaroğlu da 97 yaşına kadar CHP Genel Başkanı olmasın?

#FETÖ
#CHP
#HSK
7 yıl önce
FETÖ davaları tahliyelerle, siyaset boş söylemlerle sulandırılıyor mu?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset