Geçtiğimiz hafta yaşanan ağır mağlubiyetin ardından klişe tabirle "telafisi olmayan maçtı" Fenerbahçe için. Lig'in yeni kuşak "baş altı" ekiplerinden olma adayı Kasımpaşa, devre arasında Donk'u kaybetmiş; dün gece de Scraione ve önemli hücum silahı Eren'den yoksun çıkmıştı sahaya. Yani omurga bozulmuştu. 4 Maçtır kazanamayan Rıza Hoca'nın talebeleri karşısında ilk yarım saat dolarken üstün olan ev sahibi Fenerbahçe oldu. Lakin eksik olan sadece gol değildi bu bölümde. Tribünde taraftar, sahada da tutku Fenerbahçe adına ilk bölümün noksanları idi. "Yeşil zeminde en hareketli kimdi?" derseniz Pereria cevabı yanlış olmaz hani. Antalya'dan 4, Amed Sportif'ten 3 gol yenilmiş bir haftanın ardından ilk 45 dakika boyunca Kasımpaşa'ya pozisyon vermemiş olmak kayda değer ama bunda rakibin formsuzluğunun olası etkisini ancak sonraki maçlarda anlamak mümkün bizce . İlk yarının son bölümünde gelen 2 gol kadar rakibin 10 kişi kalması da Fenerbahçe için rahat hatta çok rahat bir ikinci yarı müjdesi demekti. Savunmanın hakkını zaten verdik; unutmadan Diego ve Robin Van Persie' ye de golden bağımsız olumlu anlamda vurgu yapılmalı.

Beklendiği gibi bir ikinci yarı oldu. 11 kişi iken bile rakip kaleye gidemeyen Kasımpaşa, 10 kişi ve 2 farklı mağlup duruma düşünce maçın bir an evvel bitmesi "ehven-i şer" görünmüş olmalı. İlk yarının son bölümünde maçı kazana Pereira ise 75. dakikadan sonra yedekleri kazanmayı düşünerek 3 oyuncu değişikliği birden yaptı. Alper'in gol öncesi koşusu ve çalımı en az gol kadar konuşulasıydı bu arada. Son dakikalara girerken gelen Kasımpaşa golü ise eskilerin tabiri ile "şeref sayısı" kabilindendi. Fenerbahçe, kağıt üzerinde zor görünen bir maçı alarak rakibinin maçını rahat seyretmeyi hak etti vessselam...