Anlaşıldı ki bu sezon Beşiktaş adına kadrodaki değişikliklere "rotasyon" tabirini kullanmak doğru olmayacak. Şenol Hoca elindeki geniş kadro ile ne Süper Lig ne Avrupa'da "ideal 11" arayışında. Lige keyifsiz başlayan Antalyaspor karşısında bu kez çift forvet başladı Beşiktaş. Erken gol bulup maçı rolantiye alma düşüncesi geçen yıldan farklı bir başka anlayış siyah-beyazlılarda. Ama maç hiç öyle başlamadı. Aksine Rıza Çalımbay ile çıkış arayan Antalyaspor rakibinden daha erken ve daha net pozisyonlar yakaladı maçın başında. Sadece pozisyonlar değil bilhassa Eto'o tarafından yanlış kullanılan toplar nedeniyle pozisyona dönüşememiş fırsatları da eklemek lazım. Elbette özellikle Tosiç'in doğru hamlelerini de unutmayalım. İlk yarı boyunca işler Antalyaspor lehine görünür, Beşiktaş bir türlü istediği oyunu oturtamazken devrenin sonunda Antalyaspor'un yine bir top kaybı ile Aboubakar'ın "Beyler ben futbolcuyum" golü geldi. Sadece gol değil sonrasındaki itirazlar ve kırmızı kartla Beşiktaş için ilk yarı oynanan oyunla mukayese edilemez karlılıkta bitti. Açalım parantez; hakemlerimiz kötü, çok çok çok kötü ve bunu söylemek ayıp değil.

İkinci yarıya başlarken Antalyaspor için işler çok daha zordu doğal olarak. Beşiktaş ilk yarıda bulamadığı pozisyonları bulmaya başladı hakemin düdüğü ile birlikte. Antalyaspor ise sayıca eksik olmasına rağmen 70. dakikaya kadar direndi. Talisca'nın dantela gibi örülerek hazırlanan atak sonucunda gelen golüyle maç fiilen bitmiş oldu. 3. gol ise bunun tescili... Beşiktaş, Süper Lig'in kadro olarak da oyun olarak da en iyisi. Lakin Avrupa düzeyinde "iyi takım" ölçüsü bir oyun anlayışı oturtmak ve hem Saüper Lig hem Avrupa'da toplanan puanlara rağmen henüz bu seviyede demek mümkün değil.