|
Kaybedenin de bir hikayesi vardır

"Marifet iltifata tabidir" demiş eskiler. Derbide pek çoğumuzun bilmediği için anlamadığı hakem kararından sonra, rakip kale yerine, topu taca atma kararı alan Fenerbahçeli futbolcuları tebrik ederek girelim yazıya. Mesele içerik değil efendim; öyle çoraklaştı ki futbolumuz, böyle hareketleri alkışlamak tercih değil zaruret haline geldi. Diğer yandan ben dâhil futbol üzerine yazan, konuşan, koşan, vuran hemen herkesin bu kuraldan bihaber olmasını da kendi ayıp listemize yazalım. Futbol adına konuşulacak çok şey yoktu derbide; iyi tarafından bakacak olursak utanılacak hadise de yoktu. Fenerbahçe şampiyonluğu resmileştirmek için bir hafta daha bekleyecek. Beşiktaş ise Şampiyonlar Ligi için kalan 4 haftada daha konsantre olmalı. TV NET"deki program ortağım Beşiktaşlı sevgili Ergin Aslan"ın ifadesiyle Beşiktaşlılar, kalan haftalarda takımlarından çok Galatasaray"a güveniyorlar. Allah var, onların bu "güvenini" boşa çıkarmayacak kadar kötü Galatasaray; "ununu eleyip eleğini asmış" gibi yani...

Avrupa kupalarına katılma mücadelesinde Trabzonspor önemli bir engeli daha aştı. Ne Malouda vardı sahada ne Zokora, ne Colman, ne Bamba, ne de Janko... "Genç uşaklar" "varız", dediler ve bir irade ortaya koydular. Ayrı bir yazıyı hak ettiği için Hami Mandıralı"yı sadece tebrik edelim. Şaka değil, Eskişehir ve Kasımpaşa maçlarında 4 puan bırakılmasaydı Trabzonspor bugün Galatasaray"la Şampiyonlar Ligi ön eleme yarışındaydı. Kim ne derse desin attıklarıyla da yedikleriyle de Süper Lig"in en renkli takımı Sivasspor ve Roberto Carlos da alkışı hak ediyor. Efsane sol bekin Antalya maçında 2. golden sonra kulübeye lisan-ı hal ile "Cenaze evinde düğün olmaz" mesajı da temas edilesi idi. Yalnız sıralamada istediği yerde olması durumunda bile, şike meselesi yüzünden Avrupa"ya gidememe durumunu da hatırlatalım yiğidoların... Kasımpaşa ve Karabük diğer iki Avrupa adayı... Her iki hoca da sezon ortasında hatırlattığımız "kadro darlığı" sorununu aşabilseydi belki daha yukarıda olabilirlerdi. Önümüzdeki sezonlara bakacağız artık. Sizi bilmem ama beni kazananlar kadar kaybedenlerin hikâyeleri de çeker; hani ne bileyim sene sonunda "şampiyonluğun hikâyesi" klibi falan yapar ya televizyonlar; ben olsam kaybedenlerin hikâyelerini de işlerim. Hem dramatik hem ibretliktir bence ve okunası, izlenesidir...

Not:
Kısmet olursa bugün saat 14.00"de TÜFAD( Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği) Trabzon şubesinin düzenlediği panelde olacağım. Trabzon"daki okurları beklerim efendim.
10 yıl önce
Kaybedenin de bir hikayesi vardır
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’