Beşiktaş için zaten yaklaştığı şampiyonluğu hemen hemen ilan etme maçıydı. Başakşehir için ise hiç değilse yarışı uzatma ve geçen hafta futbol kamuoyuna verdiği imajı bir nebze unutturma fırsatı... Daha maçın başındaki görüntü ev sahibi ekibin daha konsantre olduğu şeklindeydi. Üstelik sadece futbolcular değil; kulübedekilerle de... Abdullah Avcı Beşiktaş'ın omurgasını etkisiz hale getirdi, Atiba'nın üstüne baskı yaparak. Bu hamlelere futbol kısmeti de eklenince ilk yarı boyunca her şey Başakşehir'in istediği gibi gitti. Abdullah Avcı'nın talebeleri Beşiktaş kalesine topu her getirdiklerinde tehlike oluşturdular. Sezon boyunca zaten Beşiktaş'ın en kayda değer handikabı olan savunma zaafiyetinin ayyuka çıktığı bir 45 dakika oldu ilk yarı. Ve Başakşehir 3 gollük üstünlükle gitti soyunma odasına...

Bütün bu olan bitenlere ne Şenol Hoca'nın, ne de sahada Beşiktaşlı futbolcular reaksiyon gösterebildi. Oysa en az Beşiktaş savunması kadar son haftalarda arıza veren bir tandemi vardı Başakşehir'in. İlk yarıda iki kez rakip ceza sahasına girebilen Beşiktaş, ikinci yarıda biraz daha etkili olsa da son çeyreğe skorda değişiklik olmadan girildi. Zorunlu Atiba- Tolgay değişikliğinden sonda Abubakar'ı da sahaya sürdü Şenol Hoca ama Başakşehir sahanın her yerinde soğukkanlılığını korumayı bildi ve Beşiktaş'a istediği tempoyu yaptırmadı. Son dakikalarda Beşiktaş biraz daha yüklendi ama Demba Ba'nın sakatlık sonrası eski günlerini hatırlatan şık golü çok geç geldi. Hasılı kelam Beşiktaş var olan kredisinden bir kısmını yedi ama hala şampiyonluğun en büyük ve en avantajlı adayı...