Başlığa bakıp sadece iki gündür yaşananlardan hareketle verilmiş hüküm olduğunu düşünmeyin lütfen. Trabzonspor birkaç kısa ara dönem dışında 30 yıldır yönetilmiyor. 30 yıl önce yönetmek kolaydı; futbol bir endüstri değildi, şehirde büyüyen neredeyse her erkek çocuğu ülke şartlarında ortalamanın üzerinde bir futbolcu olabilecek nitelikteydi. Demem o ki sadece kulüp idaresi anlamında değil belli bir program disiplin ve yöntem üzerine inşa edilmiş bir altyapısı da olmadı Trabzonspor'un. Daha net ifade edelim; Ali Kemal, Şenol, Kadir, Turgay Necati... Hatta Hami, Hamdi ve hatta Fatih Tekke'ler, oyunu çok sevdikleri ve nitelikli oldukları için iyi futbolcu oldular; ciddi bir eğitimle değil. Dolayısıyla ne kulüp yöneticiliği anlamında ne de mümbit bir bölgedeki futbol havuzunu yetiştirmek üzere kurulu altyapı düzeneği anlamında Trabzon zaten "olağanüstü" işler yapmadı. Bu zamana kadar yönetilmedi Trabzonspor; "idare edildi". Son 2 senedir ise idare de edilemiyor; Nuri Bilge Ceylan filmlerinde amaçsızca uçuşan poşetler gibi, rüzgar nereye sürüklerse oraya gidiyor. Demem o ki sorun ne Süleyman Hurma, ne Onur, ne Hami Mandıralı idi ne de Ersun Yanal...Ünal Karaman, Vahid Hoca Malouda, Janko Volkan Şen de değildi sorun. Sorun "kara düzen"le başarılı olmuş bir şehrin aynı başarıyı postmodern futbol dünyasında aynı yöntemlerle bekliyor oluşu. Beklenti yüksek, onu gerçekleştirmeye soyunan isimler ise bugün olduğu gibi vasatın bile çok çok altında olunca Trabzonspor'da krizin adı değişiyor sadece kendisi baki...