Türkiye'nin 2023 yılı hedeflerini koyması, uzun vadeli bir hedef perspektifi ortaya koyduğu için önemliydi. Ancak, 2023'e 5 yıl kalmışken, hedeflemenin daha geniş bir zaman dilimine yayılması gerek. Yani, ihtiyacımız olan bizi 2030'a taşıyacak, 2050 ekonomisini hazırlayacak bir ekonomik hikâye.
Ekonomi raporlarıyla öne çıkan PwC'nin yeni yayınlamış olduğu çalışmadaki Türkiye için yapılan analizler,
Bu sorunun cevabı, yalnızca Türkiye ekonomisindeki gelişmeler veya ulusal dinamiklerle ilgili değil tabi ki. Aynı zamanda, küresel ekonomide hangi ülkelerin öne çıkacağı, küresel ekonomik dengeyi hangi faktörlerin belirleyeceğiyle de ilgili.
AB ülkelerinin Avrupa Birliği'nde geleceğinin ne olacağı belirsiz. Avrupa ülkelerinde,
ekonomik ve sosyal problemlerin derinleşeceğinin işareti. Tabii bir de, Trump'lı dönemin küresel ekonomik dengeyi nasıl etkileyeceği de önemli.
sorularına cevap olarak, Çin, Hindistan, Endonezya ülkelerinden söz ediliyor. Bu ülkelerin hem ekonomik yapılarının hem de beşeri sermayelerinin, gelecek çeyrek yüzyıla damga vuracakları şimdiden söylenebilir.
Ancak, raporda da ifade edildiği gibi bu ülkelerin yanı sıra,
Meksika, Rusya ve Brezilya ülkelerinin, küresel ekonomik dengenin belirleyici aktörleri olacağı bekleniyor. Öyle ki, Türkiye'nin
Yalnız bu
Ancak, bu ekonomik ilişkilerinin hem hacminin arttırılması hem de çeşitliliğinin sağlanması gerekiyor.
Yani, 2050'nin başlıca aktörleri olacak ülkeler,
. Bu ülkelerle olan enerji, sanayi ve tarım alanlarındaki işbirliği ve ticaretin niteliği de niceliği de değişmeli.
Tabii bir de Türkiye'nin ulusal düzeyde yapması gerekenler var. Bunların başında da yapısal reformlar geliyor. Enerji bağımlılığı, düşük tasarruf oranı ve ekonomik üretim yapısında teknolojik oranın az olması, başlıca çözüm bekleyen sorunlar.
3 sorun da, yani enerji, tasarruf ve üretim için çözümün adresleri belli:
Bugünden yarına sonuç verecek ya da etkisini anında görebileceğimiz çözümler değil bunlar. Ancak hedefimiz, Türkiye ekonomisinin dünyadaki ilk 10 ekonomisinden birisi olması, bölgede ekonomik ve siyasi gücün merkezine yerleşmesi ve küresel ekonomik dengede söz sahibi ülkeler arasına girmesi ise
.
Bunun için de Türkiye'nin ekonomi ajandası, uzun soluklu olmalı, kesintiye uğramayacak ve uğratılmayacak şekilde kurgulanmalı ve ekonomiyi çıkarlarına göre dizayn etmek isteyenlerin müdahalelerinden etkilenmemeli.
Tam da bu sebeple,
Türkiye kendisine ayak bağı olan sorunlarını çözme konusunda hızlı hareket etmelidir.