Yeniden yapılanma sonrasında bürokraside etkinliği azaltan başat unsur konumundaki yatay işleyişlerin minimize edilmesi sağlanabilecektir.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile bürokraside gerçekleşecek bir yeniden yapılanma sürecinin ekonomi tarafında kaçınılmaz hale gelen Kurumların yeniden mimarisi için hayati bir fırsat olduğu aşikâr.
Merkez Bankalarının asli görevi fiyat istikrarını sağlamaktır. AK Parti iktidarı ile birlikte para ve maliye politikalarında sağlanan uyum ve başarı ile enflasyon hızla düşüş sürecine girip, enflasyon tek haneli rakam bandına inmiştir. Fakat, nihai hedef olan %5 çizgisine halen ulaşamadık.
.
Diğer taraftan, 2008 küresel finansal krizinin de tetiklediği sorunlarla birlikte Merkez Bankalarına fiyat istikrarını sağlama görevinin yanına “finansal istikrarı sağlama” görevi de eklendi.
Bilindiği üzere, makro ihtiyatlı politikalar kapsamında kredi piyasası gelişmeleri büyük önem arz eder. Başka bir ifade ile,
Ülke özelinde yaşadığımız tecrübeler gösterdi ki, TCMB'nin kredi piyasasını etkileme yönünde sahip olduğu politika araçları (zorunlu karşılıklar v.b.) oldukça sınırlı sonuçlar doğurmuştur.
. BDDK'nın kredi karşılıkları üzerinden yaptığı düzenlemelerin çok daha etkili olduğunu gördük. Nihayetinde, hem dünya örneklerinde hem de Türkiye örneğinde görüldüğü üzere, salt para politikası araçları ile fiyat ve finansal istikrarı sağlama yolunda arzulanan sonuçlara ulaşmak mümkün olmamaktadır.
Önümüzdeki döneme baktığımız zaman, en azından, kısa ve orta vadede, makro ihtiyatlı politikaların merkezi konumunun devam edeceğini öngörmek zor değil.
Aslında
da bu oluyor.
BDDK'nın Bankacılık sektörüne ilişkin düzenleme ve denetleme fonksiyonlarının TCMB'ye aktarılması ile bu çift başlılık giderilebilir.
Yani, Merkez Bankasının para ve kredi araçlarıyla donatılması yani güçlü bir hüviyete kavuşması, hem hızlı karar verebilmesi hem de para ve kredi piyasalarında etkinliğin artırması açısından daha önemli hale geliyor.
Bu yeniden yapılanma süreci aslında Merkez Bankasını güçlendiren ve makro ihtiyati politikalar (risk azaltıcı) dediğimiz politikaların karar alıcısı durumuna gelmesi, hem Merkez bankalarının
Dolayısıyla, 16 Nisan referandumu açıkçası nasıl idari sistemde çok başlılığın ortadan kaldırılmasına vesile olacaksa,
e dolayısıyla birçok kurumun yeniden yapılanmasında da bir fırsat olacaktır