|
Türkiye’nin değişmeyen gündemi ekonomi olmalı
30 Ağustos Zafer Bayramı ve Kurban Bayramı vesilesiyle 10 güne çıkan çifte bayram sonrasında yoğun bir ekonomi gündemi bekliyor hepimizi.
Aslında tatilin sona ermesinin denk geldiği Eylül ayının bitimiyle birlikte, aynı zamanda 2017 yılının son çeyreğine gireceğiz.

Bu çeyrek çok önemli, çünkü bu son çeyrekteki performans, hem 2017 yılındaki ekonomideki bahar havasını kalıcı hale getirecek hem de 2018 yılına da sağlam bir ekonomik zemin hazırlayacak.
2018 yılına olumlu ekonomik göstergelerle girmek, bu yılın ekonomik olarak güçlü duruşunu sağlamak için oldukça önemli.
Çünkü unutulmaması gereken, 2019 yılında Türkiye’yi yoğun bir seçim gündeminin beklediği. Zaten siyasi gündemin ekonomik gündemin hep önünde olduğu Türkiye’de, 2019 yılı da seçim gündemi, yani siyasi ajandayla geçecek.
Bu yüzden, 2019 yılına kadar Türkiye’nin ekonomide önceliklerinin hayata geçirilmesi ve gündemde en üst sırada ekonominin olması oldukça önemli.

Başbakan Binali Yıldırım’ın önceliğin ekonomiye verileceğine dair açıklamaları da bu durumu destekliyor. Eylül ayının ekonomik verilerde yoğun bir trafiğe sahip olması ise, 2017 Eylül ayını, 2019 yılına kadar ekonomide vitesin yükseltileceği eşik tarih olarak öne çıkarıyor.

EYLÜL’DE EKONOMİK VERİ BEREKETİ
Eylül, ekonomik veriler açısından oldukça bereketli bir ay olacak. İlk olarak yarın Ağustos ayı enflasyon oranları açıklanacak. Türkiye ekonomisinin yıllarca en büyük sorunlarından birisi olan ve Temmuz ayında yüzde 9,79 olan enflasyonun Ağustos ayında da tek haneli olması bekleniyor.
Hedef ise 2017 yılı için enflasyonu tek hanede kalmasını sağlamak.
Ancak, Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisi içerisinde hedeflediği sıralama için enflasyonun tek haneli değil, daha düşük seviyede olması gerekiyor.
Bunun için de ekonomik büyüme-enflasyon ikileminin yaşanmaması için yapısal reform ihtiyacı var.
Ekonomik büyüme demişken, 11 Eylül’de Türkiye ekonomisinin 2017 yılı ikinci çeyrek ekonomik büyüme rakamı açıklanacak. Ekonomik büyüme oranının tahmin edilmesinde öncü veriler olan ihracat rakamları, sanayi üretim endeksi ve ekonomik güven endeksi, büyüme rakamı için olumlu sinyal veriyor.
Yani, ekonomik büyüme rakamı beklentileri de aşarak yüzde 7’ye yakın büyüme ile ekonomik ortamda yaz havası yaşatacak.

Diğer yandan, ülke ekonomisinin başucu kitabı niteliğindeki Orta Vadeli Program (OVP) (2018-2020) açıklanacak. Her yıl 3 yıllık projeksiyonlarla hazırlanan OVP’nin bu yıl kapsadığı dönem 2018, 2019 ve 2020.

Yani, 2019’a geçiş için hayati derecede önemli olan 2018, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçeceğimiz 2019 ve bu reformların etkisini göreceğimiz 2020 yıllarını içeriyor.
Bu yüzde, OVP (2018-2020) Türkiye’nin ekonomide yeni bir hikâye yazma motivasyonunun uygulamaya geçirilebilmesi için el kitabı olacak.
15 Temmuz darbe girişimi ardından not indirmek için hayli acele davranan kredi
derecelendirme kuruluşlarının artık notlarını revize edecekleri belki de not artırımı yapacakları bir döneme de şahitlik yapacağız.
EKONOMİDE ÖNCELİK
HANGİ ALANLARDA?
Ekonomide öncellikli temel maddeler var. Bunlar
enerji, katma değeri yüksek üretim, istihdam artışı sağlayan ekonomik büyüme, finans ve tabi ki yatırımlar.
Enerjide son yıllarda ciddi bir gelişim gösterdik. Başta doğalgaz olmak üzere enerji projelerindeki işbirlikleri ve arz-talep eden ülkeleri arasındaki enerji arz ve talep güvenliğini sağlayan ülke profili, en başarılı olduğumuz alanların başında geliyor. Bu sürecin, mutlaka Türkiye’nin etki alanının genişleyerek devam etmesi gerekiyor.
Böylelikle cari açık da sorun olmaktan çıkacak.
İstihdam artışı sağlayan ekonomik büyüme ise,
özellikle Türkiye’nin avantajı olarak kabul edilen gençlerin ekonomik üretime katılımının arttırılması için önemli.
Katma değeri yüksek üretim de bu sürecin son olarak tamamlanacak parçası.
Finans alanında atılacak adımlarla
bir yandan finansal kırılganlıkların azaltılması diğer taraftan alternatif finansal araçların devreye girmesi sağlanacak. Özellikle İslam ülkelerinden gelen sermayenin Türkiye’ye çekilebilmesi için alternatif finans araçlarına ihtiyaç var.
Buradan çıkaracağımız ders ise açık.
Eğer Türkiye ekonomisi yoluna kararlılıkla devam ederse uluslararası kurumlar da, diğer ülkeler de Türkiye algılarını sürekli revize etmek zorunda kalacaklar.
#​30 Ağustos Zafer Bayramı
#Kurban Bayramı
#Türkiye
#Eylül
#Ekonomi önlemleri
il y a 7 ans
Türkiye’nin değişmeyen gündemi ekonomi olmalı
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti