|
Chopin’in marşından Itri’nin tekbirine

Chopin bir Fransız. Paris'te geçen bir ömür. 19. Yüzyıl'ın Fransız anlam dünyasında kulakları dolan, zihni yaylanan ve dehası eyleyen bir müzisyen. Marş, bir modernite müziği. Müzikten öte bir ulus devlet terennümü. En azından Chopin'in marşı öyle. Çünkü içinde söylendiği memleketin, vatanın ve kentin ruhu modern ve ulus devlet ile kaynıyor. O da marşıyla bu kaynayan ruhu terennüm ediyor. İnsanların ölüm yolculuğunda kilisenin duaları yerine seküler marşlar eşlik ediyor. Ne kadar çok şey toplanıyor bu marş üzerinde! Sekülerlik, modernite, ulus devlet, Fransa, Paris ve 19. Yüzyıl. Elbette Chopin. Başka kentlerin, başka vatanların ve başka toplumların hikayesinden çıkan ve yine başka ölülerin şarkısı olan bu terennümden bize ne?



Türkiye modernleşmesi, bir Fransız modernleşmesidir. Modern saraylarımızdan mobilyalarımıza, pantolonlarımızdan fraklarımıza kadar hepsi de Fransa malı. Müziğimiz de bundan pay alıyor. Chopin'in marşı yıllarca askerlerimizin ve devletlu adamlarımızın ölü bedenlerine okundu durdu. Fransız terennümleriyle, seküler havalarla ölülerimizi uğurladık bu dünyadan. Ölülerimizi ölülerimize yabancılaştıran bir şey bu! Ölülerle kurduğumuz ilişki bizi yabancılaştırıyor aslında. Çünkü ölüler, yaşayanları arkada bırakırken hangi ritüellerle onları terk ettikleri çok önemli. Terk ediyor ve geri de kalanlar da uğurluyor. Ölülerimizle yaşadığımız ilişkilerin anlam dünyası çok önemli. Çünkü bu anlam ilişkisi geri de kalanları anlamlandırıyor. Chopin, biz Müslüman dünyanın ölülerimizle yaşadığımız anlama hitap etmiyor. Çünkü biz Müslüman toplumlarda marş yerine tekbir ve dua var. Üstelik tekbirlerimiz de topraklarımızda terennüm edilmiştir. Bundan dolayı bu tekbirler ne ölüyü ne de onu uğurlayanları yabancılaştırır. Mustafa Itri'nin 18. Yüzyıl'da bestelediği tekbirleriyle ölülerimizi uğurluyoruz. Allah'la uğurlayıp Allaha gönderiyoruz. O gün biz de ölülerimizle Allah'la uğurlanarak Allah'a gitmenin duygusunu yaşıyoruz. Bu nedenle ölülerimizin tekbirleri bizleri de anlamlandırıyor.



Cenaze tekbirleri bizleri asırlarca söylenen ve hep söylenecek bir büyük tarihsel akışın içine yerleştiriyor. Müslümanlığın asırlardır sürüp gelen tekbirleridir bunlar. Marşlar gibi ne Fransa'dan geliyor ne de sosyolojimize Fransız. Bundan dolayı kendimizi ruhaniyetin uzun tarihinde ve anlamlı derinliğinde hissediyoruz. Ölüm acının, kopuşun, kayıplara karışmanın ve hiçliğin boşluğunda yok olmanın ötesinde bir anlama bürünüyor. Allah'la anılan ve Allaha giden son yolculuk! Son yolculuğumuza eşlik eden terennümler, sesler, kelimeler, insanlar… İşte Chopin'den Itri'ye dönmenin manası! Marştan tekbire, sekülerlikten ruhaniyete, Paris'ten Anadolu'ya avdet etmenin anlamı.



Türkiye, moderniteyle yaşadığı kültürel kopuşlardan çıkıyor. Kültürel varlığının geniş ve derin anlam dünyalarıyla yeniden barışıyor. Kalkınmanın kültürel yönleriyle yüz yüze geliyor. Önemli bir adım bu. Çünkü yaşadığımız kültürel kopuşları aşmadıkça anlamlara ulaşamayacağız. Metalar dünyasında anlamlar olmadıkça materyalizmin, paganizmin ve sekülerliğin ruhaniyetsiz pratiklerine mahkum olacağız. Marş, her zaman kudretin, gücün ve metanın varlığına eşlik eden bir terennüm. Modernitenin ölüm düşüncesine yakışan bir terennüm. Oysa Müslümanlar için ölüm bir meta, kudret ve madde olmanın ötesinde ruhaniyettir. Bu nedenle ölülerimizle kurduğumuz ilişkinin temelinde de önce ruhaniyet olmalıdır. Ölüleriyle dua ve tekbir yerine marşla ilişki kuranlar başka bir dünyayı, başka bir kültürü ve başka bir hayatı anlatıyorlar. Yüzyıldır, bu kültürle Türkiye'yi anlamlandırmaya çalıştılar. Devlet seçkinlerinin, batıcı aydınların ve Kemalist grupların ön gördüğü bir dünyadır bu. Kültürel alanda uygulanan bir mühendislik projesi. Projenin adı inkılabın müziğiydi. Oysa topluma Fransız pantolonu giydirmekle Fransız müziğini giydirmek aynı şey değil. İkincisi ruhu köleleştiren bir şey.



Müzik, ölüm ve kültür ilişkisi Chopin'in cenaze marşı pratiğinde hayli geniş manalara sahip. Bundan dolayı Chopin'in marşı yerine, Itri'nin tekbir sedalarıyla ölüleri son yolculuğa uğurlamak kültürel mühendislik projesinin çöküşüdür. Kültürel varlığımızla yeniden barışmanın önemli bir atılımıdır. Anlam tarihimizin yaralarını sarmaktır.



#Chopin
#Tekbir
8 yıl önce
Chopin’in marşından Itri’nin tekbirine
Ekonomik fayda, sosyal faydanın düşmanı değildir
MHP ve CHP heyetlerinde kimler var
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…