|
Meydan okumadan meydan kurmaya

Ak Parti iktidara geldiğinden beri iki şeyi birlikte yaptı: Meydan okuma ve meydan kurma. Bir yandan sistemin hantal, gerici ve yeni sorunlarına cevap veremeyen elitlerine, bürokrasisine ve tarzına meydan okudu; öte yandan da bunların yerine konulacak reformlar yaparak meydanı kurdu. Nitekim bu meydan okumaları nedeniyle başı epeyce derde girdi. 2003 yılından itibaren darbe lafları konuşulmaya başlandı, 2007'de Cumhuriyet Mitingleri ile askerler, sol, sosyal demokrat, ulusalcılar ve CHP tabanı protestolar yaptı, yine aynı yıl 27 Nisan muhtırası yayınlandı, 367 krizi yaşandı ve en son 2008 yılında kapatılma ile yüz yüze kaldı. Hatta kuvvet komutanlarının hep birlikte istifa etmesi de bu meydan okuma siyasetine verilen tepkilerdi. Ancak Ak Parti iktidarı, salt meydan okumakla kalmayıp meydan da kurmaya çalıştı. Demokratik açılımlar, reformlar, kalkınma projeleri, küresel açılımlar… Hepsi de meydan kurma siyaseti olarak ortaya çıkıyordu.



Ak Parti iktidarının başarısı, meydan okuma ile meydan kurma arasındaki diyalektiği iyi ayarlamasından geçiyor. Bundan dolayı ne statükocu ne de isyancı tuzaklara düştü. Devleti eleştirirken onu yalnızlaştırmak ve zayıflatmak yerine onu yenileyen politikalar üretti. Bu nedenle sisteme karşıt davranmak yerine sistemin tıkanan ve işlemeyen boyutlarını reforme etti. Nitekim muhalif kesimlerin yeniden devlete karşı itimatları oluşmaya başladı. Devleti eleştirerek onunla barışma süreci ortaya çıktı. Aleviler, gayrimüslimler, Kürt meselesi ve dini özgürlükler etrafında oluşan muhalefet toplulukları yeniden devletten umutla çeşitli beklentilere yöneldiler.



Arap Baharı ile beraber Türkiye küresel sistem tarafından muhasaraya alındı, çünkü Arap Baharı'nda yükselen demokrasi ve yeni siyasal yükselişlerin ve taleplerin yanında yer almıştı. Oysa bu yeni gelişmeler Batı düzeninin Ortadoğu'daki siyasetiyle çelişiyordu. Erdoğan liderliği buna eklemlenmeye direniyordu. Erdoğan liderliği meydan okuyarak ve sonra da meydan kurarak kendini sürdürdü hep. Ancak küresel sistem, diktatörlerin ve Camp David düzeni ile oluşturdukları bölgesel hegemonyanın aynen devam etmesini istediler. Buna da Erdoğan razı olmadı ve ondan dolayı Erdoğan kuşatılarak devrilmek istendi. Gezi eylemleri buna dönüştü, Gülen cuntası buna girişti ve en son FETÖ darbe kalkışması son hareket olarak var oldu. Bu kuşatmaya karşı Erdoğan büyük oranda meydan okuyucu bir siyasete yönelmek zorunda kaldı. Dünya beşten büyüktür tezi bu meydan okumanın küresel düzlemde ifade edilmesinin en açık biçimidir. ABD eleştirisi, NATO ve AB'ye yönelik tepkiler bunu izledi. Özellikle NATO'nun Türkiye'nin sınırlarını koruyamaması, Türkiye'ye yönelen saldırılara karışmaması ve üstelik ABD'nin PYD-PKK'ya destek vermesi meydan okumayı daha da uyaran pratikler oldu.



Türkiye bu kadar meydan okumadan sonra şimdi yeniden meydan kurmaya yönelik ataklarda bulunuyor. Erdoğan'ın Rusya ile Suriye'de barışın tesisi için önemli adımlar atması, Başbakan'ın Irak'a gitmesi ve Irak devlet başkanıyla uzlaşması, Numan Kurtulmuş'un Suriye politikasında yeni açılımları haber vermesi gibi tutumlar yeniden meydan kurmanın önemli işaretleridir. Dış siyasetteki bu yeni tutumlarla beraber iç siyasette de bu yeni hamleler göze çarpmaktadır.



Yeni sistem için TBMM'de yapılan müzakereler ve oylamalar köklü meydan kurmanın bir işaretidir. Türkiye, yeni bir sisteme geçiyor. Sadece sisteme meydan okumakla sınırlı davranmıyor, onun yerine alternatif bir sistem inşa ediyor. Bu sistem yenilenmesine paralel olarak yeni hamlelerini daha geniş bir alana taşıması gerekir. Bunun için farklı toplumsal kesimlerle uzlaşmaya, dayanışmaya ve beraber olmaya dönük adımlar atılmalıdır. Elbette barışın en temel koşulu güvenliğin sağlanmasıdır. Güvenlik olmadıkça barış tek başına bir anlam taşımaz. Ancak terörün temizlenmesi ve terör kuşatılmasının topyekûn tasfiye edilmesinden sonra bütün muhalifleri kapsayacak genişlikte yeni bir meydanın kurulması elzemdir.



Ve bu kurulacak olan meydan muharebenin değil, barışın ve demokrasinin meydanı olmalıdır.


#Meydan okuma
#TBMM
#FETÖ
#PKK
7 yıl önce
Meydan okumadan meydan kurmaya
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi