|
MHP’nin ergen siyaseti ve AK Parti koalisyonu
MHP'nin yaptığı, ergen siyaseti. Hani ergenlerin bir psikolojisi vardır; karşı çıkan, oyun bozan, yüzünde sivilceleri olan, kimlik krizlerinin dalgaları içinde yol bulmaya çalışan bir psikoloji. MHP'nin “istemezük” tavrı ve tutumlarındaki dalgalanmalar da tam manasıyla ergen siyasetini hatırlatıyor. MHP lideri Bahçeli, 14 Haziran'da “Erken seçim olmalı. 15 Kasım ve sonrasında seçimi bekleyebiliriz, bunun içinde hazırlıklı olmalıyız” diyordu. Daha düne kadar hep erken seçimden bahsediyordu. Bahçeli şimdi ise tam tersine hareket ediyor. Seçim hükümetini, erken seçimi ve seçime gidecek azınlık hükümetini reddediyor.

MHP bir de AK Parti ve CHP hükümet kursun diye üstten akıl veriyor. Bahçeli kendi partisinin ne yapacağından çok diğer partilerin ne yapacağı ile ilgileniyor. Aslında bu tutumda ciddi anlamda bir kaçışı anlatıyor. Türkiye'de %17 oy almış bir partinin aktörlükten ya da partner olmaktan kaçması çok doğru değil. Taşın altına elini koymamaktır bu. “Aklın varsa kendine kullan” derler sonra insana. Çünkü hep başkasına akıl veriliyor! Hem ülkemi seviyorum, bizim için önce vatan diyeceksiniz hem de bu kritik dönemler de taşın altına elinizi koymaktan kaçıp bir biriyle tutarlı olmayan davranışlar ortaya koyacaksınız. Milli iradenin hükümet olarak tecellisi için kendi partinizi ve liderliğinizi harekete geçirmekten kaçınacaksınız. Seçimlerde acaba MHP tabanı buna nasıl cevap verecek?

Şimdi AK Parti ve MHP koalisyonu konuşuluyor. Fakat erken seçim kesinleşmiş gibi. Yine de çok zayıf bir ihtimal olarak MHP ve AK Parti koalisyonu dillendiriliyor. En fazla vurgu da “iki partinin tabanı aynı” spotundan hareket ediliyor. Sosyolojileri aynı deniyor. Siyasette sosyoloji tek başına geçerli olsaydı, MHP 1999 yılında ANAP ve DSP ile koalisyon içinde yer alarak 28 Şubat düzeninin taşeronluğunu yapar mıydı acaba? Bundan dolayı sonuçta o sosyolojiyi yöneten kadrolar siyasette belirleyicidir. MHP'nin siyasal kadrolarının tahayyülleri, beklentileri ve meselelere bakışı ile AK Parti siyasal kadrolarınınki arasında dağlar kadar fark var. Mesela AK Parti reformlara devam etmek istiyor. Siyasal elitlerinin heyecan ve motivasyonun temelinde bu var. Yeni anayasa, Kürt meselesi, sistemin değişimi gibi. Oysa MHP, bu konularda dibine kadar statükocu. Elletmem, dokundurtmam, konuşturtmam ve istemem deyip duruyor. MHP'nin siyasal kadrolarının beklenti ve vizyonlarıyla Ak Parti kadrolarınki arasında dağlar kadar fark var. İki partinin siyasal tahayyülleri arasındaki mesafe çok büyük. Bundan dolayı aynı sosyolojinin siyasal biçimlenmeleri oldukça farklı partiler ortaya çıkarmış.

MHP, 1999 yılında dahil olduğu koalisyon taraftarlarıyla kurduğu ilişki biçimini AK Parti ile kurar mı? Yani 28 Şubat düzeninin baş aktörü Ecevit ve Yılmaz'a itaat ederek hareket etmesine benzer bir biçimde Davutoğlu'na ya da AK Parti liderliğine bağlanır mı? MHP, bugün ülkemiz için hayırlı şeyler yapan ve içinde önemli umutlar taşıyan bir siyasal girişime uyuyorum diyebilir mi? Orada gösterdiği uysallığı AK Parti ile de bir araya geldiğinde gösterebilir mi? Yeni anayasanın yapılmasına, sistemin değiştirilmesine ve Kürt meselesinin temelli olarak çözülmesine öncülük eden AK Parti siyasetine, 1999 da yaptığı uysallıkla katılabilir mi? Mesele budur! Eğer MHP bunu yaparsa, onunla koalisyon neden olmasın? Tabanları birbirinden çok uzak olan siyasal partilerin aktörlerine gösterdiği uyumu, uysallığı ve bağlılığı AK Parti'ye de gösterirse gayet iyi bir koalisyon olur! MHP de ergen siyasetinden kurtulmuş olur. Ama son sözü, yaşanan realiteyle bağlayalım. Erken seçim kesinleşmiş gibi, dolayısıyla AK Parti ve MHP koalisyonuna dayalı bir hükümet de kurulmayacak.
#koalisyon
#erken seçim
#ak parti
9 yıl önce
MHP’nin ergen siyaseti ve AK Parti koalisyonu
ABD’nin Gorbaçov’u, ABD’nin Perestroykası ve ABD’nin iç savaşı
Devleti bu kafayla mı yönetecektiniz?
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!