|
Son darbe ve demokrasinin zaferi
Büyük bir felaketin eşiğinden geçtik. Genelkurmay'ı basan, halkı kurşunlayan, Cumhurbaşkanı'nın kaldığı otele bomba atan, polis şehit eden,
bir ayaklanmayı atladık. Gözü dönmüş bu eşkıya, darbeci geleneği yeniden hayata geçirmeye çalıştı. Bunun için her şeyi yapmaktan geri kalmadılar. Belki yaptıkları en büyük hainlik
. Çünkü TBMM, bu milletin iradesidir. İstiklal mücadelesini yöneten, cumhuriyeti kuran ve demokrasiye geçişi sağlayan yerdir. Bundan dolayı onu bombalamak onun temsil ettiği her şeye saldırmaktır. Onun temsil ettiği milletin ruhuna, onun temsil ettiği istiklal mücadelesine, onun temsil ettiği demokrasiye ve onun temsil ettiği millete saldırmaktır. Bombalanan bir bina ya da bir beton yığını değil. Bombalanan millettir, demokrasidir, istiklaldir. Bombalanan vatandır.


Bu nasıl bir eşkıyalık ki milletini, istiklalini ve cumhuriyetini bombalıyor? Bu askerler nereden güç alıyor, hangi duygular taşıyor, onlarda bu kadar yabancılaşma nasıl oluştu? Darbecilik artık mümkün değil diye düşünürken, birden en arkaik ve en soğuk savaş dönemi şemasıyla yeniden boy gösterdi. Dikkat ettiniz mi? 1960 ve 1982'nin şematik yöntemlerine başvurdular. TRT'yi işgal ettiler, oradan bildiri okudular, siyasetçileri ihanetle suçladılar, Genelkurmay Başkanı'nı bastılar… Ancak ordunun emir komuta hiyerarşisinin genel kabulüne dayanmadı bu defa. Dar bir grubun teşebbüsüyle gerçekleşti. Ancak kafa eski kafa, zihniyet eski zihniyet. Ellerindeki bombalarla, uçaklarla ve askerlerle milleti dize getirebileceklerine inandılar. Silahlarıyla demokrasiyi ortadan kaldırabileceklerini düşündüler.



Önceki darbecilerin hiç biri TBMM'yi bombalamadı. Bu darbe eşkıyası bunu da yaptı. İşte hainliğin, işgalciliğin ve terörün en önemli göstergesi de bu. Bu açıdan kendileriyle övünebilirler! Tarihin kara sayfalarına kendi Millet Meclisini bombalamakla geçebilirler! Bu bile onlara yeter. Orduyu millete karşı savaşa seferber edenler teröristlerden bile daha alçak insanlardır. Teröristler çevreden bomba atarken, onlar devletin içinden bomba attılar. Teröristler devleti dışardan taarruzla yıkmaya çalışırken, onlar içerden yıkmaya teşebbüs ettiler. Teröristler polise kurşun sıkarken, onlar da polise kurşun sıktı. Teröristler asker, sivil ve polis demeden herkese bomba atarken onlar da attılar. Teröristler Türkiye'yi, Türkiye Cumhuriyeti'ni dünyaya güçsüz, zayıf ve değersiz göstermeye çalışırken onlar da aynı tutumu sergilediler.



Türkiye, bu ayaklanama ile beraber bir Suriye'ye, bir Irak'a bir Mısır'a dönüştürülmek istendi. Darbeci eşkıya, terörist PKK'lılar ve IŞİD'çiler ile ülkemiz kaosun ve parçalanmanın içine yuvarlatılmak istendi. Topraklarımız terör örgütlerinin ve darbecilerin çatışmaları içinde devlet iradesini kaybetmiş bir siyasi arenaya çevrilmek istendi. Tam da normalleşmeye, yeni dış politikaya karar verildiği, Başbakan'ın herkese kucak açıyoruz diyerek kutuplaşmanın gerginliklerini aşma mücadelesine giriştiği bir ortamda eşkıya devreye girdi. Türkiye en içten, en merkezden en beyinden hedefe kondu. Son noktada bu darbe girişiminin adı devleti devlet içindeki yapılarla vurmaktır. Paralelciliğin en üst biçimde temsilidir bu.



Türkiye büyük bir beladan kurtuldu. Darbe girişimi akamete uğradı, demokrasi zafer kazandı. Cumhurbaşkanı, Başbakan, parti genel başkanları ve medya milletle yekvücut darbe karşısında durdu. Millet sokağa döküldü. Demokrasiye sahip çıktı. Hükümet en zor anda sağlam durdu. Meşru rejime sonuna kadar sahip çıktı. Erdoğan, başkomutanlık edasıyla kararlı, dirayetli ve sağlam bir tavır gösterdi. Türkiye milletiyle ve demokrasisiyle kazandı. Türkiye'nin bir Suriye, bir Mısır, bir Irak olmadığı dost-düşmana gösterildi. Bütün bunlarla beraber son darbe teşebbüsü, yeni Türkiye yürüyüşünü akli selimle sonlandırmanın zaruretini bir kez daha, en acı biçimde ortaya koydu. Yeni Anayasayı ivedilikle yapmalıyız. Kutuplaşmayı aşmalıyız. Sistemi başkanlık, yarı başkanlık ya da partili cumhurbaşkanlığı, her ne olacaksa yenilemeliyiz. Ordumuzu tamamıyla siyaset dışı bir konum ve tahayyül içine yerleştirmeliyiz. Artık büyük, derin ve kaotik tartışmalardan çıkarak uzlaşmalara, konsensüslere ve yeni bir birliğe ulaşmalıyız.


#Genelkurmay
#TRT
#TBMM
8 yıl önce
Son darbe ve demokrasinin zaferi
Sistem tartışmaları -2-
Kara dinlilerle milletin savaşı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar