|
Kayseri"deki pankart: "Tenzile Ana yiğidin bize emanet…"

Başbakan''ın Kayseri mitinginde meydanda ve FIFA 20 Yaşaltı Dünya Kupası açılış karşılaşmasında böyle bir pankart açıldı. Buradan yola çıkarak bazı düşüncelerimi ve tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Gezi Parkı olayları ile birlikte ortaya çıkan tabloya ilişkin sayısız analiz yapıldı. Ama üzerinde durulmayan bir nokta var. O da muhafazakar demokratların ya da sağcıların siyasi tutum ve duruşları.

Ülkemizdeki geniş halk kesimini oluşturan muhafazakarlar, mütedeyyinler demokrasiyi sadece oy kullanmak olarak değerlendiriyorlar. Demokrasinin kökleşmesi sadece seçimden seçime oy kullanmakla gerçekleşmiyor. Demokrasiler, güçlü sivil toplum örgütleri ve özgür bireyler üzerinde yükselir.

Bu hükümet döneminde orta sınıf, ekonomik gelişmeden ciddi bir pay aldı. Anadolu insanı gelir seviyesini yükseltti, işletmelerini güçlendirdi. Buna ilave olarak bu hükümet döneminde inanç özgürlüğü alanında çok önemli ilerlemeler kaydedildi.

BEDEL ÖDEMEYİ GÖZE ALMAK

Bizim halkımız özü itibarıyla dindardır. Ancak bu insanlar örgütlü tavır ve davranış sergilemek konusunda çekingendirler. Peki niçin böyle söylüyorum. Malumunuz ülkemizin tarihi, darbelerle doludur. En büyük ve acı olanı ise 27 Mayıs darbesidir. Bu darbeden sonra merhum Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan da idam edildiler. Kitlelerin peşinden koştuğu bu isimlere maalesef halkımız sahip çıkmadı veya çıkamadı.

Çünkü sağ kültürde direniş kültürü ve algısı karşı tarafınki gibi canlı, heyecanlı sonuç odaklı değil. Bir milyon insan sokağa çıksaydı darbeciler bu idamı yapabilirler mi idi? Her yer Taksim her yer direniş diyen örgütlü toplum kadar sağ seçmen de bir araya gelip örgütlü, düzenli, disiplinli bir tavır sergileyebilmelidir.

Bunu yapmak için kendi siyasi liderini, sevdiği partinin hareketini veya işaretini beklememelidir. Her şeyin bir bedeli var. Demokrasinin, dindarlığın, refah, huzur ve istikrarın bireylerin üzerine düşen bir bedeli var. Bedel ödemeyi göze almak gerekir…

SAĞCILIK HASTALIĞI BİTİYOR MU?

Sağcılık kültürü; içinde statükoyu barındırır. İçinde rant olgusu vardır. Kurulu düzene teslim olmak sağcılığın en büyük özelliğidir. Yeni ve özgün çözümler sağcılıkta yoktur. Ak Parti birçok alanda yeniliklere imza attığı gibi statükoculuk konusunda da devrim yaptı.

Başbakan sayesinde halkımız hakkına sahip çıkmayı öğrendi. Kazandıklarını kaybetmemek için bedel ödemek gerektiğini öğrendi.Onun içindir ki milyonlarca kişi İstanbul Kazlıçeşme''de, Ankara Sincan''da Kayseri''de, Samsun''da toplandı.

Burada toplanan insanlar sadece Başbakan''a destek vermek için bir araya gelmediler diye düşünüyorum. Ekonomik ve sosyal kazanımlarımızı kaybetmek istemediklerini de belirttiler. Artık Menderes dönemi kadar suskun bir halk yok.

Artık insanlarımız demokrasinin bir bedeli olduğunu, bunun sadece oy kullanmak olmadığını ve bu bedelin yalnız önderler tarafından ödenmediğini biliyorlar.

Arınç istifa ediyor meselesi…

Batılılar her zamanki film ve fırıldaklarını çeviriyorlar. Böl, parçala, yönet. Yıllarca masada kazanmalarının temel nedeni büyük etkin grupları, devletleri, toplumları parçalara ayırabilmeleri ve ihtilafa düşürmeleridir.

Batılıların bin yıllık düşmanlıklarının özü herkesin bildiği Şark meselesidir. Bu meselenin temelinde Müslüman Türk Milleti''nin Anadolu topraklarından sürülmesi vardır. Haçlı seferleri ile başlayan Şark Meselesi günümüzde de devam etmektedir.

İşte bu Şark meselesinin mimarı Batılılar ve dostları, Ak Parti üzerinden bir hesaplaşma içerisindeler. Bu toplumun değerleriyle kavgalı olanlar, bu millete savaş açanlar yani küresel 28 Şubatçılar ve onların taşeronları yeni bir fitne kampanyası yapıyorlar.

Neymiş efendim Arınç, Başbakan''a rest çekmiş… Yok istifa etmiş. Bu kara propagandanın bir tek amacı var. Başbakan Erdoğan, Arınç ve Abdullah Gül''ün arasına nifak sokmak. Bir gönül kırgınlığı ve ilişkilerde bir çatlama oluşturmak.

Bu oyuna Arınç gelmedi, gelmeyecektir. Hemen yalanlama açıklaması yaptı ve bu tezgahı bildiğini söyledi. Bu üç arkadaşın kaderi ve gelecekleri birbirlerine bağlıdır. Bu ayaklardan birinin çökmesi demek üçünün de çökmesi olur. Bu da milletin ve memleketin çökmesi anlamına gelir. Bu anlamı da en iyi bu üç isim bilir.

11 yıl önce
Kayseri"deki pankart: "Tenzile Ana yiğidin bize emanet…"
Gel Ey Hilâl Kaşlım
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?