Kovid-19 ile mücadelede psikolojik eşik Haziran ayında yapılması planlanan aşılardı. Resmi olarak açıklanmasa da kamuoyunda oluşan hava sürekli normalleşmenin vaka sayılarının 5 binin altında olması ve nüfusun yarısına yakınını aşılamaktı. Vaka sayıları 6 binlerde takılıp henüz 5 binlerin altına düşmese de Türkiye, Haziran ayının yarısına gelmeden Kovid-19 aşılamasında önemli mesafe kat etti. Dünya genelinde Kovid-19’a karşı uygulanan aşılar 2 milyar 335 milyon 903 bin dozu aşarken Türkiye en çok aşı yapılan 10’uncu ülke oldu ve geçtiğimiz cuma günü bir günde 600 bin kişiye aşı uygulanarak rekor kırıldı. 40 yaş ve üstü olan herkese de randevular açıldı. Sağlık Bakanlığı’nın son bir kaç gündür çok hızlı değişen verilerine göre 1. doz ve 2. doz aşı uygulanan kişi sayısı 34 milyona erişmiş durumda. Birinci ve ikinci dozu olanlar üzerinden gidersek, ilk uygulamanın yapıldığı 13 Ocak’tan şu günlere kadar 14 milyon kişi Kovid-19’a karşı aşılanmış oldu. İkinci dozlarını yaptırmayı bekleyen altı milyon kişiyi de hesaba katınca 20 milyon kişi ediyor. Beş milyon kişi de enfekte oldu. Toplayınca, 18 yaş üstü 60 milyon nüfusun yüzde 40’ının bağışlık kazandığını söyleyebiliriz. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca geçtiğimiz şubat ayında, “Hedef, nüfusumuzun en az yüzde 60’ının aşılanmasını sağlamaktır” demişti. Uzmanlara göre de toplumsal bağışıklığın oluşması için nüfusun yüzde 60’ının aşılanması gerekiyor. Mevcut aşılama hızı haziran ayının geri kalan kısmında ve temmuzda devam ederse Sağlık Bakanı Koca ve uzmanların koydukları hedeflere yaklaşıldığını söylemek mümkün. Bu verileri aktarabilmek için sayfalarca haber, rapor ve resmi açıklama okudum. Arşivden taramalar yaptım.
Çünkü sosyal medyadaki bilgi kirliliğinin zirvesinde artık sağlık haberleri var. İki yıla yakındır tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19’a karşı yürütülen sağlık mücadelesinin tam karşısında konuşlanan bu bilgi kirliliği, binlerce insanı sosyal medya üzerinden manipüle ediyor. Facebook, Twitter ve YouTube Kovid-19 içerikleri hususuna çok radikal kararlar alsa da bu kirlilik yayılacak alanlar buluyor. Sağlık haberleri dikkat çeken, okunan, paylaşılan içerikler olarak her zaman ön planda olmuştur. Teşhisi hastanedeki doktora yaptırıp tedavisini sosyal medyada arayan, hatta uygulayan büyük bir kullanıcı kitlesinden söz etmek mümkün. Bu yüzden de sosyal medyadaki tanıtımları izleyip tek bir hapla zayıflayacağına inanan ve hem sağlığını riske atıp hem de maddi-manevi aldatılan çok sayıda insan var. Sosyal medyadaki bilgi kirliliği Kovid-19 virüsü ile birlikte yayılma hızını da artırdı. Konu hakkında gerçeği yansıtmayan ve insanları paniğe sürükleyen birçok asılsız bilgi sosyal medya üzerinden dolaşıma sokuluyor ve bu bilgiler dolaşımlarına “özgürce” devam ediyorlar. Aslı olmayan haberler nedeniyle ortaya çıkan korku ve panik havası virüsten daha hızlı yayılıyor. Zaten büyük oranda kaynak sorgulaması yapmayan bir kullanıcı kitlesine sahibiz ve paylaşım yapan kaynağın konu ile ilgili bilgisi, ihtisası, uzmanlığı veya yeterli olup olmaması maalesef bir önem arzetmiyor. Bu nedenle de ‘komşunun hastanede çalışan oğlu’ kaynaklı, bilmem kaçıncı ağızdan rivayet yalan yanlış bilgiler haber değeri görüyor. Sonunda da ortaya sağlık kaosları çıkıyor.
Günümüze gelecek olursak, Twitter’da son günlerde çok yoğun şekilde aşı karşıtı paylaşımlar ve etiket çalışmaları yapılıyor. Kovid-19 aşılarıyla ilgili ortaya atılan iddiaların başı sonu yok. Bir çoğunun bilimsel bir kaynağı da yok. Aşı dayatmacısı da değilim karşıtı da. Aşı vurulmak istemeyen vurulmaz ve tercihini bu doğrultuda yapanlara yaptırım uygulanmasına dair söylemleri, önerileri asla doğru bulmuyorum. Herkes kendi kararını vermekte özgür bırakılmalı. Fakat soğuk zincir olarak muhafaza edilen ve altı kişilik gruplar halinde uygulanan Biontech aşılarının ziyan olmasının önüne geçilmeli. Aşı randevusu alıp, mazeretsiz gitmeyenler için tedbirler alınmalı. Mutlaka bir yaptırımı olmalı. Bir flakon (şişe) 6 doz olduğu için Biontech aşılarının dolaptan çıkarıldıktan yarım saat sonra vurulması gerekiyor. Peki, aşılar çöpe atılıyor mu? En fazla merak edilen sorunun yanıtı da bu. Sağlık Bakanlığı kaynaklarımdan edindiğim bilgi şu; Kovid-19 sürecinde fedakarca çalışan sağlık çalışanları aşıların ziyan olmaması için de inisiyatif almışlar. Sabah mesaiye başlarken, randevu alan altılı grupları tek tek arayan sağlık çalışanları son bir kez teyit alarak listelerini yeniden güncelliyorlar. Randevuya gelmeyecek olanları belirleyip, grupları mutlaka altı kişiye tamamlayarak flakonları dolaptan çıkarıyorlar. Aşılar çöpe gitmiyor. Fakat sorumsuzca davrananlar yüzünden sağlık çalışanları yeniden aşı grupları oluşturma telaşına giriyorlar. Haliyle randevularda sarkmalar da oluyor. Aşılamanın daha fazla yaş gruplarına açılmasıyla bu sorunun önümüzdeki günlerde büyük oranda çözüme kavuşması mümkün.
