|
Cemaat başka fırka başka

Öyle sanıyorum ki FETÖ olayı görüldüğünden çok daha derin kökleri, ahtapot gibi mevcut kolları ve geleceğe dönük etkileri olacak olan bir olaydır. Bütün bir İslam tarihi geçmişinde benzerini bulmak da mümkün değildir. Müslümanlar tarihte hiçbir zaman öteki ile bu ölçüde içli dışlı olma ve onlardan istimdat etme zilletine düşmediler.



Bu ilişkiler sebebiyle bu örgütü hiç kimse olduğu gibi anlayamadı, tahmin edemedi. Şu anda da her yönüyle tam anlaşıldığını da sanmıyorum. Her gün ortaya çıkan bilgiler belgeler ve konuşmalar olayın farklı yönlerini ve tehlikenin ne denli büyük olduğunu gösteriyor. Bu sebeple konuyla ilgili çok yönlü tezlerin hemen başlatılması gerektiğini düşünüyorum.



Buna rağmen tehlikeyi canla başla göğüsleyenler de çok değil. Darbenin püskürtülmesi anından itibaren olayın üzerine bütün varlığı ile giden cumhurbaşkanımız dışındaki benzer irade bu konuda yeterli değil. Hepsi toplansa belki ancak onun direncine denk gelebilir. Dolayısıyla herkesin onun sağlığı ve korunması için en azından dua borcu vardır. Aradan çekilmesi durumunda direncin üç ayda kırılabileceğini tahmin etmek zor değil. Onu bütün varlığımızla desteklemeli, bütün kalbimizle Allah onu korusun diye dua etmeliyiz.



Diğer yönden şu anda ağzı olan herkes konuşuyor; gördünüz mü, biz hiçbir zaman güvenmemiştik, hiç övmedik, güvenenler yanıldılar, biz haklıymışız misilli laflar ediliyor.



Geçmişte bu örgütü övenlerin yanlış yaptıkları kesin, Allah affetsin, ama şimdi böyle konuşanların o zaman susmaları da bir yanlış değil miydi? O zaman yanlış olduklarından emin idiyseniz bunu zamanında neden dillendirmediniz? Aksine bazılarınız imkânlar verdiniz diye sorulmaz mı? Bunun iki sebebi olabilir: Ya o zaman bu kanaatinizde tam emin değildiniz, ya da konumunuz gereği konuşmaktan çekiniyordunuz. O halde konjonktürü arkanıza alıp şimdi birilerini suçlamanız da ahlaki olamaz. Öyleyse şimdi ne yapılacaksa hep birlikte onu yapmanın zamanıdır.



Bu konularda en çok konuşması gerekenlerin ilahiyatçılar olduğu, ancak yeterince konuşmadıkları, ya da konuşamadıkları da bir gerçek. Bunun da iki temel sebebi olabilir: Birincisi, ilahiyatçılar zaten toplumu yönlendirmede hiçbir zaman ön saflarda olma cesaretini yeterince gösteremediler. Bunda onların uzun yıllar bu ülkenin zencileri olarak görülmesinin etkisi olabilir. Merkezde olma şansları hiç olmadı, hep periferide kaldılar. Bir nevi sindirilmişlik yaşadılar. Ama bu psikolojinin artık aşılmış olması gerekiyor.



İkinci sebep; yaşadığımız fetretin sebep olduğu yıkımdan sonra ilahiyatçıların henüz kendi doğrularından emin olacakları ilmi derecelere çıkanları da çok fazla değil. Bu sebeplere, gelecek tepkileri göğüslemedeki dirençsizliği de ekleyebiliriz. Bununla birlikte geçmişte FETÖ'nün en az destek gördüğü kesimin ilahiyatlar olduğunu da söylemeliyiz.



Buna işaret eden bir hatıramı anlatmak istiyorum. Sanırım 2009 yılı idi, Sakarya İlahiyatta bazı arkadaşlarla özel ders okutacağımız evler açmaya karar verdik. Önceden böyle bir tecrübemiz vardı. Otuz kırk kadar öğrenci seçtik ve İlim Yayma Vakfı Sakarya şubesinden mali destek alarak evler açtık, klasik usul ile takviye dersleri vermeye başladık. O sene örgüt; mademki ilahiyatlar bizi desteklemiyor, o halde bütün ilahiyat öğrencilerini kendi evlerimize almalıyız diye bir karar vermiş ve kazanan her öğrenciye mektup göndererek, telefon ederek evinin hazır olduğunu, kendisini filan ablanın, falan abinin otogarda karşılayacağını söylemiş. Bizim bundan haberimiz yoktu ve yaptığımızı da onlara tepki olarak yapmamıştık. Ama onlar bunu tepki olarak görmüşler ve durumu FG'ye bildirmişler. Bu arada Cevat Akşit Hocamız da benzer bir hizmet vermeye başlamıştı. Yine bizim arkadaşlarımızdan bazıları da Bursa'da ve İstanbul'da benzer evler açmışlardı. Bunun üzerine FG'nin çok ürkütücü bir konuşması yayımlandı ve 'biz ilahiyatlarda bir proje başlatmışken birilerinin alternatif evler açmaları Mescid-i Dırar inşasından başka bir şey değildir' dedi. Fakir saf duygularıma karşı örgütün ikinci darbesini bu sözlerle yemiştim. İlk darbeyi ise 2006'da yazdığım makale üzerine söyledikleriyle yemiştim. Onu da sonra anlatırım.



Son bir not: 15 Temmuz'dan sonra bazı arkadaşlarımız cemaatlerin sorgulanması gerektiğinden söz etmeye başladılar. Bu, usulüyle yapılırsa güzel bir şey. Çünkü bütün olarak cemaate karşı çıkmanın anlamı yok. Biz fırkalara ve örgütlere karşı çıkıyoruz. Fakir çok daha önce cemaat denen şeyin toplacı olduğunu, şimdikilerin ise parçaladıklarını, o halde bunların cemaat değil fırka diye isimlenmeye daha layık olduklarını yazmıştım. Merak edenler için, buyursun okusun. 26 Nisan 2015, 1 Mayıs 2015, 26 Temmuz 2015, 11 Eylül 2015. Kötü olan ümmetin böyle fırkalara ayrılması.ax




#FETÖ
#Darbe girişimi
#Mescid-i Dırar
٪d سنوات قبل
Cemaat başka fırka başka
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı