|
Sadece içki sofrasında oturmak mı?

Cuma günü içki içilen sofrada oturmanın hükmünü yazarken, buna bugün muhtemelen bazı Müslümanların bile burun kıvıracağını söylemiştim. Nitekim bir okuyucumuz, şu anda sizin anlattığınız gibi bir din yok diye yazmış.



İşin, birilerinin burun kıvıracağı başka bir yönü daha var. Onu da yazalım da diyeceklerinin hepsini birden desinler.



Öncelikle biz Kur'an-ı Kerim'in ve Sünnetin getirdiği hükümlerin belli bir tarihle sınırlı olmadığını, yani Kur'an-ı Kerim'e tarihselci bir okuyuşla bakılamayacağını söylüyoruz. Bunun istisnalarını sonra tartışırız. O halde şu hadisi şerif ve ayeti kerimelerin hükmü halen devam ediyor:



Resulüllah Efendimiz (sa) buyurdular ki, “

Allah'a ve ahiret gününe imanı olan, içki içilen sofrada oturmasın

” (Müsned, sahih). Bunun onun kendi zamanıyla sınırlı olduğunu gösteren bir delil yok. O halde bu yasağın delinmesi için olsa olsa bir zaruretin bulunması gerekir. O zaman da zaruret nedir? Bulunup bulunmadığını kim ve nasıl belirleyecek sorusuyla karşılaşırız. Oturmazsam beni kınarlar, müşterimi kaybederim, işimden olurum gibi bahaneler zaruret olabilir mi?



Şimdi şu ayeti kerimelere de bakalım ve ince Müslüman olabilmenin bir iman ve kararlılık meselesi olduğunu görelim.



Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler izzeti onlarda mı arıyorlar. Oysa izzet bütünüyle Allah'ındır

”.



“Allah size kitapta daha önce de bildirmişti ki,

ayetlerinin inkâr edildiğini ya da alaya alındığını duyduğunuzda

, bunu yapanlar bir başka söze geçinceye kadar onlarla oturmayın.

Yoksa siz de onlar gibi olursunuz.

Allah münafıkları da kâfirleri de hepsini birden Cehennemde toplayacak” (Nisa 4/139, 140).



Son cümlede şöyle ince bir tevil de saklıdır: Demek ki, Allah'ın ayetleriyle alay etmek küfürdür. Böyle bir mecliste sessizce oturmak ise münafıklık alametidir.



'İzzet'

güçlü ve onurlu olma demektir. Allah'ın

Azîz

ismi buradan gelir ve hep galip olan, hiç mağlup edilemeyen demektir.



“Allah'tan başkası yanında aranan bir izzet, izzet değil züldür” demişler.



Kitapta daha önce bildirildiği söylenen ayet şu ayet olmalıdır.



“Bizim ayetlerimize dalıp ileri geri konuşanları gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan yüz çevir. Eğer şeytan bunu sana unutturursa hatırladığın anda artık bu zalim kavimle birlikte oturma” (En'âm 6/68). Çünkü bu ayetin yer aldığı En'âm suresi Mekke'de inmiştir. Nisa suresi ise Medine'de.



Ayeti kerimelerden, dolaylı olarak şu mana da anlaşılır; demek ki, mümin Allah'ın ayetleriyle alay edilen bir mecliste oturamaz, ama böyle bir alay ve aşağılama söz konusu değilse müşriklerle de fasıklarla da oturulup konuşulabilir.



Anlamları birbirine yakın olan bu iki ayeti kerimenin biri Mekke'de diğeri Medine'de indirildiğine göre şöyle deme şansımızın da kalmadığı anlaşılıyor. Efendim, biz şu anda bir İslam ülkesinde yaşamıyoruz, bugün Mekke dönemi hükümleri geçerli olmalı ve bazı hükümleri uygulamama konusunda esneklik bulunmalıdır.



Bazıları, insanları güldürmek için ayetlerle fıkra uydurmanın da bu ayetlerin kapsamına girdiğini söylerler. Yani bu da ayetlerle bir alay etme sayılır.



Şimdi bu ayetler, birlikte düşünüldüğünde, siz izzeti nasıl kâfirlerin yanında ararsınız ki, onlar Allah'ın ayetlerini inkâr eder, onları alaya alırlar, oysa bu durumda siz onların yanından ayrılmak zorundasınız. Ayrılmazsanız izzete değil zillete düşmüş olursunuz gibi bir mana anlaşılır. Ayrıca küfre ses çıkarmamanın insanı adım adım küfre götürebileceğine de işaret eder. Bir müminin bulunduğu mecliste dinin açık hükümlerine saygısızlık ediliyorsa onun buna müdahale etmesi, bunu yapamıyorsa oradan kalkması gerektiğini anlatır.



Derler ki, içki içerken yakalanan bir grubu beşinci Raşit Halife Ömer bin Abdülaziz'e getirirler. Halife onlara içki cezasının/haddinin uygulanmasını söyler. Ama içlerinden birisi oruçlu bir insandı derler. Halife şu cevabı verir: O halde haddi uygulamaya ilk ondan başlayın. Allah'ın “

O'nun ayetlerinin inkâr edildiğini ya da alaya alındığını duyduğunuzda

Yoksa siz de onlar gibi olursunuz

” ayetini duymadı mı? Yani içki içenler Allah'ın ayetlerini inkâr ediyor ya da alaya alıyordu demektir.



Şimdi soralım, bu kadar da olmaz gibi bir duygu içimizden geçiyor mu geçmiyor mu? Dürüst olalım ve kendi imanımızı kendimiz test edelim. Ya da bu işler senin dediğin gibi değil diyelim.


#İçki sofrası
#Müminler
#Ahiret
8 yıl önce
Sadece içki sofrasında oturmak mı?
Biden’ın kafasında yeni bir 17-25 Aralık mı var? Yaptırım ve “Türkiye’ye müdahale et” çağrıları: Kimleri harekete geçirdi?
Sophie’den Meryem’e
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…