|
Zikirle ilgili bazı meseleler
Kur'an-ı Kerim bizzat kendisine, namaza, Hz. Peygamber'e, şeytani dürtülerde, ticaretinde ve günlük işlerinde hemen Allah'ı hatırlamaya, Cuma namazına, tespih ve kelime-i tevhit… gibi şeylere
zikir
dediğini gördük. O halde bunları yapanların “
Allah'ı çok zikredin
” emrini yerine getirmede pek çok şey yapmış olacakları anlaşılmış olur. Yeter ki, bunlar, öncelikle zikrin asıl yeri ve aleti olan kalp ile yapılmış olsun.

Çok zikredin
” emrini yerine getirmede önemli bir husus da, kişinin her işine '
Besmele
' ile başlayabilmesidir. Olmazsa olmaz farzlarını yerine getirdikten sonra insanın sadece buna alışmış olması bile onu 'çok zikredenler'den yapmaya yeter. Allah'ın Rasulü,
“meşru, yani haram olmayan bir iş Besmele ile başlamazsa güdük kalır
”, eksik ve bereketsiz olur buyurur. Böyle her işine '
Bismillah
' diyerek başlayan bir insan, Allah'ın her an her şeye müdahil olduğunu, O'nun katkısı ve yaratması olmadan hiçbir şeyin oluşamayacağını, kendi fiilinin de ancak Allah'ın verdiği güç sayesinde ve sadece adi bir sebep olarak işe yarayacağını anladığını göstermiş olur. Ayrıca yaptığı işlerde meşru olanla olmayanı ayırdığını, meşru olmayanı yapmadığını anlatmış olur. Çünkü
meşru olmayan bir iş Allah adına yapılmaz
. Yapılırsa bu, iki kez isyan olur.

Bilinçli olarak her işine Besmele ile başlamayı başarabilen insan 'Allah'ı çokça zikretmiş' olması yanında, aynı zamanda O'nun varoluşlar üzerindeki etkisini de aklına getirmiş, yani O'nu tefekkür etmiş, ayrıca yaptığını O'nun adına yapmakla da her işinde O'na şükretmiş olur. Hz. Peygamber'in hadisi şeriflerinden öğreniyoruz ki, bir anlık tefekkür, yıllarca nafile ibadetten evladır. Çünkü bütün mesele yaratanı hakkıyla tanıma ve sıfatlarıyla düşünüp kavrayabilme meselesidir. Bu olmadan yapılan ibadetlerin bir anlamı olmaz. “
İki göz vardır ki, onlara Cehennem ateşi değmez: Gecenin karanlıklarında Allah'ı anıp O'na saygısından ağlayan göz ve müminleri korumak için cephede uyumadan düşmanı gözetleyen göz
” (Tirmizî). Görüldüğü gibi, gecenin karanlıklarında Allah'ı düşünme cihada denk sayılmıştır.

Bu sebeple bendeniz, her işine bilinçli olarak Besmele ile başlayabilme alışkanlığını çok ileri düzeyde bir kulluk bilinci seviyesi olarak görürüm. Üstelik bu öyle kolay yapılabilen bir kulluk bilinci seviyesidir ki, bunu avam bile küçük bir çaba ile gerçekleştirebilir.

Buna benzer bir şekilde yapacağı işler için,
yapacağım, edeceğim yerine
, '
inşallah yapacağım
' deme de önemli bir zikirdir ve bu edebi kazanabilen birisi, bunu hiç aklına getirmeden, asıl fail kendisiymiş gibi, yapacağım, edeceğim demenin Allah'a karşı nasıl büyük bir sui-edep olduğunu farkeder. '
İnşallah
', yani eğer Allah dilerse, izin verirse yapacağım demek. Allah, 'inşallah' demeyi unutursanız, bari aklınıza geldiğinde söyleyin diye bizi uyarır. Demek ki, bu da çok önemli bir edeptir.

'Allah'ı çokça zikretmenin' bir diğer aracı da her fırsatta yapılan dualardır. Kul aynaya baktığında bile, “Allah
'ım, yaradışımı güzel yaptığın gibi, ahlakımı da güzelleştir
” diyebiliyorsa ki, bu Hz. Peygamber'in öğrettiği bir duadır, o kul günlük eylemlerinde nefsine ve şeytana çok az yer bırakmış, üzerindeki nimetlerin, yakışıklılığının bile kendi mahareti değil, Allah'ın lütfu olduğunu anlamış ve böyle her fırsatta Allah'a dua ederek onu zikretmiş olur. Dua konusuna ayrıca değineceğiz inşallah.

Bu noktada şu önemli meseleyi de zikretmemiz gerekir. Allah'ı zikretme, ya da tefekkür etme O'nun nasıllığını, mahiyetini düşünme demek değildir. Böyle yapılırsa tehlikeli bir iş yapılmış olur. Çünkü insan ancak kendi bilgi ve algı imkânlarıyla düşünebilir ve Allah'ın keyfiyetini düşünürse onu bildiklerine benzeterek ve kıyaslayarak düşünür. Bu da O'nu olduğundan başka türlü bilmektir. Oysa Ziya Paşa'nın dediği gibi, '
bu terazi bu kadar sıkleti çekmez
' ve O hiçbir şeye benzemez. Onun için Hz. Peygamber (sa); “
Allah'ın zatını düşünmeyin, nimetlerini ve yarattıklarını düşünün, yoksa helak olursunuz” buyurmuştur.
#zikir
#kuran
#ramazan
#dua
9 yıl önce
Zikirle ilgili bazı meseleler
Ciddi bir filozofumuz
Sahibini arayan ülke...
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’