|
“Benim köpeklerim ‘w’ ile havlamazdı”
Koca Bekir
yıkıldı yıkılacak, can havliyle bağırıyor;


“Neredesiniz”

diyor,

“Cumhuriyet'i oya sunuyorlar, sesiniz çıkmayacak mı?”

diyor.



Cevap

Rotterdam

sokaklarından geliyor;

haw(yır) haw(yır) haw(yır)!...




Koca Bekir

hamle yapıyor, drama ustası

Koca Bekir

, hüzünleniyor tabi;

Edip Cansever

'in her şeyi koyduğu masaya, bu sefer de

Yaşar Okuyan

'ın ciğerini koyuyor, ajitasyonun dibini buluyor, acıyla bağırıyor;



“Bu adam hastaydı, biri, bir parça ciğer verdi de hayata tutundu, o haliyle çıkıp fikrini söyledi, Cumhuriyet'e sahip çıktı, siz neredesiniz?”

diyor.



Cevap

Rotterdam

sokaklarından geliyor,

haw(yır), haw(yır), haw(yır)!...




Koca Bekir

sahtekârlık dairesinde ilk turu tamamladığını unutuyor, önceki yalanlarıyla yeni yalanları mecburen karşılaşıyor; yalan, yalanı, yalanlamaya çalışıyor, ortalık karışıyor.



Menderes

'in katillerine yazdığı kapalı devre övgüleri, bu sefer

Cindoruk

'la sosluyor, üstüne de basıyor karabiberi, tekrar servis ediyor;



“Yahu bu adam 84 yaşına gelmiş, Cumhuriyet'e sahip çıkıyor, susmuyor, siz neredesiniz?”

diyor.



Cevap

Rotterdam

sokaklarından geliyor;

haw(yır), haw(yır), haw(yır)!...




Koca Bekir

kitleyi genişletiyor, nutuk faslına geçiyor bu sefer, kalabalıklara(!), sürülere(!), makarnacılara(!), kömürcülere(!) sarılıyor.



Oyu, oyuna denk olmayan dağ başındaki çobana sarılıyor…



Göbeğini kaşıyan manava sarılıyor…



Bidon kafalı köylüye sarılıyor…



Gündelikçi ev kadınlarına sarılıyor…



Eski cumhurbaşkanlarına, başbakanlara, bakanlara, milletvekillerine, halkı göstererek,

“Size 'bir ara' görev vermiş olan bu insanlar konuşuyor, dağ, taş konuşuyor, siz neredesiniz, Cumhuriyet elden gidiyor'”

diyor.



Cevap

Rotterdam s

okaklarındaki köpeklerden geliyor;

haw(yır), haw(yır), haw(yır)!...




İnsan üzülüyor, vallahi üzülüyor…



Ben de üzüldüm, çok üzüldüm, çaresizce

Anadolu bozkırına

doğru bağıran, yardım isteyen Bekir'e acıdım.



Daha önce bir

Pako

'su vardı garibin, ona yazardı, onunla dertleşir, onunla memleket meselelerini tartışırdı; o da göçüp gitti,

Bekir

'in lisanından anlayan bir tek

Rotterdamlı

köpekler kadı.



“Köpek köpektir, ha Roterdamlısı, ha Bekir'inki, ne fark eder ki?”

demeyin.



Benim de köpeklerim vardı, çok da güzel hayvanlardı.



Birinin adı

Ayaz

'dı, bembeyazdı, öteki

Atom

'du, domuz avcısıydı, öteki de

Korsan

'dı, tavşanı kulaklarından yakalardı.



Daha bugüne kadar benim köpeklerimin bir insanı ısırdığına kimse şahit olmadı.



Çünkü benim köpeklerim

'w'

ile havlamazlardı; havladılar mı herkes haklı olduklarını anlardı.





Hazır söz köpeklerden açılmışken,

2004

'te,

“Amerikan Köpekleri”

ni yazan

Nihat Genç

için de, iyi bir konu bu aslında, niye yazmadı, hayret…



Oysa

Ebu Gureyb

'de

Iraklıları

ısıran köpeklerle,

Roterdam

'da

Türkleri

ısıran köpeklerin sahibini tanıyor olmalı,

Nihat Genç



Onları yazdı da, bunları niye yazmadı, hayret…



Memleketin kuşundan, başından, taşından, leşinden, her şeyinden bahsediyor da,

Bekir

'in derdiyle dertlenen,

“Hawyırrr, hawyırrr”

diye bağıran,

Geert Wilders

'in köpeklerini mi tanımıyor, hangi lisanla havladıklarını mı bilmiyor, niye sesini çıkarmıyor,

Nihat Genç

, hayret...



“AKP'ye acilen düşman aramak”

yerine,

“Hawyır”

cıların sahibini yazsa ya

Nihat Genç

.



Hem

Bekir

de yalnız olmadığını anlar, rahatlar, fena mı olur.


#AK Parti
#Rotterdam
#Geert Wilders
#Anadolu
7 yıl önce
“Benim köpeklerim ‘w’ ile havlamazdı”
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’