|
Biraz ders çalışalım mı?...

Yazı tekniği açısından bir konuyu izah etmenin üç yolu vardır.

Birincisi,
“kahraman anlatıcının bakış açısı”
dediğimiz yöntemdir, ikincisi
“duyulan, ya da görülen mevzuyu”
yan taraftan izler gibi anlatma tekniğidir, üçüncüsü de
“ilahi bakış açısıyla”
olayları görüp ona göre izah etme metodudur.

Bu üç usulden birini seçmek, oradan yürümek elzemdir, çünkü başka bir ihtimal, başka bir yol yoktur.


Yandaşlık,
“kahraman anlatıcının bakış açısı”
dediğimiz yöntemi benimseyen yazarlara yakıştırılan bir sıfattır.
Aslında
“yandaş”
tarifini yapanlar pek haksız sayılmazlar; zira kalem sahibi olan zat, olayları anlatırken kendi başından geçmiş, kendi yaşamış ve en sonunda da kendi müdahalesiyle konuyu şekillendirmiş gibi anlatır.
Bu tür yazarlar
“mevsimlik işçi”
gibidirler, sezon bitince evlerine çekilirler, yandaşı olabilecekleri başka bir sezonu, başka bir hikayeyi beklerler.

En çok eleştirilen, en çok haksızlığa uğrayan da bu tiplerdir, işleri zordur, koca bir dönemi, iyisiyle kötüsüyle sırtlamak, sahiplenmek, parlatmak ve onarmak zorundadırlar.

Kökü kökeni nereden gelmektedir, bu yandaş yazarlığın biliyor musunuz?

“Yandaş yazarlık”
demokratik düzenlerin dünyaya armağan ettiği bir usuldür, beğenseniz de beğenmeseniz de monarşinin
“yandaş yazar”
diye bir ihtiyacı yoktur, krala yazı yazmasanız da olur, çok da umurundadır kralın…
“Duyulan ya da görülen olayı”
yan taraftan izleyerek yazma metodu, doğru yöntemmiş gibi görünse de en tehlikeli olanıdır.

Bir kere bu tarzı tercih edenler fikirsizdir, her dönem kazanmaya namzet tiplerdir, devirleri, dönemleri bitmez bunların, kaygan olan her şeyi yağ diye sunarlar, güya tarafsızlıktan dem vururlar fakat bir şekilde akıntıyı, kendi bulundukları tarafa doğru çevirirler.

“Sadece gördüklerimi söylüyorum, söylediklerimi yazıyorum”
diyen birinden daha tehlikelisi yoktur.
Zerre kadar cisimleri, milim kadar cesaretleri yoktur ama olay yerindedirler, beyaz bir mendil gibi ellerinde salladıkları
“tarafsızlığın”
bir sonraki dönemde de
“var olma taraftarlığı”
olduğunu bilecek kadar kurnazdır, bunlar.
“İlahi bakış açısıyla”
olayları görüp, anlatma işi, dahiyane kalemlerin işidir.

Bu adamları mumla arasanız bulamazsınız, çok az gelirler, belki yüz yılda bir, belki iki, ama en fazla üç, asla dört olmazlar.

En büyük özellikleri, kişilerden ve kurumlardan bağımsız olarak kendilerinden sonra olacakları ve olması gerekenleri tarif etmeleridir.

Hem bu katmandan görünmeye çalışıp, hem de inzivaya çekildiklerinden haberdar olmamızı isteyenlerin tamamı sahtekardır; asıllarıyla onları ayırmak lazımdır, çünkü onların manastırları camdandır, öne eğdikleri başlarını görmemizi isterler, felakettir durumları.

Hakiki olanlar, asla düşmezler…

Yola ize, ekrana gazeteye, çarşıya pazara düşmezler, altını doldura doldura yükselttikleri
“fikir kulesi”
,
Nemrut
’un göğe doğru attığı okun çaresizliğini, aptallığını gösteren bir kuledir, isteseler de düşemezler, çünkü saldırılardan münezzehtirler.

Kısa dersin sonundayız artık, şimdi bu tarifleri yaptıktan sonra şunu diyeceğim;

Biz tekrar dönüyoruz, her türlü dönüyoruz, en başa doğru dönerken, en son getirildiğimiz sona tekrar dönüyoruz, en başa dönmek için en sondan alıp tekrar dönüyoruz.

Kötü bir şey yapmıyoruz, bizim için inşa edildiğini bildiğimiz
“fikir kulesinin”
etrafında dönüyoruz.
Yakın zamanda
“demokrasinin sadece sandık olmadığını”
söylemeye hazırlanıyoruz, iyi de yapıyoruz.

Kule dönmüyor, kulenin etrafındaki bizler dönüyoruz, dönmeliyiz de, hiç kimseyi, hiçbir siyaseti, hiçbir zümreyi içine almayan “biz”, yer değiştiriyoruz, değiştirmeliyiz de…

Anlayabilecek olanlara çok özel bir tavsiyem var, gocunmasınlar, anlasınlar, bu yeter…

“İlahi bakış açısını”
temsil eden söylemi koruyabilmek için, yandan izliyormuş ve tarafsızmış gibi yapmanın vakti geldi.

Tekrar başa, dersin en başına dönüyoruz.

#Medya
#Ders
6 yıl önce
Biraz ders çalışalım mı?...
İslam kapitalizmin suç ortağı mı?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir