|
Cumhuriyet başaramadı sıra Sözcü’de!...
Sözcü
'nün tetikçileri tarafından kaleme alınan
“Abdülhamit”
yazılarıyla birlikte
CHP
için
15 Temmuz
süreci resmen sona erdi.


“Zaten sürece gönüllü olarak mı dahil olmuşlardı?”

derseniz,

“Ben de Yenikapı'da, Kılıçdaroğlu'nu nezaketen alkışlamıştım”

derim.





Perşembe günü,

anlattığım şey

Sözcü

'nün

devreye girmesiyle berraklaştı, haklılık kazandı.



Neydi o mesele;



İslamcıların, 15 Temmuz

'dan bu yana elde ettiği psikolojik üstünlüğün itibarsızlaştırılması, demokratik kazanımlarının siyasi alanda karşılık bulmaması için oyunbozanlığın devreye sokulması...





Herkes şunu kabul etmeli ki;

Türkiye siyaseti, sert, öldürücü, yok edici darbelerin öne çıkacağı, acımasız bir döneme giriyor, büyük kavgaya geri dönülüyor.


15 Temmuz

'da, darbe önlendi fakat yıkıcı muhalefetin merkezine bir şey olmadı, sadece dışarıdan içeriye taşındı.





Çok çok önemli bir şey söylüyorum;

Gezi ile birlikte Cumhuriyet Gazetesi'ni görevlendirenler, şimdi Sözcü'yü sahaya sürdüler!


Dünün

Cumhuriyet

i ile bugünün

Sözcü

'sü, aynı ihanetin farklı maskeleriyle sahnedeler.



“Sözcü susturulamaz!...”

kampanyası da dümendi, ön hazırlık yapıldı, güya mağdur edilmek istenen bir yayın organı havası oluşturuldu ve

“Abdülhamit”

yazılarıyla yeni oyun devreye girdi.





En başından beri

Kemalistler, 15 Temmuz

'u, muhafazakar kesimin kendi iç hesaplaşması olarak görüyorlardı zaten.



Daha önce

FETÖ

'nün

yanında saf tutan ılımlı

Kemalistler

de,

İslam

'ın budandığını gördükleri için oradaydılar.



Bu kesim kendini çok daha güçlü hissediyor şimdi.





Sanıyorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan

'ın, son dönemde

Mustafa Kemal

'le ilgili kurduğu olumlu cümleleri

“Kemalizm'in zaferi”

olarak görüyorlar.



FETÖ

ihanetiyle birlikte,

siyasal İslamcılar

ın devleti yönetme konusunda kendilerine muhtaç olduklarını düşünüyorlar.



Esas büyük hesabı görme peşindeler.





Muhtemelen Sözcü etrafında kümelenen İzmir CHP'sine, 15 Temmuz'un esas karargahından 'birlikte çalışma' teklifi gelecektir, belki de gelmiştir.


Bundan sonra

Sözcü

'nün yol haritasını iyi izlemek lazım,

Gezi

gibi toplumsal ayaklanmaları tetikleyecek bir plan devreye girerse, bu işin medya ayağındaki sorumluluk

Sözcü

'ye aittir, hesap onlardan sorulacaktır.





Çok ama çok tehlikeli bir oyun oynanıyor.



15 Temmuz

'dan sonra, tir tir titreyen kalemleri, sanki önemli merkezlerle iletişime geçmenin rahatlığıyla tekrar millete küfretmeye başladı.



Bir gün önceden,

“Abdülhamit'i”

yazdığı için tek başına reklama sokulan provokatör, yarın meydana gelecek olayların da baş sorumlusu olacaktır!





Vaktiyle bazı

İslamcılar,

siyasi alanı tetikleme adına bu gibi hatalara düştüler, yanlış yaptılar.



91'de

, genelevlerle ilgili yasa yapan Meclis'e

“P…. meclisi”

diyen

Refah Partili Şevki Yılmaz'ı, CHP'li Sabri Ergül, “Deyyus-u Ekber”

pankartıyla karşılamıştı, genel kurul salonunda.



Herkes birbirine girmişti, berbat bir gündü…



Daha öncesinde

Şevki Hoca

, hem

Celal Doğan

için, hem de

Turgut Özal

için çok ağır sözler sarf etmişti, bunlar yüz kızartıcı konulardı ve kapanmıştı.



Madem

Sözcü'nün provokatörü,

kerhane işlerine merak saldı bu aralar, daha eskiye gitsin o zaman, komşuları, belki akrabaları olan

Eski Yunan'a

kadar gitsin mesela, kerhaneciliğin dibini bulsun, aydınlatsın milleti!



Sonra gelsin cumhuriyet tarihine, devam etsin anlatmaya, içinde bulunduğu medyanın, genelev patroniçelerini vergi rekortmeni olarak kutsadığı parıltılı haberleri hatırlasın!



Öyle yarım bırakmasın işi, hizmetini tamamlasın, millet de görsün, harbi kerhaneci kimmiş!...





Ayıptır yahu!...



CHP'nin

bu gibi ayak oyunlarına ihtiyacı mı var, zorla kulağından tutup

Yenikapı

'ya

mı getirildi,

Kılıçdaroğlu?


Milyonlarca insanın huzuruna çıkıp tarihin en can sıkıcı konuşmasını yaparken, aleyhinde bir tek söz söylendi mi, kendince anlattı derdini, çekti gitti sonra.



Adam gibi safına dönersin, kendi siyasetini dillendirirsin, yasal zeminde en sert muhalefetini yaparsın, bu kadar basit.



Milletin saygı duyduğu, hayırla yad ettiği yıldızlaşan isimler üzerinden polemik yapıp, çatışma ortamı hazırlamanın alemi nedir?!...





En hafif tabiriyle söylüyorum; bu eşsiz memlekette sizin de atınız koşsun istiyorsanız, itinize sahip çıkın!



Sahibinin hatırı da bir yere kadar, haberiniz olsun…


#Abdülhamit
#CHP
#Celal Doğan
٪d سنوات قبل
Cumhuriyet başaramadı sıra Sözcü’de!...
Ramazan takvimi - IV
Susturun şu pasaportu!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar