Bu konuda
'nin heybesinde çok şey var ama nedense pek konuşmuyorlar.
Geçmişten bugüne yapılan hizmetlerin anlatılması değil, benim söylemeye çalıştığım, daha başka bir şey.
Geçen akşam
'te ana haberi bitirdikten sonra eve dönerken,
'ın katıldığı programı, radyodan dinledim, son bölümde tekrar gündeme getirdiği bir olayı yeniden hatırladım, o günlere gittim, ne yalan söyleyeyim çok duygulandım.
,
'da
başkanlığına aday olduğu dönemde yaşananları hatırlattı,
nin,
'nda yaptığı çalışmalardan bahsetti, üniversiteli gençlerin kendilerine verilen yevmiyeyi bile reddederek o seçimi nasıl omuzladıklarını anlattı.
Dikkat ettim, o seçimin neden kaybedildiğine çok az değindi, sanırım kötü anılar canlanmasın istedi.
Şimdiki gençler bilmez, ben size işin aslını söyleyeyim;
Şu yeni dönemde
ayağına
'nin seçim zaferlerini gölgelemeye çalışanlar var ya; işte onlar
'da,
'nda,
'ın oylarını bilerek ve isteyerek çöpe attılar,
'nin oyları yanmış, yırtılmış halde çöplüklerden çıktı, o seçim öyle kaybedildi.
Bir oy için gece gündüz çalışan, emek veren gençler, yapılan sahtekarlığa isyan etti, onun için gözyaşı döktü.
O zamanın kedileri trafoya değil, direk sandığa giriyordu; muhtıra veren kediler vardı mesela, darbe yapan, milletin oyunu yakan her türlü kedi mevcuttu memlekette.
…
Neyse olan oldu, kim ne yaptıysa karşılığını buldu, kervan yürüdü, bugüne kadar geldi.
Söz anılardan açıldı, anlatılan madem bizim hikayemizdi, o zaman bir katkı da biz yapalım.
'di…
, o malum şiiri okudu diye
tarafından henüz derdest edilmemişti, belediye başkanlığına devam ediyordu.
Şimdi
olan futbol takımı da
nin takımıydı.
O sezon
ve
,
çıkmak için
'de, playoff maçı oynadılar.
'da üniversite öğrencisiydim, yerel televizyonda çalışıyordum, kanalın spor servisi, o maç için beni görevlendirmişti, iki kameramanla maça gittik.
Stadyuma ulaştığımızda kapılar kapanmıştı, maçın başlamasına da az bir süre kalmıştı.
Öteye beriye koştururken şeref tribünün olduğu bölümün önüne bir araç yanaştı, kapı açıldı, siyah takım elbisesiyle
araçtan indi.
Hemen yanına gittim, selam verdim, durumu anlattım, dışarıda kaldığımızı, kapıların kapandığını söyledim.
dedi, birlikte yürümeye başladık, kapıları açtılar, stadyuma girdik.
Şu yakın zamanda yapılan bir salon toplantısında yer bulamayan gençlere de
dediğinde, yine o anı hatırladım,
dedim, kendi kendime güldüm.
Bizim kameraman arkadaşlar basın tribününe çıktılar, ben
'i takip ettim, koridorun başında
takımı sahaya çıkmaya hazırlanıyordu, onlara başarılar diledi, sonra da şeref tribününe yöneldi, ben de peşinden tabi, aralara maralara…
Şeref tribünü tıklım tıklımdı,
için de en dip tarafta bir yer ayrılmıştı,
,
'lı,
,
ve diğer isimler öylece sıralanmışlardı.
ile yukarı çıktığımızda, orada oturan zevattan bir kişi bile ayağa kalkıp,
demedi, bırakın demeyi, yüzüne bile bakan olmadı.
Tabi
de aynı şekilde davrandı, birkaç kişiye selam verdi, geçti yerine oturdu.
Televizyon yayınlarının yapıldığı bölümün önünde bir sandalye gördüm, çıktım sandalyeyi aldım,
'in yan tarafındaki merdivenlere koydum, oturdum ben de maçı oradan izledim.
O kısacık anda yaşadığımız sıradan bir olay değildi aslında.
'ın baskısı devam ediyordu,
'cüzzamlı' muamelesi yapılıyordu, her milli bayramda, her resmi törende bir skandal patlıyordu.
Sıradan askerler, sıradan bürokratlar, milletin seçtiği belediye başkanlarına, milletvekillerine olmadık hakaretler ediyor, kamuoyunun önünde küçük düşürüyorlardı.
…
Maç bitti,
biz kazandık,
,
çıktı, golü de
attı,
, hem de kafayla…
Bitiş düdüğüyle birlikte ben de sahaya fırladım, teknik direktörümüz
ile beraber şampiyonluk turuna katıldım.
Daha sonra
'un soyunma odasına indim, futbolcular, şampiyonluğu kutlarken bir taraftan da şampiyonluk priminin artırılması için tezahürat yapıyorlardı.
, bir telefon görüşmesi yaptı, sonra futbolculara döndü,
dedi.
Nihayetinde bir maçtı,
,
'u tutuyorduk ama o maçı
için
kılan, o derin şeye de itiraz etmekle kuşanmıştık.
Ertesi gün
nin spor sayfasında çıkan bir fotoğraf,
'le maç izleme dışında ikinci bir hatıra olarak kaldı bize;
ve ben sarmaş dolaş şampiyonluğu kutlarken öylece donup kalmıştık sayfanın üstünde, hem de renkli…
…
Şu hayatta benim tuttuğum takım kazanırken, kaybeden takıma, o günkü kadar üzülmedim.
Şu hayatta
de zaten iki final kaybetti; biri
seçimleri, öteki de
'deki o muhteşem maçtı.
Fakat kaybettiği bu iki finali de
için kazanca dönüştürmesini bildi; çünkü
'nda seçimi kaybeden gençlerle beraber ağlarken,
de maçı kazanan gençlerle gülmesini bildi.
Şimdi önümüzde bir final daha var…
Gençler yine aralara maralara dalmaya hazırsa, emin olun, o iş de tamam gibi…