|
Kuranıkerim âlimi nasıl tanıtıyor?
Önceki
âlimin kimliği üzerinde durmuştuk, devam edelim.


Ayeti kerimelerde ya da hadisi şeriflerde âlim için zikredilen vasıfları bildiğimizde âlimin kim olduğunu da anlamış oluruz.



Kulları içinde Allah'tan hakkıyla ancak âlimler ürperirler

” (Fâtır 28). 'Ürperirler' kelimesinin karşılığı ayette 'haşyet ederler'. Haşyet bir nevi korku olduğu için mealler bunu 'korkarlar' diye verir. Oysa korkudan korkuya fark vardır. Bir şeyin akıbetinden endişe etme anlamındaki korku 'havf'tır. Bir şeyin azametinden, mehabetinden ürperme anlamındaki korku ise haşyettir. Âlimler için havf değil de haşyet ederler dendiğine göre onlar hal ve hareketlerinde Allah'ın azametini ve mehabetini görür gibi korkup ürperirler demektir. Yani onların korkusu, öbür âlemde hesabımız zor olabilir gibi bir gelecek endişesinden önce yaşarken bir ürpermedir. Onun için tabiînin büyüklerinden Şa'bî'ye, 'bize şu konuda fetva ver ey âlim, denince, 'âlim Allah'tan korkan adamdır” diye cevap vermiş. Yine tabiînden âbid ve zahid Abdul-a'la et-Teymî (v. 131 H) demiş ki: “Kazandığı ilim kişiyi ağlatamıyorsa, bu ilim faydalı bir ilim sayılmaz. Çünkü Allah âlimleri anlatırken buyurur ki: “Ayetlerimiz kendilerine okununca onlar ağlayarak yüz üstü secdeye kapanırlar ve bu onların ürpertilerini artırır” (İsra 109). Yine tabiînden Mesrûk ilim ve haşyet ilişkisini şöyle anlatır: “Bir insan Allah'tan haşyet edebiliyorsa ilim olarak bu ona yeter, bir insan da bildikleriyle gururlanıp ilmine mağrur oluyorsa ona da cehalet olarak bu yeter" (Ebu Davud, mukaddime).



Demek ki, haşyet âlimin birinci vasfıdır. Çünkü gerçek âlim her işinde Allah'ı görür gibi hareket eder. Bu halin ibadet ederken yaşanmasına Resulüllah Efendimiz 'ihsan' tabir eder. '

İhsan Allah'ı görür gibi ibadet etmendir, sen O'nu görmüyor olsan da O seni görüyor ya

!' buyurur.



Âlimin ikinci vasfı,

Allah'ın dini adına hata etmekten korkup

, 'seni tenzih ederiz ya Rab! Bizim ne ilmimiz var ki, senin bize öğrettiğinden başka. Alîm/her şeyi bilen sensin Hakîm/her işinde ve her hükmünde hikmet olan sensin' (Bakara 32), deyip haddini bilmesi, tevazu göstermesi ve ilmin Allah'tan olduğunu itiraf edip ellerini O'na kaldırabilmesidir. Zor meseleleri yanlış anlamaktan korkup tek başına hüküm vermemesi, meseleyi diğer âlimlerle müzakere ettikten sonra bile, 'aman Allah'ım, sen bize hidayet vermişken artık kalplerimizi kaydırma! (Âl-i İmran 8) diye yakarabilmesidir.



Bir başka vasfı, inzar/uyarma görevinin olduğunu bilip bunu yerine getirmesi; davet, tebliğ ve emri bil-maruf, nehy anil-münker yapmasıdır. Oysa bilim adamı ya da akademisyen kendini bu görevlerle görevli saymaz, hatta bunları 'mollaların', sufilerin yaptığını sanır ve küçümser.



Fakihle âlimin yaklaşık aynı şey olduğunu söylemiştik. Allah dinde tefakkuh edenlerin, yani Kitab'ı derinlemesine anlayan âlimlerin toplumlarını uyarmakla görevli olduklarını, hatta böyle zor ve önemli bir iş için onların seferberliğe bile katılmayıp ilimle meşgul olmaları gerektiğini söyler (Tövbe 122).



Şeriatı bilip onu uygulayabilen ümera bulunmadığı zamanlarda ulü'l-emr âlimlerdir. Allah kendisine, peygamberine ve ulü'l-emre itaat edilmesini ister (Nisa 59). O halde âlim değil ama âlimler aynı zamanda itaat merciidirler. “

Bilmiyorsanız ehli zikre sorun

” (Nahl 43) denilenler de yine ilmiyle amil olan âlimlerdir. Çünkü zikir Kuranıkerim'dir, Sünnet'tir, namazdır, her işinde Allah'ı anıp O'nu hesaba katmadır. Bu özellikleri bulunanlar ehli zikir olmuş olur.



Resulüllah Efendimiz ise

âlimleri peygamberlerin varisleri olarak niteler.

Ardından da '

peygamberler mal mülk değil, ilim bıraktılar

' buyurur. Bunda âlimlerin malla mülkle pek işlerinin olmayacağına da ince bir işaret bulunmalıdır. İmam Rabbanî, 'varis, murisinin bıraktığı terekenin tamamında hakkı olan ve hepsinden hakkını alan kişidir. Binaenaleyh, Resulüllah'tan sadece zahir ilimleri alıp onun yaşadığı ve öğrettiği manevi ilimlerden nasibi olmayanlar bihakkın âlim olamazlar, olsa olsa alacaklı olurlar' der.



İşte bizim eksik bilgilerimizle âlimden anladığımız bu. Şimdi geldik nasıl âlim olunur sorusunun cevabına.

#Âlim
#Ayet
#Kul
7 yıl önce
Kuranıkerim âlimi nasıl tanıtıyor?
Memurlara ve diğer kamu görevlilerine yapılacak bazı ödemeler arttı
Gençlere emanet…
Kara dinlilerle milletin savaşı
28 Şubat, sistem içi darbe
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi