|
Aday olmak ve aday gösterilmek

Geçen haftaki Mühür yazisi "Fazilet Partisi''nin türbanli aday göstermemesine neden sevindim" basligini tasiyordu. Yazi okuyucularin aday gösterilmek ile aday olmak arasindaki farki düsünmelerine bir davet ile bitmisti. Simdi bu bitisi baslangiç yaparak kaldigim yerden devam ediyorum.

Siyasete talip olanlarin önemli bir kismi, siyasi hayati küçük yaslardan itibaren içsellestirmis insanlardan çikmaktadir. Sahne tozu yutmak gibi bir seydir siyaset tozu yutmak. Sahne tozunu yutanlar için atesleyici güç alkisken; siyaset tozunu yutanlar için ates, ikna kabiliyetidir. Özellikle bizim ülkemizde siyaset yapmak demek toplumsal hayata dair önemli fikirleri olmak ve bu fikirleri hayata geçirmek manasina gelmemekte olup, önemli bir adam olduguna karsindakini inandirmaktan geçmektedir.

"Önemli adam" olmanin tanimi 1980 sonrasi iyice degismistir. Özal ile birlikte kisilerin önem derecesi popüler olmalarina bagli olarak basamaklandirilmistir. Türkiye''nin en sivil Basbakani unvanini almis olan merhum, bu sivilligini tekkelere de artistlere de ayni mesafede duruyor olmasiyla pekistirmisti. POP-SAV''in gecesinde pop sarkicilariyla birlikte "Samanyolu" sarkisini seslendirisi hafizalarin kuytu bir yerinde varligini korumaya devam etmektedir. Özal''in birakmis oldugu bu miras siyasetin vitrini olarak günden güne daha fazla yer tutar olmustur. Büyüksehir belediye baskanligi için partilerin popüler isim arayisi ve icraat olarak iyi hizmet vermis insanlari popüler olmadigindan dolayi (Saadettin Tantan mesela) aday göstermemeleri, vitrinin dükkanin önüne geçmis olduguna iyi bir örnektir.

Siyasetin hizmet ve proje zenginliginden azade kilinarak, popülerlige endekslenmesi en ziyade kadin adaylar bir açmaz olusturacaktir. Bu açmaz Müslüman kadin kimligi sözkonusu oldugunda asilmasi güç bir handikap yaratacaktir. Son yillara kadar Müslüman kadin kimliginin en bariz özelligi icra etmekte oldugu her isi sadece iyi yapmak ve bunu yaparken "dikkat çekici" olmaktan özellikle kaçinmak üzerine kurulmustur. Bunun en iyi ifadesi Refah Partisi Kadinlar Komisyonu''nun kendilerini milletvekili olmaya hazir hissetmediklerine dair yapmis olduklari açiklamadir. Hatirlanacaktir geçmis yillarda bu açiklama özellikle "çagdas" kadinlar tarafindan çok elestirilmis; Refahli kadinlar kendilerine geçit vermeyen Refahli erkeklerin tavrini mantikilestirmeye çalismakla suçlanmislardi. Halbuki o ifadede Refahli kadinlarin henüz kemale ermemis olan bir siyasi tavrindan bahsediliyor ve fakat olgunlasmis tavirlarin görülmesine de bir davetiye çikarilmis oluyordu.

Geçen zaman içinde parti yöneticileri "olmaya" çalisanlardan yana degil de "görünmeye" çalisanlardan yana tercihini kullanarak tesettürlülerin görülmemesinin gerilimi azaltacagi yolunda bir tercihte bulunmus oldu. Tesettürlü kadinlarin sistem ile kavgasinin oldugu nokta zaten tam da görülmek ve görmek hattinda cereyan etmekteydi. Sistem tesettürlü kadinlarin görünmesine firsat vermemek için onlari kamusal hayatin her noktasindan sürmeye çalisirken Fazilet Partisi tesettürlü kadinlarin kendilerinin de görmeyecegini ima etmis oldu. Bu durumda genç kusaklar için "Basimi örterim her yere de giderim" anlayisi biraz daha geçerlilik kazanmis oldu.

Gecenin bir vakti Noel kutlamalarini görmek üzere Taksim''e giden, gittikleri kafe-barda garson tarafindan kovulmayi anlayamayan tesettürlü genç kizlarin sayisinin niçin artmakta oldugunu düsünmeye baslamanin vakti geldi de geçiyor. Görmeyerek muhatabi yok sayma politikalarina gençlerin cevabi da inadina görülme seklinde oluyor. "Inadina görülen" olmayi seçerken tesettürün manasi da kayip gidiyor...

25 yıl önce
Aday olmak ve aday gösterilmek
Hz. Ali’nin ilim ve servet kıyaslaması
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!