|
Asker-ilmihal-Pinokyo

Yayımızı Balkan Harbi''nin zamanına kadar gerelim. Çünkü askerin zihniyet değişikliğinin yenilgi ile noktalandığı en çarpıcı bozgundur Balkan Harbi. Yenilgi hiç beklenmeyen bir anda gelmiştir. İttihat Terakki''ye mesafeli duranlar bu yenilgiyi İttihat Terakki''nin yanlış politikalarına bağlar. Osmanlı askeri Balkan Harbi''nde “dinen tahrik” edilememiştir:

“Zabitin biri emrindeki askere neden can-ı gönülden muharebe etmediğini sorar; o da “Komutanım, biz harbe gelirken kasabadaki hoca efendi dedi ki ''Bu din muharebesi değil, vatan harbidir; ölen şehid olmaz.'' Bunun için çekiniyorum efendim.”

İttihat Terakki''nin önde gelen paşalarından olan Hakkı Paşa da yenilginin sebebini Türk askerinin dini yetersizliğinde bulur:

“Eskiden hiç olmazsa askerlerimiz arasında din gayreti güçlüydü, şehitlik için savaşıyorlardı. Son zamanlarda o da azaldı, yeni fikirler ise onlara verilmedi. Eski faziletleri yok oldu. Bunlar vatan deyince kendi köylerini anlıyorlar. Rumeli vatanımızdır, onu korumamız gerekir desen benim vatanım Konya vilayetindeki filan isimli köydür diye cevap veriyorlar”

Bu durumdan kurtulmak için Hakkı Paşa''nın düşüncesi mekteplerde ilmihallerin okutulmasıdır. Ama ilmihallerin tamamen değiştirilerek okutulması gerektiğini söyler.

Mustafa Kemal İttihat Terakki''nin hatasını tamir etme yoluna gider. Ölümün din üzerinden manalandırılışının ehemmiyetine vakıf olarak, askeri yapılanma ve din üzerindeki bağlantıyı ontolojik bir bütünlük içinde kavrayıp tedbirini ve söylemini bunun üzerinden gerçekleştirir. Aksekili Ahmet Hamdi Efendi''ye asker için sipariş edilmiş olan el kitabı bu anlayışın ürünüdür.

Velhasıl şöyle bir sorunumuz var: Dindarların eylemleri Atatürkçülük üzerinden sınırlandırılırken, sekülerlerin eylemleri aynı sınırlanmaya tâbi tutulmuyor. Onların bu konuda “devrimcilik” hakları baki.

Din bizim için en büyük harç ve evet en büyük payda. Böyle olmadığını düşünenler yeni paydanın adını koymakta güçlük çektiklerini ve adı bile konmamış şeyin sağlamasını yapmanın ise hiç mümkün olmadığını görmek zorunda. Güneydoğu için de en büyük şansımız, en büyük paydamız İslamiyet. Evet.

Gerek zengin-fakir gerilimi (geline ve damada kilo kilo altın takma haberlerinin yalnız Güneydoğu ve Doğu bölgesinden çıktığını hatırlayalım), gerek kadın-erkek gerilimi( töre cinayetleri) gerekse siyasi ve etnik gerginliğin (Türk-Kürt-Arap) boy vermesini engelleyecek payda İslam ahlakı.

Öyleyse “BİZ”e düşen, İslam''ın güzel ahlak olduğunu en çok kendimize hatırlatarak güzel ahlak için hal ve tavırlarımızı uygun hale getirmek.

Hakkı Paşa ne diyordu:

“En başta mekteplerde okutulan ilmihalleri ıslah etmek gereklidir. Bunlarda sadece ibadetler, namaz ve çocuklara hiç gereği olmayan hac, kurban, zekat gibi şeylerin hükümleri öğretiliyor.(…) Fakat insanların birbirine, cemiyete, millet ve vatana karşı hukuk ve vazifelerinin hiçbiri okutulmuyor. Halbuki bunlar ilmihalin ve ahlak-ı İslamiyenin en mühim kısımlarıdır.”

İslam''ın beş şartı ve imanın farzı her aşamada yeniden yeniden ele alınması gereken bahislerdir. Bu konuda Hakkı Paşa ile hemfikir olmamız söz konusu değil. Ama şuna dikkatinizi çekmek isterim: Pinokyo''nun her yaş için ayrı versiyonları düzenlenirken; okul öncesi, ilkokul, gençlik ilmihali gibi çalışmayı onca yayınevinin hiç düşünmemiş olması bu konuda hiç derdimizin olmadığının bir göstergesi değil mi?

Yüzleşmemiz gereken noktalardan birisi şu: Üst kimliğini dindar olarak ortaya koyanlar da sadece karşı tarafın tazyikiyle dine sarılıyor. Onların olmaz dediğini “oldurmak “ üzerinden yapılan ısrar meyve vermiyor velhasıl.

18 yıl önce
Asker-ilmihal-Pinokyo
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…