|
Avrupa Birliği “bir olmak” için saldıracak yel değirmeni arıyor...

I-



Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda'nın Türk Büyükelçiliği'ne alınmaması, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun uçuşuna Hollanda hükümeti tarafından izin verilmemesi, içinde bulunduğumuz “Dolandırıcılar Çağı”nı çok iyi temsil eden fotoğraflar.



Sayın Bakan'a destek vermek için toplanmış olan gurbetçi vatandaşlarımıza polisin reva gördüğü muamelenin, hiçbir hukuki, siyasi gerekçesi olamaz.



Atlı ve köpekli görüntüler, Ortaçağ Avrupa'sının sefaleti temsil eden tabloları ile ne kadar da uyumlu.



Ortaçağ'ın ilk temsilî “çağdaş” görüntüsü, Hollanda'nın hanesine düşecekmiş, düştü.



Neo Orta Çağ Avrupa'sı, kapılarını kapatmanın derdinde.



Dijital teknoloji; “kapalı ülke”nin, riskinin az, rızkının çok olduğu bir yanılsamayı armağan ediyor.



Bizi bekleyen müşkül soru şudur:



Avrupa'ya “kapımızdan kovduğumuz Türk” imajını yar edecek miyiz, etmeyecek miyiz?



II-



Avrupa Birliği dağılmamak için, Almanya'nın liderliğinde ortak hedefe kilitlenme yoluna gidecektir. Şimdilik buldukları ortak hedef, Türkiye karşıtlığı.



Avrupa değerleri dediğimiz şey hangi dönemin ve hangi değerin parantez içine alınacağı ya da alınmayacağı konusunda kafası karışıklar ittifakının birbiriyle mücadelesinden başka bir şey değildir. 30 Yıl Savaşları, I. ve II. Dünya savaşları...



III-



Dünya hızla, akıbeti meçhul bir yere doğru gidiyor. Dünyanın hızlı değişim dönemlerinde yaşayanlar, hızın şiddetini anlayıp kavrayamazlar. Herkes kendi başının derdine düşer. Karamsarlık, kaygı, iletişimsizlik, büyük çöküş dönemlerinin ortak özelliğidir.



Kavrayışın azaldığı dönemlerde, aşırı milliyetçi davranışların ortaya çıkmasının sebebi, kitlelerin ellerinden kayan mananın yerine, daralmayı, içe kapanarak korunmayı tercih etmeleridir.



Kitlenin kaygısını enerjiye çevirmek için ortak düşmana ihtiyaç vardır. Çünkü kendisinin ne olduğu ve ne olacağı konusunda kafası karışmıştır. Kafa karışıklığı kolayına da düzelmeyecektir.



IV-



İngiltere'nin AB'den çıkma kararı almasından bu yana kimlik kurucu bir aynaya ihtiyacı vardı AB'nin. Bu ayna beklenildiği gibi Türkiye oldu.



Küresel dünyada savaşlar önce imajlar üzerinden gerçekleşiyor. Geçtiğimiz Cumartesi gününden bu yana yoğun bir imaj savaşı içindeyiz.



İnsan hakları, Batılı ülkelerin “Batılı” saymadıkları ülkeleri denetlemek için kullandıkları bir paravandır. İnsan hakları konusunda Batılı ülkeler birbirini denetlemez, hizaya çekmez, imaj yönetimine gitmez. Kendi içlerinde kötüye kötü dememek konusunda uyguladıkları bir protokol vardır adeta.



Hollanda'nın köpekli ve atlı saldırısından sonra yeni yaptırımlar için planlamalar yapacağını öngörmek mümkün.



Almanya, Almanya'nın ayak izine basmaya özen gösteren Hollanda ve Hollanda'nın iç politikadaki başarısına bakarak kendine Hollanda'yı örnek alacak yarım porsiyon Avrupa ülkeleri için, Türkiye endamlarını görmek istedikleri bir boy aynası olacak önümüzdeki yıllarda.



Biz kendimiz için ve dünya için ne kadar berrak bir ayna olacağız? Her birimizi bekleyen çetin bir sınav var.



Avrupa siyaseti yel değirmenleri için asker topluyor. Biz hem Batı'ya hem de nefsimize karşı çok sağlam bir mücadele vermek zorundayız.



Sanki Kırım Harbi'nin ters simetrisini yeniden yaşıyoruz?



Avrupa kendi kimliğini “yel değirmeni”ne saldırarak test etmek isteyebilir.



Ama biz “yel değirmeni” değil, TÜRKİYE'yiz.



TÜRKİYE olarak varlığımızı güçlendirmek için kurumsal kimliklerimizin yara almaması, en önemli önceliğimiz olmalı.


#Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
#Fatma Betül Sayan Kaya
#Hollanda
#AB
7 yıl önce
Avrupa Birliği “bir olmak” için saldıracak yel değirmeni arıyor...
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi