|
Siyasetin çocuk dünyasına düşen resmi

Bir kaç gündür gazeteler Ecevit''in hastalığı üzerinde odaklaştılar. Ecevit''in sağlığındaki aksaklıkları şimdi farkediyor olmaları ise inanılacak gibi değil. Bu sütunda daha önce sizlere çocukların algı dünyasının seçiciliği ve parlaklığı üzerine bazı anekdotlar nakletmiştim. Aşağıdaki okuyacağınız satırları bir kaç ay önce bir kaç arkadaşıma anlattığım için bir çocuğun dünyasına bu kadarı fazla yollu gelebilecek eleştiriler göğüslenmeye hazır.

Ramazan''ın hemen akabinde idi. Bir çocuk ve annesi arasında aynen şu konuşma geçti:

-Anne biliyor musun Zeyd''lerde Mulan var.

-Mulan ne demek?

-Hani adamın birinin yasakladığı çizgi film var ya...

-Hangi adamın? Söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum.

-Anne ya hani bir adam var ya! Hani kanserden ölecek diyorlar...

-Sen ne diyorsun? Hangi adam kanserden ölecekmiş?

-Aman anne! Hani elini kolunu hiç kıpırdatmadan yürüyen bir adam var. Hani robotlar gibi kollarını oynatmadan yürüyor...

-Ben bu adamı tanımıyorum. Sen nerden tanıyorsun?

-Tabi tanıyorsun anne! Hani karısı var Rahşan...

Bir kaç ay önce Ecevit henüz Kenya fatihi değildi. Ve bendeniz bu olayı Rahşan hanımın iktidarının çocuklar dünyasında bile kavranılabilir gücünden bahsetmek üzere eşe dosta naklettim durdum. Bunlardan birisi de "Şekerlik"in şekercisi Mehmet Şeker''di. Anlatılanları dinledikten sonra "çocuğun gözlem gücü müthiş. Sahiden Ecevit kollarını hiç oynatmıyor" diyerek bu anekdotu yazmamı istemişti. Onu dinleyip daha önce yazmış olsaydım, Bahadır Veli, Cüneyd Arcayürek''in önüne geçmiş olacaktı.

II-

Sokaklardan şarkılı türkülü konvoylar birbiri ardından geçiyor. Ekmeğini bal süren çocuk dünyanın en önemli işini yapıyor edasından bir süreliğine vazgeçerek soruyor:

-Anne sen oyunu kime vereceksin?

Anne bu soruyu cevaplandırmak istemiyor. Çünkü küçücük bir cevap yetmeyecek. Akşamın dar vaktinde birbirine düğümlenmiş sorular yumağıyla baş etmesi mümkün olmayacak. Kestirmeden cevap veriyor:

-Bilmiyorum.

-Anlıyorum.

Uzun bir konuşmadan kaçmaya çalışırken çocuğun gayet edalı bir şekilde "anlıyorum" değişinden rahatsız oluyor anne.

-Neyi anlıyorsun?

-Oyunu kime vereceğini bilmemeni anlıyorum.

-Neden?

-Sen bu müziklerin hiç birini sevmezsin!

-Hangi müziklerin?

-Mahsun Kırmızıgül''ü de sevmezsin. Senin yerine ben bir müzik seçeğim derdim ama kabul etmezsin.

Tam bu sırada sokaktan Erdem Bayazıt''ın sesi geliyor. Küçükyalı sokakları Erdem Bey''in şiirleriyle pembe bir akşama boyanıyor. İbrahim Sadri hayranı çocuk o camdan bu cama koşuyor. Buldum anne. Buldum!

Görüyorsunuz ya postmodern siyaset görüntüleri çocukların dünyasına pek uygun düşüyor.

25 years ago
Siyasetin çocuk dünyasına düşen resmi
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler