|
Aksaray Üniversitesi için liyakat testi

Düşmanlarımız haberi kanatlandırıp uçurdu. Dostlarımız ya bihaber olduğundan sessiz, ya umursamadığından.



Bir internet sitesi üzerinden servis edilip dillere düşen haber şu:



Aksaray Üniversitesi'nin Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı için açtığı “Yardımcı Doçentlik" kadrosu için verdiği ilanda kriterler şöyle sıralanmış:



“Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu lisans mezunu olmak. Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında yüksek lisans ve doktora yapmış olmak. Fatma Karabıyık Barbarosoğlu üzerine çalışmış olmak."


Çarşamba gününden bu yana açıklama bekliyorum.



Ben, beni mağdur duruma düşürenlerden açıklama beklerken; sosyal medya benden açıklama bekliyor.



Açıklama beklemekle kalmıyor hesap soruyor.



Aksaray Üniversitesi'nin bendenizin adı üzerinden koymuş olduğu “seçilme kriteri"nin hesabını benden soruyor sosyal medya ahalisi, internet medyası.



Aksaray Üniversitesi'nin koymuş olduğu “seçilme kriteri"ni onaylayıp onaylamadığımdan başlayıp, “adrese teslim kişiyi" tanıyıp tanımadığıma kadar varıyor sorulan hesap.



Her saat başı tekrarlanıyor bu hesap sorma.



Herkes kendi meşrebince tepki gösteriyor. Öyledir. Yılanın zehri, kedinin tırmığı, köpeğin dişleri keskindir.



“Ateşinden ısınmadığım ortamın dumanından körüm. NOKTA." diyorum yetmiyor.



Ekşi/tuzlu/sası sözlüklerde sözüm ona savunur gibi yapıp arda arda hakaretlerini sıralıyor “dini bütün" arkadaşlar. (Ki beni en çok yaralayan budur.)



Kemalistleri umursamıyorum. Onlardan adil bir tavır beklemiyorum. Haberi yapan dergi, derginin yaptığı haberi pazarlayan “site"lere gönül koyacak değilim. Herkes kendi meşrebinde hür.



Eşek anıracak. Sincap sıçrayacak. Fare kemirecek. Kurt uluyacak. Bu böyledir.



Haberi yapanların niyetini de sorgulayacak değilim. Ey necip meslektaşlar bu ne yaman habercilik anlayışıdır ki, olayın nesnesi olan yazarı, sanki olayın mesulü imiş gibi özne konumuna getirerek, kamuoyunu kışkırtıyorsunuz diye SORMAYACAĞIM!



Cevabını bildiğim sorularla vakit harcamayacak kadar tasarruf sahibiyim elhamdülillah.



Adamlar haber “bulmuş"lar. Buldukları ile eylenecekler bir müddet.



Aynı şeyi muhafazakar medya yapar mıydı? YAPARDI!



Mesela Boğaziçi Üniversitesi'nin ilanında “seçilme kriteri" olarak Ayşe Erdin romanları üzerine çalışmış olmak şartı konmuş olsaydı, haberin üzerine giderdi muhafazakar medya da.



Diyorsunuz ki Ayşe Erdin de kim?



Tanınmış bir yazarın adını koymadım. Ortalık düşman kaynıyor. Vay sen kendini onunla mı mukayese ediyorsun diye yıkarlar ortalığı.



Çünkü Aksaray Üniversitesi'nin koyduğu “seçilme kriteri" ile bakın ismim nasıl anılır oldu:



-çok acayiptir ki kendisi üzerine çalışanlar üniversitelerde aranan kişiler. hem kalitesiz bir yazar hem yandaş. daha ne kadar kötü durumda olabilir ki? yazdıkları, yazım tarzı saçma. okuyanları ve yayımlayanları belli... offf...



-Arkadaşlar bir toplanın hele! Doçent olmak istiyorsanız, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu üzerine çalışmış olmalısınız.



Böyledir dünyanın işleri. Ne kadar kaçsanız da gelir sizi bulur bela.



Ben ki yıllardır “seçme ve seçilme kriteri"nin vebalinden korktuğum için pek çok platformda jüri üyesi olmayı dahi kabul etmedim. (Kabul etmedikçe adım kibirliye çıktı o da ayrı bir bahistir ya!)



Üniversitenin benim adımı kullanarak koyduğu “seçme kriteri"nin faturasını bana yazıp adımı manşetlere taşıyanlara şaşırdım mı? Hayır.



Bir haftadır günümü gecemi dar eden “seçilme kriteri" için, bazı arkadaşlar algı operasyonu filan diyor.



DEMEYİN!


Müslümanın sarığı aktır. Sarığı ak olanlar girdiği çıktığı yere dikkat edecek. Miyarını doğru koyacak.



Müslümanın tartısı doğru olacak, tartanı ferasetli olacak.



Meraklısı için not:

Bu yazıyı Cuma günü yayınlayabilirdim. Aksaray Üniversitesi'nden bir özür hak ettiğimi düşünerek bekledim. Çok şey beklediğimin elbet farkında idim.



Beklentimi, pasif bir beklenti olmaktan çıkararak Aksaray Üniversitesi Rektörü Yusuf Şahin'e de ilettim. Pazar günü saat 17:00'e kadar sabır ile beklemeye devam ettim.



Sonuç:

Kocaman bir hayal kırıklığı.




#Aksaray Üniversitesi
#Yardımcı Doçentlik
8 yıl önce
Aksaray Üniversitesi için liyakat testi
Bunu da mı konuşmayalım, bu sefer de mi konuşmayalım?
Efendimiz’in (sav) Zekâtı-2
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından