|
Tape var mı tape?

Ortalık toz duman. Siyaset yeni mecrasında yol alırken, ekonominin gündemdeki sıralaması her geçen gün biraz daha aşağılara kayıyor.

Hayatın gerçekleri ve ekonominin yaşamsal sonuçları gündeme bakmaksızın, hesap kitap işlerinin ihmaline fırsat vermiyor.

Hatırlarsanız, bir önceki yazımızda özel sektörün döviz borcuna değinirken, Türkiye"de şirketlerin kur riskini yönetemediğini söylemiştik. Dün İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, şirketlerin döviz borcunun yönetilmesi konusunda uyarıda bulundu.

Bu işin hangi tarafında olursanız olun ekonomik çıkarlarınızı göz ardı edemiyorsunuz.

Neticede de öyle oluyor...

Farklı kesimden kişilerle yaptığımız görüşmelerde altın soru "ekonomi ne olacak?" oluyor. Sorudaki ekonomi genellikle geniş bir tanımlama olurken, özel olarak döviz, faiz vs."nin ne olacağına dair nokta atışlı sorulara maruz kalıyoruz.

Sorular kolay.

Lakin cevaplar zor...

Vereceğiniz cevabı belli parametreler ve etkileşimlerle destekleyebilirsiniz. Örneğin; FED"in parasal genişleme operasyonundan dem vurup, gelişmekte olan ülkelerdeki para hareketine, Türkiye"nin makro ekonomik dinamikleriyle de bağladığınızda ortaya bir analiz koyar ve bir tahminde bulunabilirsiniz.

Cevap bu kadar basit mi?

Evet, normal şartlarda basit.

Ama biz normal şartlarda ve zamanlarda değiliz ki!

Bir doktor edasıyla hastaya teşhisler koyup, neler olabileceğini konuşuyoruz. Ancak birileri bünyeye sürekli şırınga ile zehir zerk ediyor.

Bütün hesaplar şaşıyor haliyle.

Daha birkaç ay öncesine ait dolar, faiz, borsa ve makro ekonomik tahminlerin ve analizlerin hepsi aşırı derecede şaşmış durumda. Çünkü tüm analizlerde her türlü değişkene yer verilirken, son günlerde sabah akşam bünyeye zerk edilen "derin kulak" tapeleri düşünülmemişti.

Artık fiyatları ekonominin gerçeklerinden ziyade montaj, şantaj tapeler belirler oldu. Gerisi teferruatta kaldı...

O nedenle; son günlerde beklenti ve tahminleri soranlara "tapeli mi, tapesiz mi?" diye sormak gerekiyor.

Bu arada hem siyasette hem ekonomi alanında dış âlemden koparıldık ve içe gömüldük.

Geçmiş dönemin tersine, Türkiye dış âlemin yoğun bir şekilde gündeminde. Türkiye"nin bu eksende dış âlemde gündeme alınması ise bize zarar veriyor.

Türkiye daha birkaç ay öncesine kadar değerlendirildiği ekonomik gruplardan negatif ayrışıyor.

Gerek gelişmekte olan ülkeler grubunda, gerekse kırılgan beşli diye tabir edilen grupta "ekonomik nedenlerden bağımsız olarak" negatif gerilemeye maruz kalıyoruz.

Türkiye"nin uluslararası piyasalardaki risk primi (CDS) diğer ülkelere göre ekonomik olmayan nedenlerden dolayı yükseliyor.

Sadece hazinenin borçlanmasındaki ek maliyet 1 milyar lira. Aralık başından bu yana yapılan hazine borçlanmalarında yükselen faizin etkisiyle fazladan 1 milyar liralık bir fatura oluştu. Bunun üzerine diğer finansal piyasalar, reel sektör, makro ekonomi ve diğer kayıpları eklediğiniz zaman devasa bir fatura ortaya çıkıyor.

Bu geminin neresinde olursanız olun, faturanın bir ucu da size dokunacak vesselam...

Tapesiz günlere kavuşmak umuduyla...

?

Twitter: @FevziOzturk
10 yıl önce
default-profile-img
Tape var mı tape?
Ramazan takvimi - IV
Tatarlar arasında bir Ermeni sürgün
Beyaz Ruslar, Kızıl Ruslar, Liberal Ruslar...
Tarih yapan adamların iki kanadı vardır: Ebubekir ve Ömer
İnsaf!