|
Bir yıl olmuş bayım!

Bir yıl olmuş bayım!

Sizin aramıza dönmenizi beklediğimiz o birkaç kahırlı Haziran günü dün gibi hatırımızda; nasıl kaygılanmış, nasıl tedirgin olmuş ama nasıl da umutla beklemiştik. Dönmediniz, gittiğiniz yoldan geri gelmediniz. Öyleydiniz zaten siz, bir tarafa doğru giderdiniz, peşinize takılır gelirdik biz de. Sizi izleyince bir endişemiz olmazdı akıbetimizden. Bilirdik ki ayak izleriniz kimseyi hayırsız bir yere götürmezdi.

Bir yıl olmuş bayım!

Siz burada değilken dünya yine döndü durdu. Aradan çiçekli bir bahar daha geçti. Yine yaz geldi, yine güz, yine kış... Telaşlı pazartesiler, gevşek çarşambalar geçti. Süleymaniye’nin kuru fasulyecileri her cuma gözlediler yolunuzu, sofraları bir kişi eksik kaldı. Nice pofuduk bulutlar, nice sulu sepken yağmurlar geçti. Nice güneyler açtı. Nice vapurlar geçti Boğaz’dan, içinde dalgın insanlarla... Dünya güzeli erguvanlar açtı yine, her zamanki vakitlerinde, her zamanki yerlerinde... Ezanlar çınlattı senin mübarek şehrinin semalarını.

Bir yıl olmuş bayım!

İçten içe bekledik hep ama bir yerden çıkıp gelmediniz. Aslına bakarsanız zaten bir yere de gitmemiştiniz. Fısıltıdan az fazla sesiniz kulağımızdan eksilmedi hiç. Fıkralarınızın sonunu duyabilmek için eğildik size doğru ve kulak kesildik yine. Bir kısmını duyduk ama bir kısmını duyamadık. Hep olduğu gibi... Duymuş gibi güldük yine de... Çünkü sizinle olmak yeterdi, yetiyordu, gülmeye, gülümsemeye.

Bir yıl olmuş bayım!

Çocukların ellerinden sizin gibi tutan yok artık burada. Şiirler, hikayeler, masallar, sizin renklerinizden, sizin tonlarınızdan, sizin kanatlı hayallerinizden mahrum... Mutlaka hissediyor çocuklar sizin eksikliğinizi. Herkesten daha çok, herkesten daha derinden... Kalan her şey bildiğiniz gibi... Zaman öylece akıp gitti aramızdan. Çaylar geldi, bardaklar boşaldı, dem tuttu gece gündüz ağır abilerin hepsi. Yeniyetme şairler yeni şiirlerle geldiler çay ocaklarına, yeni hikayeler geçti taze hikayecilerin derinlerinden. Denemeciler de denedi durdu yine benim gibi, incirlerin çekirdeklerini doldurmak için kifayetsiz kelimeleriyle.

Bir yıl olmuş bayım!

Sizden önce gidenler oldu biliyorsunuz, sizden sonra gidenler de oldu. Sezai Bey gitti, Nuri Bey, Rasim Ağabey, Ragıp Ağabey, Akif, Asım, Bülent, Ahmet... Cahit Ağabey, Nedim Ali ile birlikte bayrağı kapıp herkesten önce gitmişti zaten. Bir dergilik adamı çoktan geçti orada kadro... İnsan düşünmeden edemiyor; Nedim Ali kurmuş mudur İkindi Yazıları’nın mutfağını, siz de bayım, hem sayfaları yapıp hem de belki minik nahif bir şeyler çiziyorsunuzdur sarı sayfaları dolduran şiirlerin aralarına. Varsa böyle bir şey, bilin ki hatırımız kalır, göndermezseniz birer nüsha da bu tarafa.

Bir yıl olmuş bayım!

Özlemek için çok uzun, alışmak için çok kısa... Yerinize birini koyabildik mi? Hayır koyamadık, çünkü bu imkansızdı. Bu dünyada Mevlana’ların yerini doldurmak mümkün olmuyor, bu bir kere daha anlaşıldı. Hiç kimse çocuğuna bu ismi koymasın, onlar çok büyüyorlar sonra. Lafı uzatmayayım; velhasıl güzel insandınız bayım, güzel dost, güzel arkadaştınız. Kimseye kalmayacak bu yalan dünyada siz İstanbul kadar güzel, sessizce gür ve tadını çıkararak yaşadınız. Şimdi güya burada bizimle değilken daha da güzelsiniz.

Bir yıl olmuş bayım!

Hasretiniz daimdir gönlümüzde; bir yerden çıkıp geliverecekmişsiniz duygusu da hiç eksilmiyor içimizden. Rabbim bir pencere açsın da kabriniz pür nur olsun; oradan mahşere kadar sessizce bakın, kalbiniz gibi güzellikle donatarak büyüttüğünüz çocuklara. Onların gülücükleri, hepimiz şahidiz ki, biraz da sizin!

Bir yıl olmuş bayım!

Zaman hasretinizi büyütse de mesafeleri kısaltıyor sizinle aramızda. Ha bugün ha yarın, vademiz dolunca bir adımda gelivereceğiz hepimiz yanınıza. Beklemeyin, oturacak bir hasır iskemle ve İkindi Yazıları’nda bir sütunluk yer ayırıverin şimdiden her birimize. Ve biz gelinceye kadar iyi bakın kendinize, Rabbim iyi baksın size!

#Cahit Zarifoğlu
#Sazai Karakoç
#Nuri Pakdil
#Rasim Özdenören
10 ay önce
Bir yıl olmuş bayım!
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı