İddialarımızın bütün bu gürültücü halleri, zaaflarımızın kendi kulaklarımızdaki bitmek tükenmek bilmeyen fısıltısını az da olsa bastırabilmek için...
Biraz sonra yanılacak olanların kahir ekseriyeti söze “Yanılıyorsun!” diye başlar.
Üstümüzdeki taşınmaz ağırlıkların büyük bir kısmı, aşırı şişirilmiş egolarımızın istiap haddimizi kabullenmeye bir türlü yanaşmıyor oluşundan...
Mademki kendine yetiyorsun, tutsana nefesini!
Bugünün bezirgânları kurdukları devasa tüketim çarklarını işletebilmek adına nefislerimize sinsice yatırım yapıyor, zayıflıklarımızı kendi güçleri haline getiriyorlar.
Farkında mısınız; basit itirazlarımızdan daha büyük isyanlarımıza kadar her türlü karşı çıkma ihtimalimizi de önceden tasarımlayıp elimize tutuşturuyorlar artık.
Sanki aynı insan, farklı kimlikler altında sürekli kendiyle çatışıyor; bugünlerin sosyo-politik özeti biraz da böyle bir şey!
Herkes durmadan birbirine bir şeyleri izah etmeye çalışıyor; neyin izahı, akıl başta mı ki?
Günün herhangi bir vaktinde bir kenara geçip kalabalıklara dikkatle bakın; insanların tek tek ne çok farklı tüketim ağına aynı anda yakalanmış bulunduklarını açıkça göreceksiniz. Sonra kendinize dönün ve şunu söyleyin: “İşte ben, biraz sonra aralarına geri dönmek zorunda olduğum böyle çaresiz bir kalabalığın parçasıyım!”
Demir dile geldi, “Katılaşma konusunda insanlardan öğreneceğimiz çok şey var!” dedi çeliğe.
Kırılmadan, parçalanmadan, bin parçaya bölünüp tuz buz olmadan yeniden insan olunamayacak zamanları da görecek miyiz?
“Kalp insanın gerçek doğası ve gerçekliğin doğasını deneyimlediği bir yeteneğidir. Fakirin ağlayışı kalpten bir örtünün kaldırılışı demektir. Bu da onun yaptığı bir iş değil, Rabb'in işidir. Nitekim yalnız onun istediği kimseler gözyaşı döker. İşte bu yüzden Peygamber -selam ve bereket ona olsun- şöyle dedi, 'Ağlayın, ağlayamazsanız ağlamayı taklid edin, Allah'ın inayetiyle ağlayacak duruma gelirsiniz.' Nefsin teslimiyeti böyle başlar.” deniyor, Gariplerin Kitabı'nda...
Hayır hayrı çağırır, iyilik iyiliği, muhabbet muhabbeti, dostluk dostluğu, güzellik güzelliği, samimiyet samimiyeti... Bütün bunlar hayatımızda yoksa, can-ı gönülden çağırmadığımız için!
Fırıldak döner döner döner döner döner, sonra durur!
Bir gün gelir, yarınsızdır. Bir an gelir, sonrasızdır. Bir son gelir, amansızdır.
Adeta hiç kalmayan benliğini, elbiselerinin içine güçlükle iliştirebilen insanlar da var.
Bunca yolu anlamak için değil; kendimizi anlamaya teslim edecek bir hale gelebilmek için yürüyoruz.
“Nokta her şeydir” dedi meczup, “ama virgül bunu bilmez.”
#Gariplerin Kitabı
#meczup
#Bir an gelir
#sonrasızdır
9 yıl önce
Bir an gelir, sonrasızdır!
Ayvacık köylüleri boşuna hapis yatacak
Kara dinlilerle milletin savaşı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
