|
Geçmiş olanın arifesinde
Başında “Bir bakalım, Ramazan-ı Şerif bize de gelmiş mi?” diye sormuştuk. Şimdi sonuna geldik, soruyu bir başka biçimiyle yeniden soralım; “Giderken bize bir şey bırakıyor mu?”

Bol bol iftar ettik, inşallah bol bol oruç da tutabilmişizdir.

Veren elin, alan eli 'pi-ar' çalışmalarının bir parçası olarak görmeye başladığına dair feci âlâmetler var!

Ne hissettiğimizi samimiyetle soralım kendimize; oruç günlerinin sona ermesi içimize bir burukluk mu bırakıyor, yoksa bir yükten kurtulmuş olmanın sevincini mi? İlkiyse rahmet ayının bizler için bir 'imkan' olduğunun farkına varmış, ikinciyse 'müşkilat'tan bir şey olarak görüp geçmişiz demektir. Dillerimiz pervasız, ilkini söylemeye çok daha hevesli! Peki gönüllerimiz ne diyor bu işe?

İnsan sevdiğinin hizmetine mecbur olduğu için mi koşar?

“Seni çok yordum!” dedi kaygıyla biri. “Evet ama hep hayra yordun!” dedi gülümseyerek diğeri.

“Yokluk varlığı, varlık da yokluğu getirici olduğu gibi, çaresizliğin vardığı durakta da, derman ve çare vardır. Zira çaresizin ayakları, akıl ve mantıktan değil, teslimiyet ve gönül yanığındandır” diyor 'Dost'ta Sâmiha Ayverdi.

İdrak ve muhabbet, yaptığımız her şeyi eksik ve tatsız bırakacak kadar uzaklaştı sanki hayatlarımızdan.

Azlığından en fazla yakındığımız şey vakit ve garip ki, en hor kullandığımız şey yine vakit!

Bizden çok daha yavaş yaşadığı halde, zamanın içine bizden çok daha fazla hayat sığdırabilen insanlar da var.

En büyük hayalim, bir gün “Sükût” konulu bir sempozyuma susucu olarak davet edilmek!

İki nokta arasına bir düz çizgi çizilebilmesi için, her iki noktanın da sakin tabiatta olması ve rahat durması gerekir.

Kafesteki kuş ile akvaryumdaki balığın bile birbirlerine bakıp bakıp hallerine şükretmeleri gerekir; ya tersi olsaydı!

“Nerede kalmıştık?” diye sordu ilham, “Üçüncü mısrada!” diye cevapladı şair.

O kadar inceydi ki, okuduğu kitabın arasına ayraç olarak kendini koyuyordu.

Durduk yerde içinin kapısı çalındı. Bunu hiç beklemiyormuş gibi yaptı. Gidip kapıyı açtı, baktı, “İçime bayram gelmiş!” diye çocuklar gibi sevindi. İçine bayram gelen herkes zaten çocuktu.

Hiç değilse bayramda, gönüllerimizin ziyaretine gidelim!

“Bayrama gelen çok” dedi meczup, “seyrâna kalan yok!”

...

“Hüzn-ü keder def ola/ Dilde hicap ref ola/ Cümle günah af ola/ Bayram o bayram ola” diye niyazda bulunmuş Alvarlı Efe Hazretleri, kabri pürnûr olsun.

İşte yine o vakit geldi; hayat insanlıkla, gönüller muhabbetle dolsun, bayramınız mübarek olsun.
#iftar
#günah
#bayram
9 yıl önce
Geçmiş olanın arifesinde
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’