|
Küsurdöngü

Yapılan bir araştırma neticesinde ülkemizde yaşayan insanların yüzde 53"ünün hapşıranlara "çok yaşa" demediği ortaya çıkmış. Bu çok şaşırtıcı bir sonuçmuş; çünkü hiç kimse, "çok yaşa" diyenlerin azınlıkta kalacağını beklemiyormuş. Bunun üzerine yeni bir araştırma yapılmış ve hapşıranlara "çok yaşa" demeyenlerin bunu neden yaptıkları, daha doğrusu neden yapmadıkları tespit edilmeye çalışılmış. Bu yeni araştırmanın sonuçlarına göre hapşıranlara "çok yaşa" demeyenlerin yüzde 27"sinin hapşıran kişilerin çok yaşamalarının kendilerinin milli gelirden alacağı payı sürekli düşüreceği endişesiyle bu iki kelimeyi söylemekten kaçındığı ortaya çıkmış. Çok yaşa demeyenlerin yüzde 22"sinin insanoğlunun çevresel sebeplerle giderek daha fazla hapşırdığını, ikide bir etrafa "çok yaşa" yetiştirmeye üşendiklerini ifade etmişler. Yüzde 13 oranındaki bir başka kesim, kulağında sürekli kulaklık bulunduğundan kimsenin hapşırdığından haberi olmadığı söylemiş. Araştırmada yüzde 38 ile en büyük paya sahip bulunan bir grup denekse bu konuda bir açıklama yapmaktan kaçınmış. Bu durumu son derece ilginç bulan yetkililer, diğer grupları ihmal edilebilir bularak son grup üzerinde yoğunlaşmayı gerekli bulmuşlar. Yapılan yeni bir araştırmayla, bu yüzde 38"lik kesimin neden böyle bir bilimsel araştırmaya cevap vermekten kaçındıkları tespit edilmeye çalışılmış. Nihayetinde bu insanların yüzde 42"sinin modern zamanlara özgü asosyal karakterleri nedeniyle soruları cevapsız bıraktığı, yüzde 26"sının çeşitli ülkelerden gelen turistler olduğu ve dilimizi bilmedikleri için soruları anlamadığı, yüzde 19"luk bir kesimin gizemli görünmek için sessiz kaldığı, yüzde 13"lük bir grubun da araştırma soruları çoktan seçmeli hazırlanmadığı için cevap bulmakta güçlük çektiği ortaya çıkmış. İşin uzmanları bu defa da yüzde 19 oranındaki gruba kafayı takmış ve bu insanların neden gizemli görünmek istediklerini merak etmiş. Yapılan yeni bir araştırmayla bu insanlara neden gizemli görünmek istedikleri sorulmuş. Deneklerin yüzde 100"ü gizemli görünmek konusunda ısrarlı olduklarını ifade ederek soruları cevapsız bırakmışlar. Bunun üzerine ilgili merciler kös kös bir önceki araştırma sonuçlarına dönmüşler ve bu defa çoktan seçmeli hazırlanmadığı için soruları anlamayan yüzde 13"lük grup üzerinde yoğunlaşmışlar. Yapılan araştırma neticesinde bu grubun yüzde 62"lik kısmının hayatı boyunca altında şıkları sıralanmamış hiçbir soruya muhatap olmadıkları, yüzde 24"lük kısmının araştırmacılarla kafa bulduğu, yüzde 8"lik bir kesimin "c" şıkkını takıntı haline getiren obsesif tipler olduğu, yüzde 6"lık kesimin de doğuştan muhalif olduğu ve her şeye "hiçbiri" şeklinde cevap verme eğilimi taşıdığı anlaşılmış. Bu ilginç tablo karşısında eğilimlerin hangisi üzerinde yeni bir araştırma yapılacağı hususunda uzmanlar arasında bir mutabakat sağlanamamış. Bunun üzerine en tecrübeli uzman, bu konuda bir araştırma yapılmasının iyi olabileceğini ifade etmiş. Bu fikre itiraz etmek üzere söz aldığı her halinden anlaşılan daha genç ve kıdemi daha düşük bir uzman, söze başlamaya fırsat bulamadan tam üç kez ardı ardına şiddetli şekilde hapşırmış. Tecrübeli uzman "çok yaşa" demiş. Ama buna karşılık kendisine ne genç uzman "siz de görün" demiş, ne de diğer uzmanlar "hep beraber" demişler. Kısa bir sessizlik olmuş ve ardından çabucak gerçekleştirilen bir oylama neticesinde, hapşıran birine "çok yaşa" diyenlere herhangi bir şey denip denmediği konusunda toplumsal eğilimleri belirlemek üzere bir araştırma yapmaya karar vermişler. Yapılan araştırmaya göre toplumun yüzde 32"sinin.......

12 yıl önce
Küsurdöngü
Hac, otomobil, BM, Yemen
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim