|
Okuma notları
“Ölümlü olduğumuzu ve doğduğumuz andan itibaren ölümün ardımız sıra geldiğini gönlümüzle, zihnimizle ve bedenimizle bilmedikçe, ne olduğumuzu ve ne yapmamız gerektiğini düşünmeye başlayamayız. Basiretli insanların, her gece sabah uyanamayacaklarını bilerek yatmaları ya da tekrar akşamı göremeyebileceklerinin idraki içinde güne başlamaları yalnızca İslam'da rastlanan bir şey değildir. Ama bu bilinçlilikle yaşayan kimseler günlerinde, bu düşünce olmaksızın yaşayan kimselerin kaçırdığı bir lezzet bulurlar. Onlar, diğerlerinden farklı olarak, bir insanın ne demek olduğunu bilirler.”

(Kalenin Kralı-Modern Dünyada İnsanın Tercih ve Sorumluluğu/ Gai Eaton/ İz Yayıncılık)

“Ey âlimler topluluğu! Ey beldelerin tuzu! Tuz bozulduğunda, onu ıslah edecek şey nedir? Sözlerinizle, hareketlerinizle insanları düzeltiniz. Dal eğri olduğunda gölgesi düz olmaz.”

(Sohbet Meclisleri/ Ahmed Er-Rıfâî/ Erkam Yay.)

“Görmüşsündür; geceleri dağlarda, kırlarda ufacık bir böcek çıra gibi parlar. İşte bir gün birisi, ona; 'Ey geceleri ışıtan minik böcek, gündüzleri neredesin?' diye sordu. Bak, yerden doğan o küçücük böcek ne ince bir cevap verdi; 'Ben, gece-gündüz meydandayım. Hiçbir yere saklandığım yok. Ne ki güneş ışınları karşısında görünmez oluyorum.”

(Bostan ve Gülistan/ Sadî Şirâzî/ Beyan Yay.)

“Allah tarafından yaratıldığı ve Allah'a isyan eden o değil de nefsimiz olduğu için, beden müsbettir. Diyelim ki karşımızda 'Allah'a inanmıyorum' diyen bir tanrıtanımaz (ateist) var. Ne derse desin nabzı atmaya ve karaciğeri çalışmaya devam eder. İslamî bakış açısına göre, Allah'ı ve Allah'ın iradesini inkar eden zihinsel şuura bağlı olmadan vücuttaki bütün organlar Allah'ın emrine riayet ederek çalışmaya devam ederler. Bu yüzden, Kur'an'daki ölümden sonraki hayata ait bahislere göre, Kıyamet günü bedenimizin her parçası, bizden bağımsız olarak, bize şahitlik edecektir.”

(Söyleşiler/ Seyyid Hüseyin Nasr/ İnsan Yay.)

“Gönül dostum, aşk âteşinin içine düşmüş âşığı başka âteşler hiç yakabilir mi? O zaten yanıp köz olmuştur; yeni âteş, onun közünü canlandırmaktan başka ne yapabilir? Âşık, âteşin şevkiyle kırmızı bir gül gibi açar. Çünkü o bir külhânîdir; âteşle dosttur; dost dosta güzellikten, hüsnü muameleden ve letafetten başka ne sunsun? Âteş-i terden kana kana içmiş, âteşli oklarla ciğeri dağlanmış, âteş-i seyyâle olmuşa âteş ne etsin, ne eylesin? Âteş, âteş-hanede kendinden geçmiş bir âteş-gedeye ancak şevk verir, huşu ve huzur verir.”

(Mevlânâ'nın Kalbine Açılan Kapı-Mesnevî Mektupları/ Bilal Kemikli/ Hayy Kitap)

“Pervane kendi gayret kanadıyla ateşi özleyerek uçar; ateşe ulaşıncaya kadar birkaç kanat çırpar; ona ulaşınca da uçuş biter; ateşin onda ilerleyişi başlar. Artık pervane için azık (gıda) gerekmez; çünkü kendisi ateşe azık olmuştur. Bu büyük bir sırdır”

(Âşıkların Hâlleri/ Ahmed Gazâli/ Hece Yay.)
#Okuma notları
#Bostan ve Gülistan
#Mevlânâ
9 yıl önce
Okuma notları
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti