28 Şubat 1997 yılında toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) saatler sürmüştü. Neticesinde,
ne bir dizi tavsiye kararı alınan toplantı
denilen sürecin başlangıcı sayıldı.
Dönemin Başbakanı
ın toplantı sırasında boncuk boncuk terlediğine ilişkin görüntüler daha sonraki dönemde medyaya sızdırıldı. MGK binasının koridorlarında bazı subayların
Hızlı ve hoyratça birçok gayri ahlaki, gayri milli, gayri insani tavır ve uygulamalar peş peşe geldi.
adı altında milletin değerleriyle savaşıldı. Hükümet alaşağı edildi. Yeni koalisyonlar kuruldu. Türkiye kara günler yaşadı.
28 Şubat sürecinin
,
şeklindeydi.
Ancak
nde (ki daha sonra bütün dehşetiyle üzerimize abanan karabasana dönüştü)
Dış politikada ise o tarihe kadar hep temkinli ve
28 Şubat'ta medyanın üstlendiği rol ise, bugün bile tartışma konusu.
ve
'in sahip olduğu gazete ve televizyonlar, üretilmiş figürler üzerinden milletin değerlerine savaş açtı, onları yerle bir etti.
Başörtülü ama, her türlü rezilliği yapan bir kadın imajı çizdirilen “ağlak”
de…
Sakallı, cüppeli, şalvarlı, eli sopalı dindar erkek tipolojisi olarak karşımıza konulan
de…
“Zikir esnasında, telefon konuşması yapacak kadar dünyevileşmiş” tarikat ehli olarak karşımıza konulan “fırıldak”
da…
İzleyiciyi dine, dindarlığa karşı mesafeli olmaya yöneltmek için kurgulanmış, üretilmiş figürlerdi.
***
in kapatılmasının yolu da, başörtüsü yasağının bahanesi de hep o figürlerdi. Koalisyon hükümetinin
cümlesini kurmuş ve dindarları yarasalara benzetmişti.
***
Dinç Bilgin medyadan çekildi. Ve o döneme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. “Kullanıldığı”nı, yanlış yaptığını itiraf etti.
ise ne nedamet getirdi ne de medyadan çekildi.
Hala var ve hala operasyon çekmeye devam ediyor.
Fetullah Gülen'in (Feto) o dönemde medyayı nasıl kullandığına gelince… Hatırlarsanız, Yalçın Doğan'ın
'deki programına çıkıp,
için
diyen de,
, Hürriyet'e manşet olup, “
diyen de
'dur.
“
diyerek, başörtüsü direnişini boşa çıkartan da yine Feto'dur.
8 yıllık kesintisiz eğitim sistemini hararetlice savunup, o yasanın çıkmasından sonra kapatılan imam hatiplere giden çocukları kendi okullarına kapatan da Feto olmuştur.
Yani
28 Şubat'ın aktörlerinin arkasında İsrail ve Amerika vardı… Bu iki güç bugün anlıyoruz ki FETÖ'nün de arkasındaki güçtür.
Hamdolsun ki
. 28 Şubat sürecinin aktörleri bu milletin vicdanında mahkum olmuştur.
Ancak hala hesap vermelerini beklemek bizim hakkımızdır.
, o brifingler sonrasında
açıyorlardı.
Oradan gelecek emirleri “şak” diye yapmak üzerine
Ama bugün devran değişti…
başlığını atıp altına 7 maddelik, soru cevap iliştiren Aydın Doğan'ın
du. Hürriyet'e ve o habere ilişkin hem toplumda hem sivil siyasette büyük bir infial oluştu.
Yargı ayağında ise önemli bir gelişme yaşandı.
na yapılan bir şikayet üzerine
tarafından
tarafından kamuoyuna yapılan yazılı açıklamada,
“(…) Hürriyet Gazetesinde yayınlanan
başlıklı haber içerinde bahsedilen,
ın
ve bu hususta bir şikayet dilekçesi verilmesi de nazara alınarak
denildi.
Nereden nereye?
28 Şubat sürecinde askerden alınan komutla, milletin dini değerlerine, başörtülülere dava açan yargıdan,
kararnameden sonra
haberine konu olan
nedeniyle soruşturma açılıyor.
Demek ki köprünün altından çok sular akmış.