|
Çay seni bekliyor İsmail, bayatlamadan gel
Sevgili
İsmail
… İsminin sahibi Allah'a kurban edilmeyi
“Sen emri yerine getir baba”
diyerek kabullenmiş olan İsmail!


Ey İsmail..!



“İslamcılık bugün itibariyle Türkiyeciliği mümkün kılabilecek en güçlü istinat noktamızdır”

diyorsun ya hani…



Hani,

“Kim İslamcı, kim değil”

diye sorduğum soruyu yazına başlık yapmışsın ya hani…



Hani o yazınının sonunda

, “Çay içelim”

diye başlayıp ve

“Ben mesela seninle, Süleyman Çobanoğlu'yla, Mustafa Çelik'le 'aynı yere gelmiş olmanın' tadını çıkarıyorum uzun süredir”

diyorsun ya hani…



Türkiyeciliğin inşası için İslamcılığı öneriyorsun ya hani



Bana düşen,

attığın pası, ne taca bırakmak ne de gol olsun için dikine oynamak değil

, usulünce

ortaya bırakmaktır

.



Zira, İslamcılığın tarihini, geldiği noktayı uzun uzun zikredecek değilim.



Çünkü,

“Kim bu İslamcılar”

dendiğinde

her bulunduğum ortamda bir parmağın beni de işaret ettiğini sen de bilirsin İsmail!


“TÜRKİYE SEVGİSİ İMANDANDIR”


İsmail ah İsmail..!



“Türkiye sevgisi imandandır” diyen Ebubekir Kurban'ın kulaklarını çınlatarak başlayalım

ilkin…



Sonra saydığın isimlerin yanına

İsmet Özel

'i,

Cahit Zarifoğlu

'nu,

Mustafa Kutlu

'yu mutlaka eklemeklik gerektir. (Bak ben de ürettim afilli kelime… Hani 80'li yıllarda öğrenci evlerimizde İsmet Özel'e öykündüğümüz gibi)



İsmet Özel

'in yekten meydan okumasını ve

“A, ahmaklar anlamadınız ya bir türlü beni…”

edasıyla

öfke

sini de…



Cahit Zarifoğlu

'nun zarafetli direncini ve

“Bir değirmendir bu dünya” tavrı

nı da…



Mustafa Kutlu'

nun öykülerindeki kendi küçük, gönülleri dünyalar kadar geniş kahramanları üzerinden bize söylediği

“Yalan dünyaya kanmayın hele, ömrümüz beyhudedir”
nasihatını

da… (Gerçi 'Kutlu'nun giderek zayıflayan kitapları' diye bir cümle kuran da sendin ama...)



Bir yerlere not niyetine bırakmaklık gerektir.



İslamcılık

biraz da,

okulda “varoluşsal” tartışmanın neticesinde “Evet mutlak bir yaratıcı vardır”

diyerek yüreğine ince bir sızı inen

dünkü Maocu'yu, öğrenci evine getirip, kapıdan içeri girince “dava arkadaşları”na, “Bu arkadaşımız aramıza yeni katılmıştır, bizimle birliktedir” diyebilmektir.

Sen anlarsın bunu İsmail!



“Acabaları, tereddütleri, çekinceleri” bir kenara bırakıp,

“Öğrenci evinin en müstesna köşesini”

ve hatta döşeğini

misafirine verendir!


Hoş, iyi niyet kurbanı olup, yenen kazıklar da vardır…



Olsun be İsmail, kazığı yiyen biz olalım..!



Bir kazık, iki kazık yeriz… Başka İsmail!



İçlerinde bir iki tanesinin esaslı duruşu bize yetmez mi İsmail?


Tıpkı

komünist İsmet Özel'den “Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar” diyen bir Türkiyecinin çıkması gibi İsmail..!


Bırak, “aldatılan” biz olalım, aldatmaktansa İsmail…



Boş ver be İsmail…



Biz madem ki birbirimizi biliriz,

“Sığınacak yeri olmadığı için evimize gelene”

de, inancımızı istismar edip

“menfaat devşirene de”

,

“ben bir yeni yol buldum”

diyene de

kapımızı açmadık mıydı? Şimdi niye kapatalım?


Ama yok,

“Ben 'en…' derdine düşüp, çöreklendiği mekanları, alanları, köşeleri kimselerle paylaşmayı düşünmeyenlerle aynı kulvarda yürümekten söz ediyorsak, İsmail…


Ve buna da

İslamcılık

filan diyorsan

, “Geldiğin yerin tadını değil, aldığın pozisyonun endişesini taşıyorsun” be İsmail!


İ

simlerini vermişsin ya hani sevgili

Süleyman'ın, Mustafa Çelik abinin

… Hadi beni geçtim… Onların kimin elinden nasıl tuttuğunu, kimlerle neleri paylaştığını da unutma be İsmail!



Türkiyecilik, biraz da Ömer Seyfettin'dir he İsmail?


Hani biraz da defo, yani.



Zaten mesela biraz da bu değil mi be İsmail?



Bir yanı çökük adamlarız… Ve bir yanı çökükleri severiz!


Ne diyordu otobüs direksiyonunda ömür törpülemiş baban,

“Evlat, geniş gönüllü ol, bir de sen sen ol! Gerisini tevekkül et, Huda'na!”


Çay seni bekliyor İsmail, bayatlamadan gel.


#İsmet Özel
#Cahit Zarifoğlu
#İslamcılık
#Ömer Seyfettin
7 yıl önce
Çay seni bekliyor İsmail, bayatlamadan gel
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi