Pazarı pazartesiye bağlayan geçe saat 01.40'tan itibaren haber kanallarındaki
son dakika KJ bandını görünce nedense
hapı yutmuşlar (siz uyuşturucu olarak anlayın) geldi aklıma.
adı altında 36 devletin katılımıyla bir operasyon yapılıyor. Ara ara şöyle ifadeler özenle haberlerin arasına serpiştiriliyor:
Musul'u DAEŞ'ten kurtarma adı altında bütün dünya medyasının canlı yayınla verdiği bir tiyatro oynanmakta olmasın sakın?
Lafı uzatmadan söyleyelim, 2 yıl önce büyük arazi araçlarıyla davul zurna çala çala Musul'a giren DAEŞ, bugün
ile Musul'dan çıkartılıyor; öyle mi?
Buna kim inanır?
Kırmızı reçeteli hapı kim yutmuşsa… Yoksa hepimiz mi?
Zira propaganda silahını sonuna kadar kullanıyorlar.
Önce bizi hazırladılar. Sonra ilacı içirdiler ve hepimiz halüsinasyon görüyoruz şimdi.
Yine hepimizin gözü önünde
?
Kobani'yi DAEŞ'e karşı savunduğu iddia edilen PYD/YPG'nin nasıl pazarlandığını unuttuk mu?
Şimdi de
perdesinin arkasında, o bölgede her an büyük bir yangının ateşini ateşlemek isteyenlere alan açıyorlar!
Cumhurbaşkanımız 2014'te Kobani meselesinin ayyuka çıktığı günlerde şöyle demişti:
“Kobani niye böyle bir stratejik konuma getirilmiştir, bunun üzerinde düşünmemiz lazım. Onlar için bunun stratejik önemi nedir? Dünyanın 10 bin kilometre ötesinde Kobani, stratejik önemi ne? Benim sınırımda burası. Eğer stratejik bir konumu olacaksa benim için olmalı, onlar için olmaması lazım.
Ve biz daha sonra gördük ki “
adı altında Kobani'de DAEŞ terör örgütüyle savaştığı söylenen
Türkiye'ye büyük bir tecrübe oldu Kobani.
Bugün Musul'da da aynısı yapılıyor. “DAEŞ ile savaşıyor" görüntüsü altında Irak Ordusu içine konuşlandırılmış bir takım gruplar Irak'ta özellikle Amerika tarafından meşrulaştırılmak isteniyor.
Kime karşı?
Yüz yıllardır bir arada yaşayanlara karşı. Bize karşı. Müslüman dünyaya karşı.
(Hadi bir hatırlatma daha: Fırat Kalkanı ile Türkiye DAEŞ'i sınırlarından kovalıyor. Daha ileriye gitmek için hamle yapıyor. Karşısına Amerikan bayraklı PYD güçleri çıkıyor. Dahası Amerika sürekli “şuraya girme, buraya gelme" türü telkinlerde bulunuyor. Neden acaba?)
O yüzden,
" cümlesini kuranların arasına “büyük nifak tohumu" atılmaktadır.
O tohumun yeşermemesi için Türkiye bugün inisiyatif almaktadır.
Lakin, hapı yuttuğumuza göre, halüsinasyon görmeye bir süre daha devam edeceğiz!
Allah'tan uyanık olanlarımız var. Ve onlar hançerelerini yırtarcasına yüksek perdeden dünya kamuoyuna sesleniyor:
Tam da bu çığlığın yükseldiği anlarda Birleşmiş Milletlerden gelen bir açıklama:
Biz halüsinasyon görürken bize reçete yazanlar, Musul'da ne yapıyor acaba?
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yaptığı hamle sonrasında yeniden gündemimize giren başkanlık tartışmalarıyla ilgili Başbakan Binali Yıldırım da konuştu. Ekonomi gazetecileriyle buluşmasında
dedi.
El hak doğrudur.
Zira Türkiye'nin 2023, 2053, 2071 gibi hedeflerini hayata geçirebilmesi için etkin ve hızlı karar alan bir yönetim biçimine geçmesi gerekiyor.
En son
nde de gördük ki şu anki
Darbecilerin ve darbe zihniyetinin yeşermesi, gelişmesi için zemin oluşturan parlamenterimsi sistemin değişmesi en büyük reform olacaktır.
Başkanlık sistemini hakkıyla tartıştığımız takdirde, Türkiye'ye has bir yapıya kavuşturabileceğimizi düşünüyorum.
Bunu söyledim diye hemen bana Güney Amerika'daki modelleri gösterip, “yani” ile başlayan cümleler kurmayın.
Önce bir tartışalım hele…