Siz bakmayın
manşeti attıklarına. O gün “3'ncü Köprü artık iki beton kuledir” diyorlardı…
Hani, Gezi provokasyonu sonrası talepler sıralaması yapmışlardı da
filan diye hükümete çemkirenler hızını alamayıp mahkeme kapısını dayanmışlardı.
Sonrasında
(O günlerde yargının büyük çoğunluğunun
nün kontrolünde olduğunu söylememize gerek var mı?) tarafından köprünün bağlantı yollarının bir kısmının plan değişikliğini iptal etmişti.
Aynı tayfa zil takıp oynamakla yetinmeyip, çıkıp bir de
demişlerdi.
Hele bazı medya organlarının bu açıklamaları sosyal medyada duyuruş biçimleri vardı ki “tehdit” mi desek, “alay” mı?
O günden bugüne gelindiğinde Yavuz Sultan Selim Köprüsü “Gurur Köprüsü” oldu!
'de Anadolu'nun kapılarını bize açan ceddimizden 940 yıl sonra…
26 Ağustos 1922'de Büyük Taarruz ile Anadolu'dan düşmanları kovalayan dedelerimizden 94 yıl sonra…
Bu kez “Bağımsız Türkiye”nin simgelerinden birini Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü Boğaz'a bir gerdan gibi taktık.
Şimdi o iki beton kulenin arasındaki 59 metre genişliğindeki asfalttan araçlar Avrupa'ya Asya'ya geçiyor. O “iki betondan kule” de birilerinin gözüne batıyor…
Ha bir de kesilen ağaçlar meselesi vardı… Size tafsilatlı anlatacak değilim.
Sadece, kesilenin mislinden daha çoğunun dikileceğini… Ve yerinden kaldırılan ağaçların birçoğunun da yaşam alanının değiştiğini söyleyeyim o kadar. Uskumruköy ya da Zekeriyaköy'deki villalar yapılırken kesilen ağaçların akıbetini ise “Köprü ayaklarıyla kalabilir, biz bunu Kuzey Ormanları büstü olarak da adlandırabiliriz” diyen Mimarlar Odası'na sormak lazım..!
der büyüklerimiz.
Zor oyunu bozar!
Dahası
” diyen de çıktı, “
diyen de.
Allah var Rusya lideri Putin'i ayrı tutmalıyız.
Darbe teşebbüsüne ilk tepkiyi verendi zira…
Neyse devam edelim.
cümlesinden başlayıp, “
” diye aşağılık ifadeleri yazıp, söyleyenleri de…
Türkiye'ye gelip inceleme yapmak yerine
da gördük.
Ne Meclis'in bombalanması..
Ne Beştepe'nin kongre çatısına fırlayan bir şehidin başı…
Ne Özel Harekat Polis Merkezi'ndeki 50'nin üzerindeki şehit…
Ne Şehitler Köprüsü'ndeki onlarca sivilin katledilmesi…
Ne tank paletleri altında parçalanan insanlarımız…
Dünya sağır ve kör olmuştu Türkiye'ye karşı.
Ta ki
Ana muhalefetin, muhalefetin, iktidarın, Cumhurbaşkanımızın davetine icabet etmesine kadar!
sonrası
Art arda açıklamalar… Art arda Türkiye'ye ziyaretler başladı.
15 Temmuz'da TSK içindeki FETÖ teröristlerinin giriştiği darbe teşebbüsü bugün
Bunun en önemli sebebi
dir.
Ve dikkat edin orada oluşan mutabakatı vurmak için PKK ve DAEŞ terör örgütlerini yeniden üzerimize salıyorlar.
Lakin zor oyunu bozmuştur. Milletin direnci, liderin dirayeti, bir kritik virajı almamızı sağlamıştır.
Cumhurbaşkanımızın 9 Ağustos'taki Rusya ziyareti ve sonrasındaki Suriye hamlemiz ise dönülen virajla birlikte yapılan hamlelerin başlangıcıdır.
Yakın gelecek çok şeye gebe.