|
“Kürt kardeşim sen de var mısın” sorusunun cevabı 15 Temmuz’da verilmedi mi
“Sen de var mısın”
sorusu ile sosyal medyada başlayan
“evet”
kampanyası, her kesimden seçmeni heyecanlandırmış görünüyor. Anayasa değişikliği paketinin içeriği konusunda “kafaların karışık” olduğu yönündeki algının ötesinde, şu anda görünen o ki
millet referandumda neye evet diyeceği konusunda şüphe duymuyor.


Hayır cephesinin bir kesiminde de netlik söz konusu. Bu netlik

“Ne olursa olsun hayır

” diyeceklerden oluşuyor. Bu kesim, 3. Köprü'ye de, 3. Havalimanı'na da velhasıl yapılmak istenen ne kadar büyük proje varsa tamamına karşı olan kesim. Statükonun devamını isteyenler... Müdahale edilebilir sistemle varlığını sürdürenler.



KÜRT SEÇMENİN TAVRI 'EVET' ORANININ SEVİYESİNİ BELİRLER


Birileri daha var ki onların Nisan'daki referanduma kadar alacakları tavır “evet” oranının seviyesini gösterecek:

Kürt seçmen!


Kürtler referandumda ne yapacak?”

sorusuna bugünden verilebilecek cevap konusunda GENAR'ın yaptığı araştırma bize bir şey söyleyebilir. Ama burada dikkatinizi

Kürt seçmenin HDP ile nasıl bir ilişki içinde olduğu

meselesine de değinmek gerekir.



HDP'yi 7 Haziran'da destekleyen Kürtler, söz konusu siyasi partinin

“Hendek siyaseti, teröre ve teröriste doğrudan verdiği destek ve nihayetinde Türkiye'nin birliği konusundaki hassasiyet eksikliğini”

görmüş durumda.



KÜRTLER 15 TEMMUZ GECESİ KARAR VERDİ


15 Temmuz darbe ve iç işgal girişimi

sürecinde Kürtlerin takındığı tavır bize bir şey söylüyor.



O gece ve sonrasındaki

“vatan nöbeti”

günlerinde Kürtlerin ağırlıklı yaşadığı şehir ve ilçelerde

“Türkiye, millet, birlik ve ortak vatan” vurgusu üzerinden geliştirilen tavır HDP'den kopmanın işareti olarak karışımızda duruyor.


Ay yıldızlı bayrağımızı alan Doğu ve Güneydoğu'daki insanlarımızı darbeye, iç işgale FETÖ'ye, PKK'ya en güçlü mesajı vermiştir.


Kürt seçmenin HDP'yi terk ettiği muhakkak. HDP'nin “Seni başkan yaptırmayacağız” formülü üzerinden geliştirdiği “agresif, yıkıcı” siyaset dili bugün artık Kürtler arasında karşılık bulmuyor. Elbette militanlık derecesinde HDP ve PKK yanlılarını dışarıda tutuyoruz. Onların ne Türkiye, ne millet ne birlikte yaşama gibi bir tutumları yok. Ve elbette marjinal bir grup olarak varlıklarını sürdürüyorlar.



Biliyorsunuz HDP projesi PKK terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'ın daha çok toplumsal kesime ulaşılması formülü olarak geliştirilmişti. Bunun için de Figen Yüksekdağ, Ertuğrul Kürkçü, Ayhan Bilgen, Sırrı Süreyya Önder gibi isimler bünyeye dahil edilmişti.



Kürtler geleneksel olarak bu memleketin en muhafazakar kesimi.

PKK terör örgütü eliyle ve en son HDP siyasetiyle Kürtler dindarlıklarından uzaklaştırılmak istendi. Tıpkı CHP eliyle Türklerin “sekülerleştirilmesi” gibi.


O yüzden bugün Türkiye'nin “dışarıdan müdahale edilebilir sistemi”ni değiştirmek için yapılacak olan referanduma bir birinin iz düşümü iki parti cepheden karşı çıkıyor:

CHP ve HDP!


Çünkü bu iki parti mahiyet bakımından birbirinin benzeri.

CHP de HDP de Jakoben.

CHP de HDP de millete güvenmeyen. CHP de HDP de “seçkinler” eliyle

“halka rağmen halk için”

siyaset yapan iki aktör olarak karşımızdadır.



Batı'yı CHP eliyle Doğu'yu HDP/PKK eliyle “sekülerleştirmek” istediler. Kısmen de başarılı oldular.



En son HDP'nin PKK terörü ile arasına mesafe koymaması bilakis doğrudan örgütün bir yan kuruluşu gibi hareket etmesi

Kürt seçmene “ne oluyor” sorusunu sordurmuştur

.



Bugün HDP'nin çok ciddi bir erime içinde olduğunu söylemek kehanet olmaz. Peki HDP'den kopan oylar nereye gidiyor sorusunun cevabına gelince...



Bu sorunun tek bir cevabı yok. Muhafazakar seçmenin tercihi AK Parti!



Lakin referanduma götürülen Anayasa değişiklik paketinin MHP ile birlikte Meclis'ten geçirilmesi Kürt seçmenler üzerinde negatif bir etkisi olabilir endişesi de yok değil..!



Bu tabloda, gri bir alanın oluştuğu görülmekte. Muhafazakar seçmenin, milliyetçiliğin yükseldiği bugünlerde tercihini nasıl yapacağı konusunda tereddütler olsa da 15 Temmuz gecesi ay yıldızlı al bayrağı alıp meydanlara koşan Kürtler açısında bu sorun çoktan aşılmış görünüyor.



Dışarıdan müdahale edilebilir sistemimizi değiştirmek için adım atılmıştır. Ve o adıma en büyük desteğin Kürt seçmenden geleceğini düşünüyorum.



Bir kaç gün içerisinde Kürtçe, “Sen de var mısın” sorularının sorulacağı videolarla karşılaşırsak hiç şaşırmayalım.



Referandum sürecinde oluşan cepheleri takip etmeye davam edeceğiz...


#15 Temmuz
#Anayasa referandumu
#HDP
#CHP
#FETÖ
7 yıl önce
“Kürt kardeşim sen de var mısın” sorusunun cevabı 15 Temmuz’da verilmedi mi
FİL VE ÇİMEN
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim