|
Kürtlerin “evet” demesinden kim endişeli
K
ürt kardeşim sen de var mısın?”
sorusunun cevabı,
“15 Temmuz darbe ve iç işgal girişimi sürecinde Kürtler tarafından verilmiştir”
demiştim. Meğer Kürtlerin oylarının tekelinde olduğunu zanneden yapı bu sözümden ne kadar rahatsız olmuş.


Onlarca tehdit, sayısız “sen öyle san” diye başlayan mail ve mesaj aldım.



7 Haziran seçimleri öncesinde doğrudan PKK terör örgütü ve onun kontrolündeki yapılar Kürt seçmeninin iradesini ipotek altına aldığını sanmışlardı. 7 Haziran'da alınan yüzde 13'lük oy, HDP ve PKK'yı neredeyse sarhoş etmişti. Zira aklı başında bir insanın yapmayacağı hareketleri, söylemeyeceği sözleri hemen ertesi günü yapan, söyleyen HDP'liler görmüştük.



Örneğin, bir tanesi Muş'ta çıkıp,

“O Keleş'i size çevirmesini biliriz. Buraları terk edeceksiniz”

tehdidini savurduğunda daha seçimin üzerinden bir kaç gün geçmişti.



Neyse...



Diyeceğim o ki,

7 Haziran'da yüzde 13 oy alan aynı siyasi kadro 1 Kasım seçimlerinde barajı zor aştı.


Neden?



Çünkü terör örgütünün Kürtler üzerindeki baskısı devlet tarafından büyük ölçüde bertaraf edilmişti... Ve dahası,

Kürtler “ayrılma” fikrinin “tehlike”sini fark etmişti

.



27 MAYIS'IN VÂRİSLERİ İKTİDARI VERMEK İSTEMİYOR


Bugün yeni bir test zamanı... 9 Nisan'da Türkiye referanduma gidiyor.



Referandumun ruhu, “Cumhurbaşkanlığı Sistemi!”


Diğer düzenlemeler bir yana, yürütmeyi düzenleyen yeni sistemin oylanması bir yana.



Cumhurbaşkanlığı Sistemi

'nin özünde de

“yürütmenin tek elde toplanması ve güçlendirilmesi”

var.



Kıyamet buradan kopuyor zaten.



“Tek adam”, “diktatörleşme” filan tartışmasının özünde de bu var.



Ama unutmayın,

hem diktatör, hem tek adamlık gibi tartışmalar Cumhurbaşkanlığı sisteminin Meclis'te kabul edilmesiyle başlayan bir tartışma değil.


Hatta bu tartışma Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile de başlamış değil.



“Çankaya'nın şişmanı”

diye alay edilmek istenen merhum

Turgut Özal

için de aynı ithamı yapmışlardı.



Çünkü yürütmenin güçlü ve tek elde toplanmış olması işleyen bir sisteme işaret ediyor. Hızlı ve etkili işleyen bir sistem ise sorunların çözülmesinde birincil öneme sahip.



İkincisi, yeni sistemle bu halleriyle

hiçbir zaman iktidar olamayacaklarını bilenler, 27 Mayıs düzeni ile her daim iktidar ortağı oldukları gerçeğini bilerek bu kazanımlarından vaz geçmek istemiyorlar

. Her daim iktidar ortaklıklarından vaz geçmemenin adını, “tek adamlık”, “diktatörlük” ilan ediyorlar.



Neyse, devam edelim...



KÜRT SEÇMENİN REFERANDUMDAKİ OYU NE OLUR?


Bugün, yeni sistemin oylanacağı referandumda Kürt seçmeninin tavrı merak ediliyor. En çok da anayasa değişikliği paketinin MHP ve AK Parti oylarıyla Meclis'ten geçtiğine vurgu yapılarak, “Kürt seçmenin AK Parti ile MHP arasındaki yakınlaşmadan rahatsız olduğu” yönünde bir kampanya yürütülüyor.



Kürtlerin siyasal yönelimlerini bilen bir kaç Kürt dostum var. Onlarla görüştüm.



Birincisi, Kürtlerin Türkiye'deki bütün kesimlerden daha çok siyasallaştığına işaret ediyorlar. Onlara en yakın kesim ise “Kemalistler ve ulusalcılar” diyorlar. Siyasallaşmadan maksat, politik tartışmaların her daim içinde olunması ve keskin kanaatlerin oluşması...



Kürtlerin dindar ve muhafazakarlığının ise HDP/PKK çizgisi ile yok edilmek istendiğine işaret ediyorlar. Tıpkı CHP ve Kemalizm eliyle Türklerin sekülerleştirildiği gibi...



Yine, “Hendek siyaseti, terör ile araya mesafe koymama ve hatta terörü alenen desteklemesi” meselesinde Kürt seçmenin büyük bir kesiminin HDP'den koptuğuna işaret ediyorlar.

“Kürt seçmen HDP'den koptu, peki nereye gitti?” sorusunun cevabı ise henüz net değil

. Gri bir alan oluştuğuna işaret ediyorlar. AK Parti'ye yönelim olabileceğini ama yine de belirgin bir yönelimin olmadığını söylüyorlar.



Kürtlerin siyasal yönelimleriyle ilgili duyduğum en dikkat çekici cümle ise şu oldu:



“HDP ve PKK'yı devlet muhatap aldığı için, Kürt seçmen o yöne hızla yöneldi. Şimdi, PKK terör örgütüne yönelik yürütülen etkili operasyonlar, Kürtlerin yeniden tavır değiştirmesine neden oluyor.”


Referandum sürecinde Kürt seçmenin yönelimi konusunda bu cümle bize bir şey söylüyor.



Tartışmaya devam edeceğiz...


#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#15 Temmuz
#HDP
#PKK
7 yıl önce
Kürtlerin “evet” demesinden kim endişeli
Tarih notlarını alırken son viraj
“28 Şubat söylemleri falan, çok bilmiyorum ben”
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar