Yaşadıklarımız acaba şimdi daha anlaşılır oldu mu, bazılarımız için?

Ukrayna’nın başkenti Kiev’in şehir meydanında sözüm ona masum bir ‘demokratik’ eylem olarak başlayan sürecin nihayetinde Ukrayna’yı böldüğünü hatırlayın yeniden...

O yüzdendir ki Gezi provokasyonuna başından itibaren masum bir ‘çevreci eylem’ olarak bakmadık.

‘Provokasyon’ dedik ve halk isyanı ile iktidarı devirmeye dönük bir hamle olarak gördük.

Yine 17-25 Aralık yargısal darbe teşebbüsünü baştan itibaren, meşru iktidarı ‘yolsuzluk sosu’ ile alaşağı etme hamlesi olarak gördük.

Görmeyenler de vardı. Bir kısmı olup bitenlerle doğrudan ilişkili olduğu için görmüyordu, bazılarıysa sadece ‘ahmaklık’ları nedeniyle...

Pakistan’da yaşanan bu yargısal darbe, yakın tarihte Türkiye’de yaşananlar karşısında aldığımız net tavırların ne kadar da yerinde olduğunun ispatıdır.

Gezi’de ‘orantısız müdahale’ gibi eleştirilerin... 17-25 Aralık’ta ‘yargıya müdahale’ safsatalarının ne kadar da bilinçli yapıldığının da göstergesidir.

Yine elemanları tıpkı Türkiye’de olduğu gibi Pakistan’ın önemli kurumlarına sızmış ve gerektiğinde harekete geçiyor.

Kadri tıpkı Feto gibi Hazretif Peygamber'i sürekli rüyasında gördüğünü söylüyor. Yine tıpkı Feto gibi kendisinin “seçilmiş” olduğuna ananıyor.

Pakistan sadece Türkiye’ye verdiği destekle değil İslam dünyasının nükleer silaha sahip bir gücü olarak da dikkat çekiyor.

Ve ne hikmetse Pakistan kurulduğu günden bu yana askeri darbeler, siyasi suikastlarla uğraşmak zorunda kalıyor.

En son yargısal bir darbe ile seçilmiş Başbakan Navaz Şerif alaşağı edildi.

Pakistan’ı Afganistan sorunu ile zaten zora soktular. Bazı bölgeleri fiili olarak merkezi iktidardan ayrıldı. Şimdi de seçilmiş başbakanını alaşağı ettiler.

Düşünün bir kere, Suriye sorunu maharetiyle Türkiye’yi Pakistanlaştırmak istemediler mi? Ve yine FETÖ’nün kumpas ve darbe girişimleriyle meşru iktidar ve onun doğal lideri Erdoğan alaşağı edilmek istenmedi mi?

Üst aklın İslam dünyasının büyüme potansiyeli olan ülkelerinde uyguladığı yöntemler birbirine ne çok benziyormuş bu son Navaz Şerif olayıyla bir kez daha görmüş olduk.

Şükür ki ne Türkiye Pakistan, ne Cumhurbaşkanımız Erdoğan Navaz Şerif ve elbet ne de Türk milleti Pakistanlılar gibi!