Yavuz'un torunları Mercidabık'tan sonra bugün iki köprüyü birden açıyor.
Biri
, diğeri 3'üncü köprü.
bugün açılıyor... Hayırlı olsun...
Önceki günse Suriye'ye giren tanklarımızla barış ve istikrar köprüsünü açtık.
*
dediğinde
, topunun Türkiye'ye yönelik saldırılarıyla karşı karşıyaydık ve o cümle o saldırılara mutlaka cevap verileceği yönündeki kararlılığın ifadesiydi.
Bese Hozat'ın sözüm ona “
” açıklamasıyla silahlı eylemlerine yeniden başlamıştı.
Tam bir yıl PKK terörü ile mücadele ettik. Bu mücadele esnasında 500'ün üzerinde şehit verdik. Ve bu şehitlerin verilmesinde en büyük etken Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve polis içindeki elemanlarıydı.
'ya yani PKK terör örgütünün silahlı eylemlere başladığı tarihten tam bir yıl
gelindiğinde bu kez
nün TSK içindeki uzantılarının
ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a yönelik
ile karşı karşıya kaldık. 300'e yakın şehidimiz, 2 binin üzerinde gazimiz var.
Hem PKK hem FETÖ, karşılaştıkları büyük kararlılık ve dirayet sonrasında emellerine ulaşamadı.
En son
nü hem de bir düğünde kullandılar. Gaziantep'teki o canlı bomba eylemi “topyekün” terör örgütlerinin Türkiye'ye yöneldiğinin göstergesiydi.
Bütün bu terör faaliyetlerinin ana nedeni
Bunun içerisinde Suriye'nin kuzeyinde bir
kurmak da var.
PKK'nın Suriye kolu PYD eliyle Türkiye
istendi.
DAEŞ terör örgütü ile güneyimizde
istendi.
PKK terör örgütü ile Doğu ve Güneydoğu illerimizdeki vatandaşlarımızın
istendi.
FETÖ terör örgütü ile de
istendi.
'da oluşan irade bütün bu örgütlere ve ağababalarına
dedi!
Hele ki 7 Ağustos'taki
Türkiye'nin yeni perspektifini pekiştirdi.
Şimdi Türk tankları Suriye'de.
Şimdi Türkiye'nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSÖ) Cerablus'ta.
Şimdi
, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra en stratejik hamlesini yapıyor.
Suriye'nin toprak bütünlüğü için...
Suriye'nin kuzeyinde oluşturulmak istenen PYD terör koridorunu önlemek için...
DAEŞ'in maharetiyle Suriye ve Irak'taki demografik yapıyı değiştirenlere dur demek için...
FETÖ teröristlerinin çoğunun TSK'dan tasfiye edilmesinin Suriye'deki operasyona katkısı büyüktür.
Ama daha da önemlisi Cumhurbaşkanımız'ın 9 Ağustos'ta gerçekleştirdiği Rusya ziyareti.
Artık inisiyatif Türkiye'dedir.
*Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesi çok gecikti. Ve bu gecikmenin nedenlerini artık daha net görüyoruz.
'te Bayırbucak Türkmenleri'ne ve Türkmendağı'na yönelik saldırılar sonrasında “
” diye sormuştum.
Gerekçem de
'ydı. O anlaşmaya göre Türkiye Suriye'deki Türkmenlerin garantörüydü ve o garantörlük gereği Bayırbucak'a girebilirdi. O yazı bazı çevrelerde büyük rahatsızlık oluşturmuştu.
Bakın o tarihte neler söylemişiz:
“(...) Bugün karşı karşıya kaldığımız Bayırbucak Türkmenleri ve hatta topyekun Suriye Türkmenleri sorununun temelinde Ankara Anlaşması'ndan sonra yeni bir anlaşmanın yapılamamış olmasıdır.
20 Ekim 1921'de Fransızlar ile imzalanan Ankara Anlaşması Suriye sınırımız belirlemişti. (...) Yine aynı anlaşmanın 7'nci maddesi Suriye Türkmenleri üzerinde Türkiye'yi garantör yapıyordu.
(...) 20 Kasım 1922'de imzalanan ve Türkiye'nin kurucu anlaşması olarak kabul edilen Lozan'da Suriye sınırımız hiç konu edilmedi. Ve iki ay sonra Suriye sınırı belirlenirken Ankara Anlaşması temel kabul edildi.
(...) Bu tarihi hatırlatmadan yola çıkarak,
Bayırbucak Türkmenlerinin bunu istediğini biliyoruz. Türkiye'nin bunu şu an için yapamayacağını da biliyoruz.
Lakin
Bayırbucak ya da Türkmen Dağı, Türkiye için Kıbrıs kadar önemli değil midir?
Hem stratejik, hem tarihi, hem duygusal yönden bir düşünün hele.
*Türkiye Suriye'ye tanklarını soktu ya... Ses başka yerlerden gelmeye başladı farkında mısınız?
, “Türkler Suriye'ye girme kararını kendileri verdi ama çıkma kararını kendileri veremeyecek. Çok kayıp verecekler. Çünkü Suriyeli Kürtler (!) bunu saldırganlık olarak algılıyor” diye yazmış.
Şaşırdık mı?
Hayır!
Birincisi “
” diye bir meselemiz yok. PKK terör örgütünün Suriye'deki uzantısı
İkincisi, Türkiye şu an için PYD'ye değil DAEŞ'e müdahale etti... Lakin PYD ve destekçileri panikledi!
Ve unutmayın ABD'nin iki numarası
Ankara'dayken “Membiç'ten çekilin” diyerek PYD'ye talimat verdi, onlar da bu talimata uydu.
Demek ki
Dahası Financial Times tıpkı Salih Müslüm gibi Türkiye'yi tehdit etmeye cüret etti.
Oysa
ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın diliyle ilan ettik, “