|
Asya açılımı- II

Salı günü Vietnam ile start verdiğimiz Asya açılımını, bugün Singapur ayağı ile sürdürelim. Önceki yazıda da belirttiğim gibi, Singapur müthiş bir ekonomik başarı hikayesi… Bağımsızlığını kazandıktan hemen sonra 70’lerde başlattığı atılımla alıp başını giden ve efsane Başbakan Lee Kuan Yew’in tabiriyle “3. dünyadan 1. dünyaya” istikrarla yükselen bir ülkenin hikayesi…


Son dönemde küresel tatsızlıkların da etkisiyle %2-3 bandında mülayim bir gelişim performansı sergilese de, makro göstergeleri önemli ölçüde yerli yerinde bir ekonomiden bahsediyoruz. Aslına bakılırsa Singapur, bilindiği üzere, nüfus ve alan itibariyle epeyce küçük bir hacim kaplıyor. Hatta malum takma ismi de, haritadaki küçük kırmızı nokta… Ve fakat ülkenin dev başarısını bu minik gerçeklerle sağlamış olması da, mucizenin hayran kalınan diğer tarafı.

MİNİK DEV ADA

Ana adası ve adacıkları üzerinde serpilerek zenginleşen Singapur ekonomisinin dünden bugüne getirdiği kalkınmanın arkasında, hem hizmetler hem de sanayi sektörleri var. Nitekim Singapur, finanstan sağlığa, lojistikten turizme çeşitli sektör ve altyapıda dünyanın ve bölgenin önde gelen isimleri arasında geçiyor. Ve bilindiği üzere, ciddi bir ticaret merkezi konumunda… Sanayi noktasında ise elektronik ve makine başlıca ihracat kalemleri olurken, ülke hassas cihaz mühendisliğindeki başarısıyla tanınıyor. Zaman içinde enerji ve kimya sektörlerinde de ilerleyen Singapur ekonomisi, özetle yüksek katma değere yaptığı ve çektiği yatırımlarla göze çarpıyor. Tüm bunların arka planında ise, verdiği kaliteli eğitimle yoğrulan işgücünü de anmak gerekiyor.

STRATEJİK YAKLAŞIM

Singapur’un ufak tefek gövdesiyle zengin bir ekonomi ve popüler bir hub haline gelmesi, belki de kendilerine sorsanız bir “mucize” değil. Zira söz konusu öykünün temeldeki açıklaması, bana kalırsa stratejik bir bakış açısıyla ilerlenmiş olması. Bu açı ise, hem planlamaların akılcılığını hem de düzenlemelerin uyumunu bir arada barındırıyor. Bu çerçevede, ülkenin yatırım çekmek için uygun bir ortam sunmaya önem verdiği de ortada… Elbette (haliyle) dışa açık bir model benimsemek, kritik bir lokasyona ve siyasi istikrara sahip olmak gibi temel nitelikleri de saymadan olmaz.

İşte tüm bu özellikleriyle örnek bir vaka malzemesi olan Singapur ekonomisi, geldiği noktadan daha da ileri gitmek için kolları sıvamış durumda…Nitekim ülke, “geleceği için dönüşüm” içine girmeye başladı bile. Bu kapsamda da, tahmin edilebileceği üzere, inovasyon, dijital teknoloji ve otomasyon gibi son dönemin favori başlıklarını ajandasına alıyor. Robotik ve yapay zekâ Singapur ekonomisinin istikbalini ele geçirecek dinamikler olarak görülürken, bu arada hükümet işgücünü de elden geçirmeye çalışıyor, çalışacak. Zira ülkede bir yandan yaşlanan bir nüfus varken, diğer yandan çalışan kesim için teknolojik bir yıkım da başlamak üzere…

SERBEST TİCARET

Öte yandan Singapur’un gelecek için hazırladığı pakette, uluslararası bağları derinleştirme ve çeşitlendirme hedefi baş köşede yer alıyor. İşte tam bu noktada Türkiye heyetinin Singapur ziyaretine geçecek olursak, ilişkileri ısındıran bu geziyi iki tarafın da oldukça önemsediği ifade edilebilir. Nitekim coğrafi olarak kritik öneme sahip iki ülke, ilgili bölgelerde bir sıçrama tahtası vazifesi görebilir. Singapur ziyaretinden aktarılacak önemli bir notun ise, onaylanan serbest ticaret anlaşması (STA) olduğunu hatırlayalım.

Dolayısıyla 1 Ekim’den itibaren hayata geçecek STA ile karşılıklı ilişkilerin güçlenmesi umulurken, ASEAN mensubu Singapur Türkiye açısından Asya’ya açılmak için de iyi bir fırsat sunuyor. Üstelik yurtdışında yatırımları ilerletme isteğini açıkça gösteren Singapur ile özellikle teknoloji alanında yapılabilecek işbirliklerinin önemini de hassaten belirtmekte fayda var.

Diyerek konuyu özetlemiş olayım.

Bu vesileyle bayramınızı tebrik ediyor, şu kutsal günlerde Asya başta olmak üzere İslam dünyasının çeşitli noktalarında yaşanan tarifsiz acıların son bulmasını niyaz ediyorum.

#Ekonomi
#Singapur
#Vietnam
٪d سنوات قبل
Asya açılımı- II
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi