|
İki veri

Bayram nedeniyle hafif geciken iki önemli Ağustos verisi, Türkiye Salı günü mesaiye döner dönmez açıklandı. Bunlardan biri enflasyon iken, diğeri ise imalat PMI oldu. Her ikisi de dikkat çeken mesajlar verdiği için değinmekte fayda var.


Önce Güzel Haber

Diyerek başlayalım. Ve odağımıza sanayiyi alalım.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi), Temmuz’daki 53,6’lık seviyesinden Ağustos’ta 55,3’e yükseldi.

Hatırlatmak gerekirse; PMI, ülkemizin imalat sektöründe yer alan 400’ü aşkın firmanın katıldığı anket verilerini içeriyor ve 50’nin üzerinde gelen bir endeks artışa, bu eşiğin altındaki değerler ise düşüşe işaret ediyor. Dolayısıyla İSO Türkiye PMI, sanayideki gidişatı haber veren öncü bir gösterge niteliğinde bizlere bilgi sunuyor.

Şimdi veriyi yorumlayacak olursak; öncelikle 55,3 değerinin sektörün genişlemeye devam ettiğini söylemesi ve bunun 6. kere üst üste gerçekleşiyor olması, gayet olumlu bir performans göstergesi diyebiliriz. İmalat sanayiindeki koşullarda görülen bu genel iyileşme, ayrıca Mart 2011’den bu yana da en yüksek seviye… Bir başka deyişle Ağustos PMI, yaklaşık son 6,5 yılın en güçlü toparlanmasını ortaya koyarken, uzun dönem ortalamasının da üzerinde konumlanıyor.

Arka plandaki detaylar ise; sektörde üretim, yeni siparişler ve istihdamda kaydedilen artışın güçlendiği şeklinde okunuyor. Bu noktada, geçtiğimiz haftalarda açıklanan Ağustos İmalat Sanayi Kapasite Oranı’nda da yıllık bazda belirgin bir artış gördüğümüzü not düşeyim.

Bugünün veri takviminde yer alan Temmuz ayı Sanayi Üretim Endeksi de, kendine münhasır aya dair mesajlar verecekken, eldeki veriler sektörde bir canlanma olduğuna işaret ediyor.

Öte yandan PMI’a dair ayrıntılar, bir başka gerçeğe daha değiniyor ve sektörde enflasyonist baskıların Temmuz’a kıyasla arttığını haber veriyor.

Bir Diğer Yükseliş Haberi

O halde tam bu noktada, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verilerine geçelim. Nitekim bu kapsamda, gerek tüketici gerekse yurt içi üretici fiyat endekslerinde bir kıpırdanma var. Üretici tarafında yıllık enflasyon Ağustos’ta %16,34’e yükselirken, aynı dönemde tüketicideki durum ise %10,68.

Hatırlayacak olursanız, geçen ay tüketici enflasyonunu bu köşeye konuk ettiğimde, tek haneye gerileyen %9,79’luk oranın yılın geri kalanında inişli çıkışlı bir seyir izleyeceğini beklemekteydik. Ve Ağustos’a dair veri, beklentileri de aşan bir şekilde cereyan ederek grafiğimizi yeniden çift haneye taşıdı.

Bu noktada, söz konusu yıllık enflasyonun müsebbiplerine bakacak olursak, ulaştırma ve gıdanın dominant rolleri devam ediyor. Zira bu iki harcama grubu, bir arada Ağustos yıllık enflasyonun yaklaşık yarısını açıklıyor. Lokanta ve oteller grubunda da, bu dönem hareketlenen bir katkı var.

O grupların içindeki baş müsebbipler kimler derseniz de, kabaca birkaç ismi öne çıkarabilirim: Otomobiller, yakıtlar ve etler. Bunun yanı sıra çokça madde de saymak mümkün tabii ancak bu kapsamda bir de konut ile (hafiflese de) tütün ürünlerinin etkisinin yine fark edildiğini eklemekle yetineyim.

Ağustos ayındaki söz konusu yükselişte, elbette aylık enflasyonun %0,52 olarak kaydedilmesi rol oynuyor. Peki, aylık gelişmede göze batan hangi maddeler var derseniz, yine enerjiden, taşıtlardan ve bazı gıdalardan bahsetmek mümkün. Bu kapsamda Ağustos aylık enflasyonunda domates dikkat çekerken, biber ve patlıcan gibi çeşitli sebzelerde ise fiyat düşüşleri cepleri nispeten rahatlatmış gözüküyor. Aslına bakarsanız, gıda grubu aylık enflasyonunun bu dönemde negatif geldiğini de belirtmek gerekir. Giyim ve ayakkabı için de bu durum geçerli. Mamafih artış gösteren kalemlerin son sözü söylediği görülüyor.

Üstelik dalgalı mahiyetteki ürünleri çıkarıp çekirdek enflasyona baktığımızda da, bir yükseliş söz konusu… Favori endekslerden C’nin, Ağustos’ta %10,16’yı göstermesi hoşumuza gitmiyor. Ve konunun başında belirttiğim üretici enflasyonundan gelen tazyik de, bir diğer gözlenmesi gereken entegre mesele olarak önümüzde duruyor.

Görüldüğü üzere, enflasyon derdimizin altında çeşitli sebepler yatıyor. Israrla vurgulanacak nokta ise, fiyat istikrarına uzanan yolda kararlılıkla ve çok ayaklı bir araçla yürümeye devam etmek… Şu çileden çıkaran fiyatlama davranışı bozukluğundan da, ancak bu şekilde kurtulabileceğiz zira.

#Ekonomi
#Türkiye
#PMİ
7 yıl önce
İki veri
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi