|
Küresel fabrika

Geçtiğimiz Cuma, İnönü Üniversitesi ve AYBİR işbirliğiyle düzenlenen “Finansal Krizler ve Yükselen Ekonomiler” konulu konferansta yer almak için gittiğim Malatya'da güzel bir gün geçirme şansım oldu. Dorukları karlı etkileyici dağlar ve henüz çiçeklenmiş kayısı ağaçlarıyla süslü uzunca yolun sonunda vardığımız üniversite kampüsü de, görülmeye değerdi. Üstelik iktisadi mevzular tartışmak için bulunduğumuz İnönü Üniversitesi'nin, haberdar olmadığım tıp alanındaki başarılarını öğrenmek hassaten gurur vericiydi. Rektör Hocamız Prof. Ahmet Kızılay'dan, üniversiteye bağlı Turgut Özal Tıp Merkezi'nin karaciğer naklinde sahip olduğu dünya derecesine dair detayları dinlemek, doğrusu büyük keyif verdi.



KRİZLER VE TİCARET


Düşmeden geçemediğim bu kısa nottan sonra, konferansta ele aldığımız meselelere de kısmen değinmek isterim. Malatya'daki programda bol emeği geçen AYBİR Başkanı Prof. Yusuf Balcı, öncesinde konuya hangi açıdan değineceğimi sorduğunda, ticaret demiştim. Nitekim uluslararası ticaret, malumunuz, öteden beri ilgili krizlerden ciddi darbeler yiyor. Bunun en şiddetlisini de, işte son finansal krizde gördük. Hakikaten 2008-2009 krizi, dünya ticaretini gelmiş geçmiş en feci ve üstelik en hızlı çökerten şok oldu.



Bunun arkasında ise, elbette çeşitli sebepler var ve ana madde olarak talep şoku ağırlıklı rol oynuyor. Mamafih bu derin meselelere burada hiç girmeden, dikkat çekici bir ilgili durumu paylaşmak ve buradan ilerlemek istiyorum.



Şöyle ki; 2008-2009 krizinde küresel ekonominin büyük bir acı çektiğini biliyoruz ancak dünya ticaretinin ise “daha yıkıcı” bir etkiyle karşılaştığını ve adeta çakıldığını da hatırlıyoruz. Aslına bakılırsa tarihsel olarak ele alındığında; uluslararası ticaretteki değişimler, GSYH ile ölçtüğümüz ekonomik gelişim oranından genelde daha güçlü olmuştur. Ticaretin gelir elastikiyeti dediğimiz bu ilişki, GSYH'deki 1 birim değişim karşısında, dış ticaretin kaç birim değiştiğini göstermesi açısından önemlidir.



ARZ ZİNCİRLERİ


İşte bu bağlamda, son krizde uluslararası ticaretteki çöküşün küresel GSYH'deki düşüşün epey üzerinde olduğunu vurgulamak gerekiyor. Bir diğer deyişle, tepkinin ya da aradaki esnekliğin 2009'da yüksek olduğuna şahit oluyoruz.



Peki neden diye düşündüğümüzde, özellikle iki madde öne çıkıyor. Bunlardan biri GSYH ve dış ticaretin sektörel kompozisyon farklılıklarıyla yakinen ilgiliyken, diğeri ise kriz öncesindeki on yıllar içinde global arz zincirlerindeki yayılmadır diyebiliriz.



Zira zamanı özellikle 80'ler itibariyle geriye sardığımızda, bilgi teknolojilerinden lojistiğe uzanan çeşitli modern gelişmelerin katkısıyla, firmaların ürün süreçlerini coğrafyalara dağıtan bir trende sarıldığını yoğun şekilde gözlemliyoruz. Bunun arkasında ise, elbette yeni pazar stratejilerinin yanı sıra bilhassa göreli avantaj kazanma güdüsü var. Nitekim küresel arz zincirlerinin, verimliliği artırırken maliyetleri de düşürme potansiyeli sunduğu malum.



TRUMP VE ZİNCİRLER


Öte yandan kriz sonrasındaki dönemi ele alacak olursak, geldiğimiz noktada söz konusu esnekliğin düşüş kaydettiğini görüyoruz. Dünya ticaretindeki gelişim son dönemde kendi çapında oldukça yavaş seyrederken, küresel ekonomiye kıyasla da zayıflayan bir durum söz konusu.



Daha önce de değindiğim ticaretteki bu vaziyet, Trump'ın savunucusu olduğu popüler milliyetçi politika akımı nedeniyle ise üzerinde ekstra bir baskı hissediyor. Nitekim yeni Başkan'ın sözünde durup korumacı politikalar hayata geçirmesi halinde, uluslararası ticarette icraatın şiddetine göre bir zedelenme baş gösterebilecek. Buna ek olarak, Trump'ın bir kısım üretimi ABD'ye çekme hayali de, iç içe geçmiş küresel arz zincirlerini ve ticareti etkileme potansiyeli taşıyan bir diğer bağlantılı boyut. Dolayısıyla küresel fabrika, ABD'nin ağzından çıkacak ilgili kararlara pür dikkat bakıyor.



Bununla birlikte, en bariz zincirlenmiş örnekler olarak bir Boeing'i veya bir iPhone'u düşündüğümüzde bile, ABD'nin, olur da Trump rüyasının izinde gitmeye karar verirse bunu ne ölçüde bir başarı ve/ya maliyetle gerçekleştireceği, bir soru işareti olarak mevcudiyetini koruyor.



Sonuçta zincirleri kırmak, vaat edildiği kadar kolay olmuyor.

#ABD
#Donald Trump
#İnönü Üniversitesi
#Ticaret
7 yıl önce
Küresel fabrika
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset