|
Ticaret kolaylaşsın diye…

Donald Trump bu hafta o çok beklenen Kongre'ye hitabını yaptı ve klasik politika yaklaşımlarını pek detay vermeden sıraladı. Bugünkü başlığımızı ilgilendiren uluslararası ticaret konusunda da, “serbest ama adil ticaret" vurgusunu yineledi. Hatta bu bağlamda, Harley-Davidson motorsiklet örneğiyle konuyu pekiştirerek gümrük duvarlarına çattı. ABD'nin, evine soktuğu malları öyle yüksek gümrüklere maruz bırakmazken, ürünlerini sattığı kapılarda ise hiç de bu şekilde karşılanmadığını anlattı. “Firmalar alışmış gıkları çıkmıyor" dedi ve ekledi: “Fakat ben bunun değişmesini istiyorum."



Gümrük duvarları konusunda, aslında Trump'ın bir haklılık payı var. Nitekim dünya ticaretiyle ilgili göstergeleri incelediğimizde, ABD'nin pazara erişimde aleyhine işleyen bazı durumlara şahit oluyoruz. Örneğin; geçtiğimiz yıl açıklanan verilere göre, ülkenin kendi uyguladığı gümrük vergisi ortalama %1,4 iken dışarıda karşılaştığı oranın %4,9 olması bunun anlamlı bir göstergesi.



GERİ SAYIM BİTTİ


Tabii ticaretin zorluğu, sadece vergilerle sınırlı değil. Bugün dünyada birçok ülke gerek ihracat gerekse ithalat işlemlerinde çok çeşitli zorluklar çekiyor, çektiriyor. Kimileri var bu zorlukları aşmaya çalışmış ve kısmen başarmış, kimileri var işi eziyete dönüştürmüş. Totalde ise sıkıntılı bir durum olduğu malum…



İşte bu maruzattan hareketle, Dünya Ticaret Örgütü WTO ne zamandır bir beynelmilel uzlaşma üzerine çalışmaktaydı. “Ne zamandır" dediğim süreç, ta 2004'e uzanıyor. Ve gel zaman git zaman, söz konusu ticareti kolaylaştırma görüşmeleri, 10 yıla yakın bir olgunlaşmanın ardından bir anlaşmaya dökülerek ülkelerin onayına sunulmuştu.



Bu ismiyle müsemma Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması'nın (Trade Facilitation Agreement / TFA) yürürlüğe girmesi için ise, üyelerin üçte ikisinin onayı gerekiyordu. Hatta son aylarda WTO sitesine yolunuz düştüyse, ihtiyaç kalan ülke sayısı çerçevesinde geriye sayımın devam ettiğini görmüşsünüzdür.



İşte geçtiğimiz hafta o geriye sayım sonunda sona erdi. Hatta birkaç fazla bile vererek… Toplam 164 WTO üyesi içinde, birkaç Asya, bir kısım Latin Amerika ve bolca Afrika ülkesi dışındaki ülkeler anlaşmayı onayladı. Böylelikle TFA'nın yürürlüğe girmesi de mümkün oldu. Dolayısıyla şu anda ortada, dünyayı saran ve hatta Trump'ın ülkesinin de altına imza attığı kapsamlı bir ticaret anlaşması var.



Bunca tantananın içinde sesi cılız kaldı ancak (ve hatta bu yüzden) bu uluslararası gelişmenin altını çizmekte fayda var. Bakınız, WTO Genel Direktörü Roberto Azevêdo'nun deyimiyle, TFA küresel ticarette adeta yüzyılın reformu… Zira Dünya Ticaret Örgütü için de, tarihçesinde çok taraflı uzlaşmayı getiren bir ilk!



KOLAY İŞ Mİ?


Peki, WTO TFA uygulamalarıyla ülkelerden ne bekleyecek? Kısaca özetlemek gerekirse, bu önemli anlaşma, malları sınırlardan en etkin şekilde geçirmeyi ve bu doğrultuda maliyetleri kırpmayı amaçlıyor. Bu bağlamda da kendini, gümrüklerle ilgili bürokrasiyi azaltmaya ve prosedürleri basitleştirmeye adıyor. Bunun için ise, sınır kontrollerindeki komplike işlemlerden uyumsuz evrak şartlarına kadar uzanan alt sorunları çözmeyi amaçlıyor. Dolayısıyla TFA, düzenlemelerde şeffaflık, işlemlerde modernizasyon ve idarede koordinasyon gibi mevzulara takılacak.



Tabii taahhüt edilen her madde hemen gerçekleşmeyebilecek. Ülkenin durumuna göre, bir kategorideki meseleler hızla işleme sokulabilecekken, bir diğer kategoridekiler ise bir geçiş süreci sonrasında ele alınacak. Hatta kimi hususlar, maddi manevi veya teknik yardımlarla hallolacak. Bu noktada, TFAF adı verilen ticareti kolaylaştırma platformunun, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere TFA sözlerini tutmaları için destek olacağını ekleyeyim. Mesela AB de geçen hafta anlaşmayı hemen kutlayarak, gelişen ülkelerin böylelikle küresel arz zincirlerine daha iyi entegre olacağını ve bunu desteklemek adına 400 milyon Euro yardım çıkacağını belirtti.



Zaten baktığınızda, bu anlaşmanın en çok çeki düzen vereceği ve aslında fayda sağlayacağı hesap edilen taraf, gelişmekte olan ekonomiler. Nitekim ticaretin kolaylığıyla ilgili endekslere baktığımızda da, sorunun büyük ölçüde bu tarafta olduğunu açıkça görüyoruz.



Hesaplara göre, TFA'nın tam olarak uygulanması gibi bir rüya senaryoda, üye ülkelerin ticaret maliyetlerinin ortalama %14,3 azalacağı öngörülüyor. Bu çerçevede, ithalat süresinin 1,5 gün, ihracatın ise 2 gün kısalması bekleniyor. Elbette ki, söz konusu etkiler, üyelerin icraat başarılarına bağlı olacak.



Sonuç olarak TFA, zora giren küresel ticaret için olumlu bir haber. Mamafih, asıl zorlu iş şimdi başlıyor.


#ABD
#Donald Trump
#Dünya Ticaret Örgütü
7 yıl önce
Ticaret kolaylaşsın diye…
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset