Sarı-lacivertli takımın temposu olmayınca Mesut Bakkal gibi bir hocaya ve iyi oyunculara sahip Gençlerbirliği, ikinci bölgenin ortalarında başlatıp birinci bölgede yoğunlaştırdığı presle, alan daraltma stratejisiyle Fenerbahçe’nin arayışlarını un ufak etti. Ve formsuz Sow ve Emenike bir şey üretemeyince işi kolaylaştı Başkent ekibinin. Bir parantez açayım Emenike’ye… Gücü, kuvveti, hızı var ama hücrelerine yeterince hüner üflenmemiş. Bu yüzden sonu gelmeyen girişimlerin adamı yaftası asılı boynuna. Bunu çıkarması da kolay görünmüyor.
Guido, Landel, Hleb, parıltılı performans sergiledi. Özellikle El Kabir müthiş yıprattı F.Bahçe savunmasını. Sakatlığı sebebiyle 42’de çıkmak zorunda kalan Egemen’in başını çok ağrıttı bu oyuncu. Golün hazırlayıcısıydı. Petroviç’in vuruşu ise 89’a değil tam 90’a gitti. Bu yüzden Volkan masumdu. Ona kimsenin sözü olmasın.
Öncelikle biraz da İsmail Kartal’ın hamleleri sonucu ikinci yarıda daha canlı, daha hızlı bir Fenerbahçe seyrettiğimizi pas geçmeyelim. Caner'in asisti, Mehmet Topal'ın golü enfesti. Ama maçta son sözü gecenin en enfes, daha doğrusu tek enfes adamı El Kabir söyledi. Böylece Gençlerbirliği doğru oyunun kitabını yazdığı maçı El Kabir’in büyüleyici performansı sayesinde kazandı.