Böke, MHP için; 'Sarayın yedek lastiği' demişti…
MHP'li Büyükataman da 'lastikli' bir cevap vermişti Böke'ye…
“Kendileri (CHP), PKK'nın 'don lastiği' oldukları için dünyayı öyle algılamaları ve partimize lastik yakıştırması yapmaları tamamıyla bilinçaltlarının dışa vurumudur”…
Sonra mevzu lastik gibi uzadı… (Erdoğan bir ara lastikçiye uğradı, çay içti.., ama o ziyaretin bu polemikle bir alakası yoktu…)
HDP barajı aştığı için 'Şükür Pilavı' dağıtan Çanakkale'nin CHP'li Belediye Başkanıydı…
Demirtaş'a 'beraber iyi salladık' diyen CHP'li Şafak Pavey'di…
PKK'lı teröristleri etkisiz hale getirmek için düzenlenen operasyonların “hukuksuz” olduğunu söyleyen CHP'li Bekaroğlu'ydu…
PYD'nin terör örgütü olmadığını İngilizlere anlatmaya çalışan CHP'li Tanrıkulu'ydu…
PKK'yla mücadele eden devleti suçlayan akademisyenlere sahip çıkan CHP'ydi…
Keza, PKK'lı teröristlere “Barikat kuran arkadaşlar” diye seslenen de Kılıçdaroğlu'ydu…
Velhasıl, devam edersek bu örnekler don lastiği gibi uzar!..
Bütün bunların sebebi Devlet Bahçeli'nin başkanlık ile ilgili tartışmayı gündeme getirmesi…
Tartışma 'Lastik polemiği' ile başladı, ardından;
“Biliyorsanız konuşun inansınlar, bilmiyorsanız susun da alayınızı adam sansınlar.., Ahmak ata binerse bey oldum sanırmış.., Şalgam aşa girerse yağ oldum sanırmış.., Düğüne giderler zurna beğenmezler, hamama giderler kurna beğenmezler.., HDP'nin aparatı, PKK'nın sim kartı olurken bir şey olmuyor da, biz bir teklifle gelince mi kıyamet kopuyor..” diyerek CHP'nin “alayına” ayar üstüne ayar verdi…
Bu arada “MHP, mevcut sistemin revize edilmesinden yanadır..” diyerek başkanlık için 'olabilir' sinyali verdi…
Dün de MHP sözcüsü Semih Yalçın; “Meclis'ten çıkan karar sonrası millete sorulmasından bir beis yok dedik. Belki 367 olarak çıkacak, o da mümkün..” diyerek başkanlık tartışmasında çıtayı yükseltti…
Böke ise; 'Türkiye'nin demokrasi sorunu var, rejim sorunu yok' diyor…
Bir defa başkanlık, ayrı bir rejim değil, demokratik bir sistemdir… Dünyada da örneği çoktur…
Ha, mesele demokrasi ise, 'halkın seçtiği cumhurbaşkanı' ile yürüyen bu parlamenter sistemle bu kadar oluyor demek ki?!..
Başkanlığı deneyelim, belki şu Türkiye'nin demokrasi sorununu hallederiz!..
Dağları taşları yeşile boyayıp, 'fotosentezsiz' yeşillik elde etmekten daha mantıklı bir teklif!..
Deneyin derim, sayın Böke?!..
