Saygın bir dünya liderini karşılama adına uygun protokoller, diplomasi dili, saygı, nezaket..vs, her şey vardı…
Erdoğan'ı kapıda karşılayan Trump, yine kapıdan uğurladı…
Ve Erdoğan Trump'a tüm dünyanın gözü önünde söyledi;
“Terör örgütleri arasında ayrım yapılmaz” dedi..
“Özellikle YPG-PYD terör örgütünün hangi ülke tarafından olursa olsun muhatap olarak alınması bu konuda küresel düzeyde varılan mutabakata kesinlikle uygun değildir…” diyerek ABD'nin yanlış yaptığını söyledi…
“FETÖ elebaşı Gülen ile ilgili beklentilerimizi açıkça ifade ettik…” dedi…
Velhasıl bir daha söyleyelim… Erdoğan Türkiye'nin Orta Doğu politikasını, kırmızı çizgilerini, FETÖ'yü tüm dünyanın gözü önünde Trump'a net bir şekilde söyledi…
Görüşme, çalışma yemeği ile birlikte 2,5 saat sürdü…
Günler öncesinde ABD'ye giden heyet zaten tüm bilgi ve belge paylaşımı yapmış, konuları netleştirmişti…
Görüşme sonrası Erdoğan ayrıca; “YPG saldırırsa vururuz…, Biz her şeyi aktardık, kendi göbeğimizi kendimiz keseriz.., Kapımızı çalacaklar…Türkiye arazide olacak…” diyerek “ben noktayı koydum, yapacaklarımı anlattım, gerisi size kalmış…” mesajını verdi…
Lakin bazılarına göre, böyle bir şey olmadı!..
İçimizdeki Coniler'den söz ediyorum…
Engin (Ardıç) usta böyle tipler için; “Babıali puştları” der… E usta tabii, bodoslamadan vurur geçer…
Ben de Engin ustanın kastettiği o tipler için; “Babıali'nin bit yavruları” demiştim… (Ayıp olur diye direkt 'yavşak' diyemiyoruz netekim!..)
Bizim Coniler hayal kırıklığına uğradı…
Ah keşke Trump bir saygısızlık yapsaydı…
Erdoğan'ı kapıda karşılayıp kapıdan uğurlamasaydı… Merkel'e yaptığı gibi yapsaydı…
Keşke Erdoğan Trump'ın gözünün içine baka baka 'YPG ve FETÖ' açıklamaları, yapamasaydı…
Keşke Trump; “Türkiye ile ilişkilerimizi hiç kimse yenemeyecek… Türkiye ile birlikte çalışmaya sabırsızlanıyorum…” demeseydi…
Ama bunlar oldu…
Yaşadığı travmadan; “Girdisi çıktısı 20 küsur dakikalık görüşme.., N'olcek yani?!..” diyen işlevsiz gerzek de çıktı…
“Hani nerde FETÖ elebaşı?..” diyen Babıali zırtapoz da vardı!..
Velhasıl Erdoğan noktayı orada koydu…
Lakin ses önce bizim Babıali Conileri'nden çıktı…
Oh yeah!...
